Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İşte Türkiye'nin 2010 hedefleri

        ENFLASYON HEDEFİ YÜZDE 4

        Enflasyon hedeflemesi rejimi çerçevesinde nokta hedef olarak belirlenen enflasyon hedefleri, tüketici fiyat endeksinin yıllık yüzde değişimi ile hesaplanan yıl sonu enflasyon oranı üzerinden tanımlanırken, 3 yıllık bir dönem için açıklanıyor.

        Programa göre, Tüketici Fiyat Endeksinin (TÜFE) önümüzdeki iki yıl içinde yüzde 4 olması öngörülürken, 2010 yılı için herhangi bir tahminde bulunulmadı.

        Programa göre, enflasyon hedeflerinin hükümet ve Merkez Bankası tarafından birlikte belirlenmesi uygulamasına program döneminde de devam edilecek.

        1,4 MİLYON KİŞİYE İSTİHDAM

        Program döneminde yıllık ortalamada reel olarak özel tüketim harcamalarının yüzde 6,4, özel sabit sermaye yatırım harcamalarının yüzde 7,8, kamu tüketim harcamalarının yüzde 3,7 ve kamu sabit sermaye yatırım harcamalarının yüzde 0,7 oranında artması öngörülüyor.

        İstihdam olanaklarını artırıcı uygulamaların da etkisiyle program döneminde, yaklaşık 1,4 milyon kişiye yeni istihdam yaratılması hedefleniyor.

        İş gücüne katılma oranının ise gelecek yıl yüzde 48,5, 2009 yılında yüzde 48,8, 2010 yılında ise 49,3’e çıkması bekleniyor.

        TURİZM GELİRLERİ VE CARİ AÇIK...

        Program döneminde dünya ekonomisi ve ticaretinde yaşanan canlılığın ve büyüme hızının bir miktar yavaşlamakla beraber sürmesi bekleniyor. Bu çerçevede program dönemi sonunda, ihracatın yıllık ortalama yüzde 11,1 oranında artarak 137,5 milyar dolara, ithalatın ise yıllık ortalama yüzde 9,5 oranında artarak 202 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

        2008 yılında 19 milyar dolar olarak öngörülen turizm gelirlerinin, 2010 yılında 20,5 milyar dolara çıkacağı bekleniyor. Bu çerçevede cari işlemler açığının, GSYİH’ye oranının orta vadede yüzde 6’lar civarında seyredeceği, 2008 yılında yüzde 6,4, 2009 yılında yüzde

        6,3 ve 2010 yılında yüzde 6,2 olması öngörülüyor.

        Program dönemi boyunca ödemeler dengesi finansman yapısında iyileşme ve bu kapsamda uzun vadeli sermaye girişleri ve doğrudan yabancı yatırımların payında artış bekleniyor.

        KAMU KESİMİ FAZLASI, 2008’DE AÇIĞA DÖNÜŞECEK

        2007 yılında yüzde 0,4 olacağı tahmin edilen kamu kesimi fazlasının GSYİH’ye oranının 2008 yılında açığa dönüşmesi, daha sonra tekrar fazlaya dönerek 2010 yılında yüzde 2,3’e yükselmesi öngörülüyor.

        Genel devlet dengesinde de benzer trendin gerçekleşerek GSYİH’ye oran olarak, 2007 yılında yüzde 0,2 olan fazlanın 2010 yılında yüzde 2,1’e yükselmesi hedefleniyor.

        Program dönemi boyunca faiz gideri ve özelleştirme geliri hariç kamu kesimi fazlasının GSYİH’ye oranının yüzde 7’ler seviyesinde olması bekleniyor.

        2007 yılında yüzde 43,3 olması beklenen genel devlet harcamalarının

        GSYİH’ya oranının, faiz giderlerindeki düşüş sonucunda 2010 yılında yüzde 40,6’ya gerilemesi hedefleniyor.

        2007 yılında yüzde 35 olacağı tahmin edilen genel devlet faiz dışı harcamalarının GSYİH’ye oranının, 2010 yılında da aynı seviyede olması, bu yıl yüzde 43,5 olacağı tahmin edilen genel devlet gelirlerinin ise GSYİH’ye oranının 2010 yılında yüzde 42,7 olması bekleniyor. 2007 yılında yüzde 31,8 olacağı tahmin edilen sosyal güvenlik primleri dahil vergi yükünün (vergi red ve iadeleri hariç) GSYİH’ye oranının, 2008 yılında bir miktar artmakla birlikte dönem sonunda yüzde 31,3’e gerilemesi tahmin ediliyor. Devam eden özelleştirme işlemleri sonucunda KİT sisteminin faiz dışı fazla içindeki payı önemli ölçüde azalması planlanıyor. 2006 yılında GSYİH’nin yüzde 0,62’si kadar faiz dışı fazla veren KİT sisteminin, 2010 yılında GSYİH’nin yüzde 0,22’si kadar faiz dışı fazla vermesi de bekleniyor. Özelleştirme işlemleri sonucunda kamunun; tütün, elektrik dağıtımı, petrokimya ve telekomünikasyon alanlarından tamamen çekilmesi; bunun yanı sıra şeker üretimi ve liman işletmeciliğindeki payının azalması öngörülüyor.

        KAMU NET BORÇ STOKUNDA DÜŞÜŞ

        Kamu net borç stokunun GSYİH’ye oranında program dönemi sonunda 2007 yılına göre 11,2 puanlık bir düşüş hedefleniyor.

        Programa göre, yerel yönetimlerin merkezi yönetim bütçesinden aldıkları payları artırmaya yönelik tasarının mevcut haliyle yasalaşması durumunda, merkezi yönetim bütçe harcamaları 2008 yılında 2,6 milyar YTL, 2009 yılında 4,2 milyar YTL ve 2010 yılında 4,5 milyar YTL daha artacak.

        Yatırım programının rasyonalizasyonu çalışmaları çerçevesinde, 2007 yılında 5,8 yıl olacağı tahmin edilen stokun ortalama tamamlanma süresinin 2010 yılında 5 yılın altına indirilmesi planlanıyor.

        ORTA VADELİ MALİ PLAN HAZIRLANACAK

        Program, Dokuzuncu Kalkınma Planında ifadesini bulan "istikrar içinde büyüyen, gelirini daha adil paylaşan, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen, AB’ye üyelik için uyum sürecini tamamlamış bir Türkiye’ vizyonunu esas alarak, yaşam kalitesini artırmaya yönelik bir program ve bütçe süreci gerçekleştirmeyi amaçlıyor.

        Ekonomik ve siyasi istikrar, gerçekleştirilen reformlar, ülkenin genç, eğitimli ve girişimci insan gücü, işleyen piyasa ekonomisi, uluslararası rekabete açık sanayisi, doğal ve kültürel değerleri toplumun refahının yaygınlaşarak artmasına katkıda bulmayı hedefleyen program ile çok yıllık bütçe süreci de başlıyor.

        Çeşitli alanlarda birbirleriyle tutarlı bir amaç, politika ve öncelikler seti sunan Orta Vadeli Program, makro politikaların yanı sıra Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu temel gelişme eksenlerini de kapsıyor.

        Programda, uzun vadeli amaçlara katkıda bulunacak şekilde üç yıllık dönemde üzerinde yoğunlaşılacak öncelikler tespit edilirken, Bakanlık ve kurum bütçelerinin hazırlanmasında, idari ve yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesinde, kurumların karar alma ve uygulama süreçlerinde programın amaç ve öncelikleri esas alınıyor.

        Orta Vadeli Program, yıllık uygulama sonuçları, içsel ve dışsal gelişmeler ile kalkınma planı hedefleri doğrultusunda her yıl yenileniyor.

        Programda yer alan amaç ve öncelikler bakımından uygulamanın izlenmesi, değerlendirilmesi ve Bakanlar Kuruluna bilgi sunulmasından Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı sorumlu bulunuyor.

        Orta Vadeli Program, stratejik amaçlar temelinde kamu politikaları ve uygulamalarını şekillendirecek ve kaynak tahsisini bu çerçevede yönlendirecek.

        Bundan sonraki süreçte Orta Vadeli Programın ortaya koyduğu temel amaç, öncelik ve makro hedeflerle tutarlı olmak üzere Orta Vadeli Mali Plan hazırlanacak ve Yüksek Planlama Kurulu kararıyla yürürlüğe girecek.

        Kuruluşlar, Orta Vadeli Programda yer alan amaç ve öncelikler ile Orta Vadeli Mali Planda verilecek ödenek teklif tavanlarını esas alarak, tedbir önerilerini ve bütçe tekliflerini, kanun çerçevesinde, hazırlayacak ve kuruluşlarla bütçe müzakereleri bu doğrultuda yürütülecek.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ