Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 'Türban siyasi simge de olsa yasaklanamaz'

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başörtüsüyle ilgili olarak, ''Bir siyasi simge olarak taktığını düşünün. Bir siyasi simge olarak takmayı da suç kabul edebilir misiniz? Simgelere bir yasak getirebilir misiniz, sembollere bir yasak getirebilir misiniz? Özgürlükler noktasında dünyanın neresinde böyle bir yasak var?'' diye sordu.

        Burada sorumluluklarının farkında olduklarını, özellikle özgürlükler noktasında bunun çözümüne inandığını, en yakın zamanda çözüleceğini zannettiğini belirten Erdoğan, ''Çünkü millet bu sorumluluğu verirken özgürlükler noktasında bu haklarını da haklı olarak istiyor'' diye konuştu.

        Erdoğan, Europa Press adlı ajansın düzenlediği kahvaltılı toplantıda katılımcıların sorularını yanıtladı.

        Başbakan Erdoğan, bir katılımcının, ''Özellikle sembollerle ve dinle ilgili, hükümetiniz ve partiniz, İslamcı olduğunu reddediyor. Ama yeni anayasanız, belki bu doğrultuda olmayacak. Türkiye, ilerici bir İslam devleti olamaz mı?'' şeklindeki sorusu üzerine, ''Bu soru ne yazık ki Batı'nın hala bizi anlamadığını gösteriyor'' dedi.

        Toplantıdaki basın mensuplarının da kendisini ''iyi anlayamadığını'' belirten Erdoğan, ''İslamcı'' ifadesine de karşı çıktı.

        AK Parti'nin, ''din kökenli bir parti olmadığını'' dile getiren Başbakan Erdoğan, bunu da partilerini kurarken açıkladıklarını anımsattı.

        ''Din üzerinden siyaset yapmayı asla kabul etmediklerini'' vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

        ''Mesela o zamanlar da Batılı dostlarımız bize sordu: 'Siz Müslüman demokrat olamaz mısınız?' dediler. Dedik, 'Hayır'. 'Biz, eğer Müslüman demokrat' diye kendimizi ifade edersek, o zaman İslam üzerinden siyasi rant sağlamaya çalışıyor durumuna düşeriz. O bakımdan, 'hayır' dedik. Çünkü İslam'ın kendi gücü var. Bizler yanlış yapabiliriz, partimin programında şunda bunda eksikler, yanlışlar olabilir. Ama bizim dinimizin ilkeleri içinde böyle bir yanlış söz konusu değildir. Dolayısıyla, 'siyasetin yanlışlarını da dine fatura edemeyiz' dedik. Bu bakımdan, 'biz muhafazakar demokrat bir partiyiz' dedik ve yola böyle çıktık.

        Eğer 'İslamcı' ifadesini kabul edersek, bu adeta tüccarlığa benzer, esnaflığa benzer. Yani böyle ayakkabıcı, ne bileyim şöyle aklınıza ne gelirse, şucu bucu vesaire gibi. Bu çirkin bir şey. Bunu siyasi literatürün içine oturtma gayretleri de oldu. Ben oraya da yakışmadığına inanıyorum. Biz de İslamcı olmaz, biz de Müslüman olur. Bir Müslüman da dinin gereklerini yerine getiriyorsa, iyi bir şekilde yerine getiriyorsa ona bizde 'dindar' denir. Dindar olur. Dinini, az yaşar, çok yaşar o da bizim sorunumuz değil. Bunun bedelini takdir edecek olan biz değiliz. bunu yaratıcı takdir eder. Bundan dolayı, bu konudaki spekülasyonlar bizleri cidden üzmektedir. İlerici İslam; böyle bir ifade de çok çirkin, çok yanlış. 'İlerici İslam', 'Gerici İslam', bu da olmaz. Bu tür sıfatlar yakıştırmak da yanlış. Son zamanlarda 'Ilımlı İslam' diye bir ifade kullanılıyor. Bu da çok yanlış. Yani ne adına kullanılıyor, kim adına kullanılıyor? İslam, İslamdır. Yaşanır veya yaşanmaz. Ve Müslüman Müslümandır. Yaşar ya da yaşamaz. Ama bir kişi, 'Ben Müslümanım' diyorsa, biz de kendisini tanırız, 'Bu Müslümandır' deriz. Dinini ne kadar yaşıyor, yaşamıyor o bizi ilgilendirmez.'' BAŞÖRTÜSÜ Sözlerini sürdürürken, kendi partisinde nasıl başörtülüler varsa diğer siyasi partiler içinde de başörtülülerin bulunduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

        ''Semboller dediniz, nasıl benim partimin içinde başörtülüler varsa diğer siyasi partiler içinde de başörtülü vatandaşlarım var. Yani bunlar CHP içinde de var ne bileyim diğer partiler içinde de var. İsimlerini tek tek saymama gerek yok. Hepsinin içinde var, hepsinin siyasi tercihidir bu. Onların bu siyasi tercihlerine, onların dininin bir gereği olarak başını örttüğüne inanan ve bunu bu şekilde uygulayana, zorla şu söyleniyor; 'Hayır sen bunu siyasi bir simge olarak takıyorsun'. 'Hayır' diyor, 'Ben siyasi bir simge olarak takmıyorum, ben bunu dinimin bir gereği olarak takıyorum' diyor.

        Velev ki, bir siyasi simge olarak taktığını düşünün. Bir siyasi simge olarak takmayı da suç kabul edebilir misiniz? Simgelere bir yasak getirebilir misiniz, sembollere bir yasak getirebilir misiniz? Özgürlükler noktasında dünyanın neresinde böyle bir yasak var? Oradan da bu işe girseniz, orada da ayrı bir yanlışı yapmaktalar.

        Buradaki dert başka aslında. Biz bunu çok iyi biliyoruz. Bunu maalesef takdirde zorlanıyoruz. Ve de bugün Avrupa'da ABD'de, değişik ülkelerde rahatlıkla başı örtülü olarak üniversiteye kızlar gidebiliyor. Oralarda bir sorun yok. Ama halkının yüzde 99'u Müslüman olan ülkemde böyle bir sıkıntı yaşanıyor maalesef. Ama bu sıkıntıyı da ben aşacağımıza inanıyorum, milletçe aşacağımıza inanıyorum. Burada sorumluluğumuzun da farkındayız. Özellikle özgürlükler noktasında bunu çözümüne inanıyorum. Öyle zannediyorum ki bunu da bizler en yakın zamanda çözeceğiz. Çünkü millet bu sorumluluğu verirken özgürlükler noktasında bu haklarını da haklı olarak istiyor.'' ''(DEMOKRASİLERDE ÇARE TÜKENMEZ) DİYORUZ'' Başbakan Erdoğan, ''Anayasa ile mi bunu çözeceksiniz?'' sorusunu yanıtlarken de ''İdeal anlamda kanunla zaten çözülmüştü. Kanunda burada kilitlenme veya yasak yok. Kanun önünü açıyor'' dedi.

        Burada Anayasa Mahkemesi'nin bir yorumu ile ''bu işin engellendiğini'' anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle dedi:

        ''Ve daha sonra AİHM'in burada hükümete inisiyatif tanıyan yine bir yorumu vardı. Bunun üzerinden de, ülkemizde ağırlıklı olarak medya bir çorap örmeye çalıştı. O çorabı hala örmeye gayret ediyor. Şu anda Anayasa içinde bunun çözümü bizim arzumuzdur. Ama öyle çözelim ki bu herhangi bir gerginliğe de zemin hazırlamasın. Onun için bunun müzakeresini geniş tutuyoruz. Yani bütün siyasi partilerde, parlamentoda en geniş manada çözelim, çünkü 'Demokrasilerde çare tükenmez' diyoruz, madem böyle inanıyoruz bu işe, o zaman demokrasi içinde bu çare mekanizmasını işletelim ve bu sorunu da çözelim.''

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ