Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 3. Sayfa Yiğit Bulut, faiz lobisini ve küresel aktörleri anlattı

        HABERTURK.COM

        Star Gazetesi yazarı Yiğit Bulut, Akşam Raporu'nda Ece Üner'in sorularını yanıtladı. Bulut, Gezi Parkı olaylarının ardından tartışılan 'faiz lobisi' ve sürecin küresel aktörleriyle ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Önümüzdeki 24 ayın çok kritik olacağını öne süren Bulut, Türkiye'nin bu süreçten güçlenerek çıkacağını ve demokrasi kalitesinin daha da artacağını söyledi. Bulut ayrıca, bir süredir köşesinde yayınladığı raporun bilinmeyen yönüyle ilgili ilk kez açıklamada bulundu.

        Bulut'un konuşmasından ana başlıklar şöyle:

        FAİZ 4.61'DEN 6.80'LERE GELMİŞ DURUMDA

        Faiz lobisi kimdir sorusu uzun süredir Türkiye'de uzun süredir soruluyor? Çok güncel bir örnek vereyim. Bugün Merkez Bankası bir açıklama yaptı. Normal şartlarda faiz 4.61'di. Olaylar başladığı günden faiz 7.09'a çıktı. Bugün normalde 0.50'lik yapmasını bekliyorduk Merkez Bankası'nın. Faiz şu anda 6.80'lere gelmiş durumda.

        10 YILDA 642 MİLYAR FAİZ KÂRIMIZ OLDU

        Bu faiz 4.61'den 3.50'lere geri çekilseydi Türkiye önümüzdeki 12 ay içerisinde 25 milyar TL daha az faiz ödeyecektik. Sayın Başbakanın açıkladığı gibi son 10 yılda 642 milyar TL faiz karımız oldu. Faiz lobisi bu. Bu olayların arkasında sadece faiz lobisi derken bu nominal hesabı anlamamak gerekiyor. Sayın Başbakan 'içerideki hainler, dışarıdaki işbirlikçiler' olarak yeni bir tanımlama yaptı.

        İKİ ÜLKENİN UZANTASI OLAN ÜNİVERSİTE

        Sayın Başbakanın elinde bizden çok fazla belge var. İstihbarat birimlerinin kendisine vermiş olduğu belgi var. Biz kendi imkanlarımızla bir belge yayınladık. Hangi ülkeler olduğunu bugüne kadar hiç söylemedim. İlk defa söylüyorum, İngiltere, Almanya ve onlara bağlı bir üniversite tarafından bu belge hazırlanmış. Belge 2009 yılında imzalanmış. Raporda şu ifadeler yer alıyor: "Türkiye'nin coğrafi üstünlüğü, son yıllardaki ekonomik bağımsızlık fikrine olan yakınlaşması, IMF'den uzaklaşma gibi ekonomik politikaların güçlenmesi emperyal politikalarımızla örtüşmemektedir. Son 300 yıldır varlığını kontrol ettiğimiz denge ve denklem değişebilir" diyor.

        TÜRKİYE'NİN IMF'DEN KOPMASI PROBLEM

        300 sayfalık çok uzun bir rapor. Türkiye'nin IMF'den kopmasının sorun olacağını, Türkiye'nin Arap ülkelerine, Ortadoğu'daki coğrafyaya bağımsızlık anlamında örnek olacağını söylüyor. Bütün bunların engellenmesi açısından varolan hükümetin ve Başbakanın ikinci 10 yılına girmemesi ve bu yolda alınması gereken tedbirleri anlatıyor. Türkiye'de model yaratabilecek sokak hareketlerinin desteklenmesine kadar bir çok konu çok net bir şekilde belirtiyor.

        TOPLUMUN SİNİR UÇLARI TETİKLENİYOR

        Başbakan o sabah o çadırlara yapılan müdahaleyi asla tasvip etmedi. Müdahale emrini hükümetin verip vermediğiyle ilgili kesin bir bilgiye sahip olamayız. Sabah Başbakanı arayıp tabii ki sormadılar, bu şekilde müdahale edelim mi diye. Bununla ilgili soruşturma devam ediyor. 2009'da bahsettiğim raporda 'toplumun açıkta duran sinir uçları tetikleyebilecek toplumsal olayların kullanılması' geçiyor. Olaylar o noktaya geldiği noktadan itibaren, olaylar küresel ve yerel işbirlikçiler tarafından sahiplenmeye başladı. Sinir uçlarını açıkta bırakılabilecek yeni olaylar planlanmıyor anlamına gelmez.

        BAZI BASIN ALEVİLERİ TAHRİK EDİYOR

        Şu anda basının bir kısmı Alevi vatandaşlarımızı tahrik ediyor. Siyasi otoritenin açıkta duran sinir uçlarını tespit edip önlem alması gerekiyor. Sayın Başbakan bundan sonraki senaryoyu sorgularken, mutlaka önümüzdeki süreçte açıkta duran sinir uçları ile ilgili yeni bir eylem planı oluşturduğunu ben görüyorum. 7 ağaç söküldü 113 ağaç kondu. Başbakan 'yargı kararı yetmez ben halka soracağım' dedi. Üstüne üstlük otel, rezidans ve AVM'den vazgeçildi. Dolayısıyla sinir uçları tespit edildi.

        POLİSİMİZİN GÜÇLENDİRİLMESİ ŞART

        Polis zorunlu olduğu durumda kullanıldığı takdirde çok güçlü olması gerekiyor. İnsanların jandarmayla karşı karşıya gelmesi hiç hoş bir şey değil. Askerle hükümetler karşı karşıya, askeri darbeler bu ülkede yaşanmış. Jandarma gücü olmasına rağmen üniforma ile sokakta bulunması hoş değil. Polisin güçlendirilmesi lazım. 16 milyonluk İstanbul'da 40 bin polis bulunuyor. Sayın Başbakan 'güçlü olacağız ama gerektiği zaman bunu kullanacağız' diyor. Önümüzdeki süreçte küresel güç ve içerideki uzantıları tarafından yeniden deneceği için dalga dalga yeni maniplasyonlar gelebilir. Bu finansla gelebilir, suikastle gelebilir.

        BU BİR RENK OPERASYONU ASLINDA

        Buradaki amaç Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni pasif hale getirmek, Başbakanı sandık dışı yollarla oyunun dışına itmek, başkanlık sisteminin önüne set çekmek, Anayasa yapılmasını önlemek, Cumhurbaşkanı seçimini önlemek. Ama her şerde bir hayır vardır dedikleri gibi bu olaylar sonunda kimin adam olduğu, kimin adam olmadığı, kimin ülkesine, milletine, demokrasiye bağlı olduğu renk renk döküldü. Bu bir renk operasyonu aslında. Dolayısıyla herkesin rengini biliyoruz.

        OLAYLAR BİTMEDİ YENİ DALGA VAR

        Çok zor bir süreç var. Hiç kimse bu olaylar bitti, kapandı, geçti diye düşünmesin. Bu oyunu planlayanlar küresel ve yerel anlamda dalgalara devam edecek. Önümüzdeki günlerde ikinci, üçüncü, dördüncü dalgalar olacaktır. Amaç Recep Tayyip Erdoğan'ı devre dışı bırakmak, amaç hükümeti sandık dışı devirmek. Herkesin eskisi kadar gözünün kapalı olmadığını son 22 günde 22 yüzyıllık bir bilince ulaştığını düşünüyorum.

        DARBE VERSİYONU DEVREDE OLACAK

        18 Şubat 2012 Star Gazetesi'nde 'Türk halkına açık mektup' diye bir yazım var. Orada çok yakında küresel koalisyona biat etmeyen, küresel koalisyonun sözünü dinlemeyen, içerideki uzantılarıyla işbirliği yapmayan Recep Tayyip Erdoğan'a karşı sandık dışı bir ikincil bir darbe versiyonu devreye konulacak. Önümüzdeki süreçte sandık dışı yollarla sayın Başbakanı siyaset, yönetim dışında bırakmanın, eski yerleşik yapının ele geçirme denemesinin devamını versiyonlar şeklinde göreceğiz.

        ARTIK TÜRK ORDUSU ÇOK BİLİNÇLİ

        Bugün Türk Ordusu çok bilinçli. Ne zaman kendi halkına silah doğrulttu küresel düzen kendi tarafına transfer etti. Türk Ordusu'nun hiçbir subayı, astsubayı, uzman çavuşu, eri elitist bir yapıdan gelmiyor. Türk subayının Genelkurmay Başkanı köyde keçinin üzerinden gelir, babası gelir okula teslim eder. Askeri darbe denemeleri Türkiye'de sonuç vermeyecektir. Ama vazgeçmeyeceklerdir. Çok büyük bir iktidar mücadelesidir bu.

        TÜRKİYE BU SÜREÇTE GÜÇLENECEK

        İçerideki bu yerleşik yapı ve dışarıdaki onların efendileri kendilerine biat etmeyen her başbakanın kellesini aldıkları gibi bu başbakan için de yapmak isteyeceklerdir. Medyamızın çok bilinçli bir bölümü var. Son 22 yıldır medyanın bu bölümü taş gibi durdu. Gün bir olma günü. Gelin beğenmediğiniz Başbakanı sandığa gömün. Ama biz bunu yapacağız. Ama sandık dışı bu ülkeyi yönetmeyi alışmış insanlar değil. Türkiye bu dalgalardan çok güçlü çıkacaktır, çok daha demokrasi kalitesine sahip bir ülkeyi göreceğiz.

        HÜKÜMETİN YAPMASI GEREKEN ŞEY

        Toplumun gerçekten hassasiyetlerini anlamak gerekiyor. Toplumun saf ve temiz duygularla kısmını da anlamak gerekiyor. Ama bu saf ve temiz insanları kullanan, kendi amaçlarına alet etmek isteyenleri de ciddi analiz etmek gerekiyor. Çok temiz duygularla eline bayrağı alıp sokağa çıkan insanları kendi amaçlarına alet eden maalesef bazı güç ler de var. Oradaki saf ve temiz duyguları olanlarla bunları kullananları ayırmak, farklı önlemler almak ülkeyi yöneten devlet gücünün yapması gereken bir olay.

        ÖNÜMÜZDE ÇOK KRİTİK 24 AY VAR

        Bunlar önümüzdeki süreçte devam edecektir. Toplumun hassas kesimleri kendi çabasıyla bu işe katılacaktır. Önlemi almak siyasi hükümete ve devlete düşüyor. Önümüzde zor ama çok şey öğreneceğimiz bir 24 ay var.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ