Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Başbakan Erdoğan'dan HDP'ye çağrı, Başbakan Erdoğan Ak Parti grup toplantısında konuştu, Başbakan Erdoğan'dan flaş Okmeydanı açıklaması

        HABERTURK.COM

        Ak Parti grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, çocukları PKK tarafından kaçırılan aileler için HDP'ye çağrı yaptı.

        Erdoğan, "Biz yeni Burak Can'ların, terörün içine sokulan yeni Berkin'lerin, Okmeydanı'ndaki olaylarında ölen Umut'ların, Ayhan'ların yitip gitmesine tahammül göstermeyiz. 77 milyon kardeş olmak için hepimiz gayret göstereceğiz. Ak Parti grubundan bir mesaj daha veriyorum. BDP yeni adıyla HDP'ye çağrı yapıyorum. Diyarbakır Belediyesi önünde dağa kaçırılan çocukları için eylem yapan anne ve babaları yürekten selamlıyorum. 15 yaşında çocukları dağa kaçırılan yürekleri yanan anne ve babaların feryadının dünya medyasının görmesini arzuluyorum.

        HDP, BDP hani siz neden görmüyorsunuz. Gidiyorsunuz, alıyorsunuz ya o yavruları da alıp gelin. Bunların da adreslerini iyi biliyorsunuz. Nerede, neyin olduğunu biliyorsunuz. Alıp geleceksiniz. Alıp gelmediğiniz takdirde B planımız C planımız devreye girer. Biz de anneleri çocukları ile buluşturmak için bu mücadeleyi sürdüreceğiz." dedi.

        İşte Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından önemli satır başları;

        Mavi Marmara'da 9 kardeşimiz şehit olmuştu, 30 kardeşimiz de yaralanmıştı. Uğur Söylemez kardeşimiz 4 yıldır bitkisel hayat yaşıyordu. Cumartesi günü kardeşimizi uğurladık. Merhum Süleyman kardeşimizi hastanede ziyaret etmiş, evinde kendisini ziyaret etmiştim. Ailesinin kendisine bakışı her türlü şükranın üzerindeydi.

        Okmeydanı'nda yapılan şiddet eylemlerinde 2 vatandaşımız hayatını kaybetti. Ailelerini telefonla arayarak taziyelerimi ilettim.

        Birinci Dünya Savaşı'nın 100. yıldönümünde şunu söylemek durumundayız. Osmanlı ve Selçuklu'nun mirası olan Türkiye Cumhuriyeti baskı ve kontrol altında tutulmak istendi. Osmanlı İmparatorluğu'ndan kalan borçlar,acılar Türkiye Cumhuriyeti'ne yüklendi. Kürt Alevi vatandaşlarımızın üzerinde iki mesele sürekli kaşındı.

        "O İŞİN ARKASINDA DURAN CHP"

        Kürt kardeşlerimize karşı bizim dönemimize kadar ret, inkar, asimilasyon politikaları uygulandı. Alevi kardeşlerimizin varlıkları inkar edildi. Dersim'de yüzlerce Alevi vatandaşımız katledildi. CHP'nin dününde ve bugününde Dersim katliamına karşı tepki gördünüz mü? O işin arkasında duran CHP. Sonu acı biten elim hadiseler yaşandı. Komplo teorilerinin kolaycılığına sığınmadık. Biz Türkiye'nin karşı kaldığı meselelerin farkında olduk. Dışarıdan yapılan tahrikleri, kampanyaları göz ardı etmeyiz. Türkiye'de işler ne zaman iyiye gitmeye başladıysa ülkemizin başına dert açmaya çalışanlar oldu.

        İçeride ve dışarıda karanlık eller işbirliği yaptılar. Türkiye'nin enerjisini tüketmek için karanlık senaryoyu devreye aldılar. Yüzyıldır barış içinde ülke olmamıza rağmen kalkınma yarışına neden bu kadar geç katıldık. İçerideki tartışmalarla, gerilimlerle enerjimizi birikimlerimizi heba etmek zorunda kaldık. Neredeyse 35 yıl oldu terörle mücadele ediyoruz. Başörtüsü meselesi 40 yıl boyunca tartışma zorunda bırakıldı.Yazık değil mi? Engelleri kaldırdık ülke bölünmedi. Bir asır boyunca yasakları savunanlar ülkeye yazık etmediler mi?Bizi millet olarak anlamsız tartışmalarla, anlamsız yasaklarda, sanal gündemlerle oyaladılar, meşgul ettiler. Darbelerle, darbe girişimleri ile bedeller ödettiler. Tahriklerle, çatışmalarla bize ağır faturalar ödettiler. Bu tezgahları görmemiz gerekiyor.

        "TEK GEREKÇELERİ 12 AĞAÇ"

        Mayıs ayındayız. 28 Mayıs'ta Türkiye'nin nasıl konumda olduğunu hatırlayın. Türkiye en büyük ekonomik krizini geride bırakmış.Türkiye yüzde 4-5 büyüme oranlarını yakalamıştı. Çözüm sürecinde önemli aşamaya gelinmiş, nevruz barış içinde kutlanmış, acı haberler gelmiyordu. O günlerde batıdaki insanların koşarak doğuya gittiklerini görüyorsunuz. Önümüzde engel yok. İşler o kadar iyi gidiyor ki Cumhuriyet tarihimizin en büyük başarılarına imza atıyoruz.Ama sonra bir şey oluyor. İstanbul'da Gezi Parkı'nda başlayan eylemler. Neymiş ağaçlar sökülüyormuş. Bu istismar edilerek ülke geneline yayılıyor. Ülkede legal, illegal örgütler işbirliği yaparak huzuru bozacak noktaya ulaştırıyor. Huzur, istikrar, ekonomi hedef alınıyor. İçeride şu ifadeyi kullanıyorlar. 'Tüketmeyin ekonomi dursun' diye çağrılar yapılıyor. Her gün sokaklarda vandallık dünyaya Türkiye'nin genelinde terör estirir gibi servis ediliyor. Ana muhalefetin vekillerin olayların içinde rol alıyor.Vekiller göstericilere para, erzak dağıtıyor. Yandaş medya insanları sokaklara dökmek için elinden geleni yapıyor. O malum işverenler ve o örgütler bir kısım memur örgütler el birliği ederek sanki olayların adeta sorumlusu olarak bizleri göstermeye gayret ediyorlar. Tek gerekçeleri 12 ağaç. Dik durduk,eğilmedik, bükülmedik bu saldırıları bertaraf ettik.

        "CHP ALEVİ VATANDAŞLARIMIZI TAHRİK EDİYOR"

        Gezi'de istediklerini elde edemeyenler 17-25 Aralık darbe girişimlerine başvurdular. Orada da dik durduk.Millet bu darbe heveslilerine en güzel cevabı sandıkta verdiler. Şimdi Türkiye'yi mezhep farklılıklarını kaşıyarak ülkeyi karıştırmak istiyorlar. Bir süredir bunun provaları yapılıyordu. Bu hafta sonu Almanya’daydık. Almanya'da bizim oradaki toplantımızın yapıldığı o muhteşem salonun yakınından nehir geçiyor. Oradaki Ali'siz Alevilere miting yapma izni verilmiş. Dert bizim yaptığımız o toplantıyı adeta nasıl sabote ederiz gayreti içinde giriyorlar. Bunlara rağmen Almanya tedbirleri iyi almıştı. 5 ana merkezde o gün bize karşı olan gruplar tarafından gösteriler yapıldı. Ama hiçbiri arzusuna ulaşamadı. Türkiye'de Alevi vatandaşlarımızın kapısına işaretler koyuluyor. CHP'nin vekilleri Alevi vatandaşlarımızı tahrik ediyor. Merhumun kız kardeşinin sesini duydunuz dimi. 'Siz bu eylemleri yapmamış olsaydınız benim kardeşim ölmeyecekti' dedi. Ortada sıkıntı yok. Uğur kendisi cemevine gidiyor. Orada böyle olayla karşı karşıya kalıyor. Yüzyıldır aynı bayat senaryoyu kullanıyorlar. Biz bu bayat senaryonun dışarıdan desteklendiğini söylediğimizde hedefi saptırmaya çalışıyor Okmeydanı’na eli kanlı terör örgütünün dışarıdan desteklenmediğini söyleyecek var mı?

        Kimlerin bu örgütün sırtını sıvazladığını biliyoruz. CHP'nin O malum Tunceli vekili olmak üzere CHP vekilleri o örgütün vekilleri gibi davranıyorlar. Bir CHP’li bunun hesabını sormuyor. Zaten genel müdür bunlarla ilgilenmiyor. CHP Alevi vatandaşlarımızın duygularını istismar etmekten, onlar üzerinden çatışma senaryolarını beslemekten başka bir şey yapmamıştır. Dersim olayı ile yüzleşme cesareti gösterememiştir. CHP sadece tahrik eder. Başka yerlerden medet arama dönemi asırlar nicesinde kaldı. Alevi vatandaşlarımızın yaşananlardan rahatsız olduğunu biliyorum.

        "YALANI BU KADAR MAHİR KULLANAN İKİNCİ KİŞİYİ BULAMAZSINIZ"

        Soma,'da bile Alevi vatandaşlarımızı toparlayıp Soma'ya getiriyorlar. Soma'yı karıştıracaklar. Çıkmış Barolor Birliği toplantısında konuşma yapıyor. 'Başbakan cam, çerçevenin' derdinde diyor. Başbakan sadece kırılan cam çerçeveyi konuşmuyor. Ama o vesile ile yaralanan ölen insanları da konuşuyor. O cam çerçeveler bütünün parçalarıdır. Belki de dünyada yalanı bu adam kadar mahir kullanan ikinci kişiyi bulamazsınız. Ya bunun eğitimini özel olarak aldı ya da genlerinde var böyle birisi. Bizim derdimiz var. Biz 77 milyonun huzuru için çalışıyoruz. Ama bu ve benzeri kişilerin böyle derdi yok.

        "HDP'YE ÇAĞRI YAPIYORUM"

        Biz yeni Burak Can'ların terörün içine sokulan yeni Berkin'lerin, Okmeydanı'ndaki olaylarında ölen Umut'lar,ın Ayhan'ların yitip gitmesine tahammül göstermeyiz. 77 milyon kardeş olmak için hepimiz gayret göstereceğiz. Ak Parti grubundan bir mesaj daha veriyorum. BDP yeni adıyla HDP'ye çağrı yapıyorum. Diyarbakır Belediyesi önünde dağa kaçırılan çocukları için eylem yapan anne ve babaları yürekten selamlıyorum. 15 yaşında çocukları dağa kaçırılan yürekleri yanan anne babaların feryadının dünya medyasının görmesini arzuluyorum. Galatasaray Lisesi önünde oturanları yazardınız. Bu yavruların annelerini niçin görmüyorsunuz. Türkiye medyası duyarsız kalanlara sesleniyorum. Siz neden yazmıyorsunuz, görmüyoruz. HDP, BDP hani siz neden görmüyorsunuz. Gidiyorsunuz, alıyorsunuz ya o yavruları da alıp gelin. Bunların da adreslerini iyi biliyorsunuz. Nerede, neyin olduğunu biliyorsunuz. Alıp geleceksiniz. Alıp gelmediğiniz takdirde b planımız c planımız devreye girer. Bugüne kadar anneler, babalar tehdit nedeniyle bu acılarını içlerine atıyordu. Bu feryadın duyulmasını o annelerin haklı mücadelesini 77 milyon tarafından desteklenmesini diliyoruz. Biz de anneleri çocukları ile buluşturmak için bu mücadeleyi sürdüreceğiz.

        "TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN BAŞBAKANI'NIN ORAYA GELMESİ SENİ RAHATSIZ MI EDİYOR?"

        Alman medyasının önemli kısmı ırkçı ifadeler kullanmaktan kaçınmadı. Alman medyası ırkçı ifadelerle bize saldırırken bizim ziyaretimizin ertesindeki AP seçimleri de ırkçı tehlikeyi bize gösterdi. AP seçim sonuçları kaygılarımızın ne kadar haklı olduğunu bir kez daha teyit etmiş oldu. Orada sözde Türk bir siyasetçinin kullandığı ifadeler çok çirkin. Sen nasıl bir demokratsın. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın oraya gelmesi seni rahatsız mı ediyor?

        Vatandaşlarımızın bir kısmının olumsuz yaklaşımını nasıl yatıştırdığı ortada. Kusura bakma, senin Sayın Merkel’e ne kadar saygı duyacağını biliriz. Ama biz saygıyı en güzel şekilde ifade etmesini de biliriz. Ama önce sen kökenin itibariyle, mensubu olduğun ülkenin başbakanına bu şekilde konuşma hakkına sahip değilsin. Nerede milletvekili olursan ol önce haddini bileceksin. Zaten eş başkanlığını yaptığın bir başka bayan vardı şimdi değil zannediyorum. O da zaman zaman birçok şeyler yapar konuşurdu, ama biz Türkiye’nin kapılarını ona kapatmadık. Ama sen ileri gittin. Bunlara senin gücün yetmez önce haddini bileceksin.

        “AMA ALIŞACAKLAR, HAZMEDECEKLER”

        İşte bu dediğim zat, diyor ki “Türkiye’deki cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili kampanya burada yapılamaz.” Kimsin sen ya, ne demek yapılamaz? Bir buçuk milyon insan orada oy kullanacak. Orada da yasal çerçevesi neyse o çerçeve içerisinde kampanyasını yapar. Sen buna engel koyamazsın. Türkiye’de de Almanya seçimleri için oy kullanacaklar varsa, gelirsin sen de burada böyle bir salon toplantısını yapabilirsin. Mesele farklı. Ama alışacaklar, hazmedecekler. Hiç şakası yok bu işin. Kimi medya kuruluşlarının, kimi partilerin bu değirmene su taşıdığını biliyoruz. Bazı Türk muhabirlerinin de meslek şereflerini bir kenara bıraktı.

        Uluslararası medya kuruluşunun muhabiri olan Türk gazetecinin iki kadını figüran olarak kullandığını yalan haber yaparak servis ettiğini gördük. İkisinin de başlarını örtüyor. Üstü şişhane altı kaval. Sırıtıyor. Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol. Bununla insanımızı dünyada farklı gösterecek. Ama devran değişti. Ama suçüstü yakalanıyor. Türkiye’nin imajı yalan haberlerle yıpranacak kadar imaj değildir. O geride kaldı.

        "DERSİMİZE İYİ ÇALIŞIYORUZ"

        Bazıları Avrupa Birliği süreci durdu diyorlar. Bunu yazanlara sesleniyorum. Türkiye müzakerelere oturacak ülke bile değildi. Biz geldik.Ben genel başkandım. Başkan Bush’la bu konuları konuştuk. Başbakanlık görevinden sonra müzakerelerin başlatılmasına yönelik kararı çıkarttık. 14 fasıl. Bunların hepsi açıldı mı? Hayır. Ama uygulamalar değişti. AB'ye alınan üyeler uygun olduğu gerekçesi ile değil siyasi kararla alındı. Yaklaşım hala aynı. Biz sabırlıyız. Dersimize iyi çalışıyoruz.

        "BUNUN HESABINI VEREMEZSİNİZ"

        Merhum Menderes için daha 27 Mayıs darbesi yapılmadan içinde, burası çok ilginç sabık başbakan ifadeleri geçen iddianameler hazırlanmıştı. Daha karar kesinleşmemiş ama dar ağacı hazır bekliyor. Ne diyor? Çok enteresan sabık başbakan. 54 yıl sonra bizim için de 17 – 25 Aralık darbe girişimi oldu ya. Polis tutanakları elime geçti. Bu tutanaklarda dönemin başbakanı ifadesi geçiyor ve bunu o paralel yargı bir kısım, ona takdim edecekler ve oradan da evet bizi bu şekilde yargılama yoluna gidecekler. Eğer 25 Aralık darbesi başarılı olsaydı, bu hazırlıklar ortaya çıkacaktı. Düzmece mahkemelerde yargılanacaktı. İnşallah bunun hesabını soracağız. Paralel yapıdan bunun hesabını sorarak, benzeri darbe girişimlerinin yaşanmasının önüne geçeceğiz. Şunu çok açık net söylüyorum. Gerek şahsım, gerek sorumluluk makamında olan arkadaşlarıma sesleniyorum. Bunun hesabını sormaktan kaçınacak bir arkadaşım çıkarsa bunun hesabını veremezsiniz.

        "SOMA'DAKİ MADEN İŞÇİLERİMİZİN AİLELERİNE SESLENİYORUM"

        1 Haziran'da bazı il ve ilçelerde seçimler yenilenecek. TBMM Genel Kurulu'nda önemli görüşülecek konular var. Soma'daki maden işçilerine, kömür ocaklarında konuşan işçilerimize sesleniyorum. CHP'nin, bölücü terör örgütü yandaşlarının oyununa gelmeyin. Sizi bunlar yalnız bırakırlar. Bunlar nerede kimi sahiplendiler. Sizin hüznünüz üzerinden paye kapmaya çalışırlar. 301 şehit canımızdır. Onların ailelerini koruma altına alacak tedbirlerimizi aldık.

        Sadece Soma ile ilgili olarak değil çalışanları ilgilendiren düzenlemeler Meclis’e gelecek, grup toplantımızdan sonra Çalışma bakanlığı yetkililikleriyle toplantım olacak, orada görüşeceğiz.

        Bu arada dün akşam aşırı yağış nedeniyle Çorum’da sel felaketi yaşandı. Belediye işçi kardeşimiz hayatını kaybetti. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Valilik hasar tespit çalışmaları başlamıştır. Gereken desteğimiz oraya ulaşacaktır.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ