Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Türkiye Noterler Birliği Başkanı Hasan Yeni, İstanbul 10. Noteri İsmet Büyükkılıç'ın Adalet Bakanlığı tarafından açığa alınmasını HABERTÜRK'e değerlendirdi.

"Adalet Bakanlığı, İsmet Büyükkılıç'ı görevden aldıktan sonra Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava devam edecek. Bu davanın sonunda iş neticelenecektir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na Noterler Birliği olarak biz suç duyurusunda bulunmuştuk. Ayrıca kendi disiplin kurulumuzda da soruşturma açtık, bizdeki soruşturma da devam etmektedir. Noterlik Kanunu gereğince bizim disiplin kurulundaki dosyalar ceza davasının sonucunu beklemek durumundadır. Şimdi 10. Noterlik bir vekile devredilecek. Artık İsmet Büyükkılıç'ın noterlikle ilişkisi kalmayacaktır, taa ki davanın sonucuna kadar."


Sabah Gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak, davayla ilgili adımların hızlı atılamadığını söyledi.

"Noteri görevden aldıklarına göre niçin bu kadar geciktiklerini de sormak isterim. aylardır bu konu üzerinde medya duruyor, kamuoyu duruyor niçin şimdi diye sormak isterim. Ama geç olsun güç olmasın diye de bir tabir vardır. Medyanın, kamuoyunun, demokrasinin bir başarısı olarak görmek lazım. Madem bir yolsuzluk, usulsüzlük sözkonusu geç kalmış bir tasarruf olarak görüyorum.

Kanal 7'yi illa hükümetle özdeşleştirmemek lazım. Hükümetin de davranışlarında sanki Kanal 7 veya Deniz Feneri ile siyasi bir ilişki varmış gibi davranmamalıdır. Ama maalesef ilk günden beri bu işte, eski günlerden kalma dostluklar nedeniyle de olabilir, böyle bir hava doğdu. Ben Kanal 7 ile Deniz Feneri'nin bir ilişkisi olduğunu düşünüyorum. Eski dostluklar nedeniyle gerekli adımlar istenilen süratle atılmıyor gibi geliyor bana. Demokratik bir ülkede yaşıyoruz, bu kadar ortaya çıkmış bir usulsüzlüğün de hesabının sorulacağını düşünüyorum. Mehmet Ağar 10 sene sonra yargı önüne çıkıyor. Ergenekon davasında bir sürü faili meçhul cinayet yazılıyor, çiziliyor. Demokrasi kendi kendine içini temizliyor.

RTUK'teki ZAhid Akman'ın hala görevini sürdürmesi... Tamamen masum olabilir, hiçbir şey yapmamış olabilir, iftiraya da maruz kalmış olabilir, ben onu suçlamıyorum ama böyle bir kamu görevinde hakkında böyle iddialar olan birinin kalmaması lazım. Onun orada kalması esas itibariyle bu meseleyi hükümetin aleyhine sirayet ettiriyor."

Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce de hükümetin Deniz Feneri davasında hükümetin gereken adımları atmakta yavaş kaldığını belirtti.

"Deniz Feneri davasının Almanya'da görülmesinden sonra Türkiye'deki ayağının soruşturulmasında bir gevşeklik var. Ne olursa olsun, hangi devirde yaşıyoruz, bir dosya aylar sonra mı Türkiye'ye intikal eder? Sayın Akman'ın davanın Türkiye'de görülmesi esnasında açığa alınması gerekebilir ama bu dosyadaki verilere göre yapılabilecek birşey. İnsanlar hakkında sadece iddialar üzerine işlem yapmayı da doğru bulmuyorum. Yolsuzluğu yapan kim olursa olsun, hele de böyle hayır işleriyle ilgili davalarda hükümetin çok hızlı hareket etmesi lazım. Çünkü insanlar çok güzel duygularla hayır yapıyorlar. Bu yapılan yardımlar başka amaçlarla kullanılıyorsa hükümette bulunan insanların inanç hassasiyetleri açısından çok hızlı davranması gerekir. Burada bir kandırma varsa bunun önünün çok hızlı bir şekilde alınması gerekir.

Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk ise: "Bir soruşturma aşamasında bunlar normal işlemlerdir. Suçlama sahte resmi belgelemek. Dosyayı görmeden birşey söylemek mümkün değil. Soruşturma ve kovuşturma aşamasında görüş açıklamak mümkün değil. Adalet Bakanlığı'nın işlemi ise soruşturmanın daha doğru biçimde yürümesi içindir. Soruşturmanın bu şekilde yürütülmesini bu şekilde istemiştir.. Bu Adalet Bakanlığını'nın takdiridir" dedi.

BAKMADAN GEÇME