Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gönül KARAKUŞ / AHT

Etiler'de başı kesik halde cesedi bulunan Münevver Karabulut cinayeti ile ilgili yürütülen soruşturması tamamlandı. Katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun babası, annesi ve amcasının da aralarında bulunduğu toplam 6 şüpheli hakkındaki iddianame hazırlandı. Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcıları Faruk Erşen Yılmaz ve Mustafa Öztürk tarafından hazırlanan 51 sayfalık iddianamede, baba Nida Garipoğlu'nun, "tasarlayarak, çocuğu veya beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak kişiyi, canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan TCK'nın "suçu birlikte gerçekleştiren her kişi fail olarak sorumludur" hükmü gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapsi talep edildi. İddianamede, Cem Garipoğlu'nun babasının doğrudan cinayete katıldığı belirtildi.

Anne Tülay Garipoğlu'nun, "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar, amca Hayyam Garipoğlu'nun "suçluyu kayırma" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapisleri istendi. Garipoğlu şirketlerinde Satın Alma Grup Müdürü Mehmet K., Mehmet Nida Garipoğlu'nun şoförü Ahmet B. ile Garipoğlu şirketlerine ait Burgaz Rakı Satın Alma Müdürü Habib K.'nın da "suçluyu kayırma" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapisle czalandırılması talep edildi.

YAŞI KÜÇÜK OLDUĞU İÇİN MÜEBBETLE YARGILANMAKTAN KURTULDU

Cem Garipoğlu, hakkında müebbet hapis istenen babasıyla aynı ceza maddesine göre yargılanmasına rağmen olay tarihinde yaşının 18'den küçük olduğunun belirlenmesi nedeniyle, Çocuk Mahkemesi'nde 24 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulan iddianame, incelemenin ardından mahkemeye gönderilecek.

İDDİANAMEDEN AYRINTILAR

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Faruk Erşen Yılmaz'ın hazırladığı 51 sayfalık iddianamede, Münevver Karabulut'un annesi Nagihan, babası Süreyya ve kardeşi Enver Karabulut şikayetçi; Cem Garipoğlu'nun babası, annesi, amcası ile 3 şirket çalışanı ise şüpheli sıfatıyla yer aldı. Savcı Yılmaz ve savcı Mustafa Öztürk'ün hazırladığı diğer iddianamede ise Cem Garipoğlu tek şüpheli olarak bulunuyor.

İddianamede, 3 Mart 2009'da saat 20.30 sıralarında Beşiktaş Tepecik Yolu Caddesi Dilek Yıldızı Sokak No: 9 karşısında bulunan çöp konteynerinde siyah renkli gitar kılıf içinde, beyaz naylon poşete koyulmuş çene altından kesik vaziyette bir bayan kafası ve yine aynı konteyner içerisinde bulunan siyah büyük boy Delsey marka bavul içerisinde baş kısmı olmayan bir bayan cesedi bulunduğunun ihbarı üzerine Cinayet Büro Amirliği'ne bağlı ekiplerin olay yerine gittikleri hatırlatıldı. Olay yerinin savcı nezaretinde, Olay Yeri İnceleme ekiplerince detaylı olarak incelendiği, olay yerinin kamera ve fotoğraflarının çekildiği, delillerin toplanması talimatının verildiği ve gerekli incelemelerin yapıldığı anlatıldı.

MAKTUL, ÇANTASINDAN ÇIKAN KİMLİĞİNDEN TESPİT EDİLDİ

Cesedin bulunduğu konteynerin yan tarafında bulunan başka bir konteyner üzerinde genç kıza ait sarı renkli Accessorize marka kol çantası bulunduğu, içindeki kimlik ve belgelerden Karabulut'a ait olduğunun tespit edildiği, çantası üzerinde kan lekesi olduğu tahmin edilen leke bulunduğu belirtildi. Olay Yeri İnceleme ekiplerince Accessorize marka altın renkli bayan çantasının tutma kolu üzerinden biyolojik svap alındığı, konteynerin yanında genç kıza ait altın renkli çizme teki ve üzerinde kan olduğu tahmin edilen kırmızı leke bulunduğu ifade edildi.

İNCELEMENİN SAĞLIKLI OLMASI İÇİN KONTEYNER EMNİYETE TAŞINDI

Olay yerinde vatandaşların toplanması nedeniyle cesedin konteynerden çıkarılmasının sağlıklı olamayacağı düşünüldüğünden, konteynerin çekiciyle Beşiktaş Yıldız Park'ı girişinde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Bomba İmha Şube Müdürlüğü önündeki otopark alanına götürüldüğü ve konteynerdeki eşyaların kamera eşliğinde tek çıkartıldığı belirtildi.

KÜLOTLAR SPERM İNCELEMESİ İÇİN ÇIKARTILMADI

Cesedin üzerindeki tüm elbiselerin çıkartıldığı ancak külotların Adli Tıp Kurumu'nda, vücutta sperm izi olup olmadığı yönünde inceleme yapılması amacıyla çıkartılmadığı ve cesetle birlikte Adli Tıp Kurumu'na gönderildiği belirtildi. Cesedin sağ ve sol ellerinde bulunan kılların ve svapların alındığı, sağ el baş parmak haricinde tüm parmaklarında ve sol el baş parmak ile orta parmakta bulunan takma tırnakların muhafaza altına alındıktan sonra, cesedin Adli Tıp Kurumu'na gönderildiği anlatıldı.

AYNI GÜN SAVCILIK İZNİ İLE EVDE ARAMA YAPILDI

Olayın şüphelisi olabileceği olarak değerlendirilen Cem Garipoğlu'nun Bahçeşehir'de oturduğu tespit edilmesinin ardından yakalanabilmesi için aynı gün Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan alınan izinle evde arama ve inceleme yapıldığı belirtilerek, Cem Garipoğlu'nun ve Mehmet Nida Garipoğlu'nun evde bulunmadıkları, Tülay Makbule Garipoğlu ve çocukları Sakine ile Saadet'in ise evde bulunduklarının tespit edildiği ifade edildi.

TESTERE DIŞINDAKİ KESİCİ ALETLER BULUNAMADI

Villada bulunan tüm delillere el konulduğu belirtilen iddianamede, suçta kullanılan testere haricindeki kesici ve delici aletlerin ise ele geçirilemediği belirtildi. Villanın alt bahçe kapısının dışarıdan anahtar veya başka bir suretle açılıp açılamayacağının tespiti amacıyla 8 Haziran 2009'da mahkeme kararıyla inceleme yapıldığı ve villanın alt katının bahçeye açılan kapılarının sadece içerden açılabildiğinin, dışardan açmaya yarar bir tertibatın olmadığının tespit edildiği belirtildi. Cem Garipoğlu'nun Işıklar marka testereyi satın aldığı yer olan nalburiyeden testereye ait satış fişi fotokopisinin temin edildiği, 3 Mart 2009 tarihli fiş fotokopisinde, satış saatinin 15.44'te yapıldığının yazılı olduğu, ancak satın alınan eşyanın marka ve cinsinin fişte yazılı olmadığının tespit edildiği de kaydedildi.

MSN GÖRÜŞMELERİ DE İDDİANAMEDE


Cem Garipoğlu ile Münevver Karabulut'un son bir aylık MSN görüşmelerine de iddianamede yer verildi. Münevver ile Cem'in 27 Şubat 2009'da yaptığı MSN görüşmesi:

C.G.: Sana ne yaparım biliyor musun ben?
M.K.: Ne
C.G.: Hayal edemeyeceğin şeyleri
M.K.: Neymiş
C.G.: Sana sarılırım önce, sonra başlarım sıkmaya, sonra da çok daha cok ve daha çok, boğana kadar
M.K.: Abartma
C.G.: Tabiki de boğmadan önce bırakırım...
***
C.G.: Müthiş planlar içindeyim o zaman
M.K.: Ne planı?
C.G.: Tarihin en büyüklerinden
M.K.: Abartma be
C.G.: Öyle, duyunca ağzın açık kalırsın
M.K.: Söyle bakayım, merak ettim
C.G.: Çok büyük bunlar bebek, şaşırtmayayım, alıştırarak söylerim sana
M.K.: Söyle be
C.G.: Bizdesin o zaman yarın, sana bir mum ışığı yemek hazırlarım, panjurları falan kapatırım hep, gece havası olur, romantik böyle...
***
M.K.: Hem güvenlik var sizin, o görür ama
C.G.: Arka bahçeden gireceğiz dedim sana Münevver Karabulut...

MÜNEVVER'İN SEVGİYLE BAĞLI OLDUĞU CEM, YAZIŞMALARI "ZEYTİNBURNU SÜRTÜĞÜ" KLASÖRÜNDE TOPLAMIŞ

İddianamenin "Delillerin Değerlendirilmesi ve Hukuki Nitelendirme" bölümünde, cinayet tarihinde 18 yaşından küçük oldukları anlaşılan Cem Garipoğlu ile Münevver Karabulut'un yaklaşık 1 yıl önce arkadaş ortamında tanıştıkları, 4 ay önce arkadaşlıklarının duygusal boyut aldığı ve bu arkadaşlıktan hem Münevver'in hem de Cem'in annesinin haberdar olduğu belirtildi. İddianamede genç kızın daha önce de Garipoğlu'nun Bahçeşehir'deki villasına gittiği ifade edildi. Münevver Karabulut'un Cem Garipoğlu'na güven, sevgi ve arkadaşlık duygusu ile bağlı olduğuna dikkat çeken iddianamede, Garipoğlu'nun ise genç kız ile MSN'den yaptığı yazışmaları kendi bilgisayarında "Zeytinburnu Sürtüğü" adlı bir klasörde sakladığı belirtildi.

CİNAYETE İLİŞKİN PLAN YAPTIĞININ ADETA HABERİNİ VERMİŞ

İddianameye göre, 27 Şubat 2009'da Cem Garipoğlu, Münevver Karabulut ile MSN'den yaptığı yazışmada Münevver Karabulut'u evine davet etti. Daveti kabul eden Karabulut'a "çok büyük planlar içinde olduğunu, bu planların tarihin en büyüklerinden olacağını, duyunca ağzının açık kalacağını, eve girerken güvenliğin görmemesi için arka bahçeden gireceklerini" de yazdı. İddianamede, Cem Garipoğlu'nun genç kızı kaçta alacağına, eve kaçta varacaklarına ve evden kaçta çıkacaklarına dair ayrıntılı bilgiler de verdiği hatırlatılarak, "böylece cinayete ilişkin önceden plan yaptığının adeta haberini verdiği" ancak cep telefonu dökümlerine göre ikilinin planlanan ilk tarih olan 28 Şubat 2009'da buluşamadıkları ifade edildi.

BULUŞMAYI MSN'DE PLANLADILAR

Münevver Karabulut ile ve Cem Garipoğlu'nun cep telefonu raporuna göre, 3 Mart 2009 tarihinde ikilinin saat 00.25 ila 01.03 arasında iki kere cep telefonu ile konuştukları ve mesajlaştıkları, aynı gece MSN üzerinden konuşup 3 Mart'ta gün içinde buluşmak için anlaştıkları belirtildi.
Siteyi görüntüleyen kamera kayıtları ve şüpheli beyanlarına göre aynı gün sabah erken saatlerinde anne Garipoğlu'nun okula gitmek için evden ayrıldığı, baba Garipoğlu'nun ise saat 10.19'da elinde bir bavul ile bir yere gidecekmiş ya da yolculuk yapacakmış görüntüsü ile evden ayrıldığı, saat 11.00 civarında ise annenin ve küçük kızı Saadet'in evden ayrıldıkları belirtildi.

TESTEREYİ ALMAYA GİDİŞ SAATİ 12.25

Münevver Karabulut ile Cem Garipoğlu'nun aynı gün saat 07.50 ila 11.32 sıralarında karşılıklı olarak toplam 7 kez mesajlaştıkları, saat 12.11'de ise telefonla konuştukları, Cem'in 12.23'te Bahçeşehir'de bulunan taksi durağını arayarak taksi çağırdığı belirtildi. Villaları görüntüleyen kamera kayıtlarına göre saat 12.47'de 34 C 0283 plakalı, Mehmet Ali Dursun'un kullandığı Renault Clio marka aracın gelerek Cem'in oturduğu villanın önünde durduğu, kısa süre sonrada Cem'in evden çıkıp taksiye binerek Bahçeşehir Alışveriş Merkezi'ndeki Çağdaş Yapı Market adlı nalbur dükkanına gittiği anlatıldı. Cem'in nalbur dükkanına girişinin saat 12.25'te alışveriş merkezindeki kamerada görüntülendiği, Cem'in tanıklar İzzetin Babat ve İdris Cırıtcı'nın çalıştığı nalbur dükkanından bir adet "Işıklar" marka büyük boy testere satın aldığı, testereyi Babat'ın poşete koyarak Cem'e verdiği öne sürüldü.

Cem Garipoğlu'nun cep telefonu raporuna göre, saat 12.40 ve 12.42'da alışveriş merkezinden, durağı arayıp taksi istediği, siteyi görüntüleyen kamera kayıtlarına göre şüpheli Cem'in tanık Ahmet Nalbant'a ait otomobille villaya geri geldiği, eve geldiğinde saatin villaları görüntüleyen kameranın saatine göre 13.08 olduğu ifade edildi. Cem'in taksiden çıkarak elindeki poşetle (içinde testere olduğu değerlendirilen) eve girdiği, taksinin dışarıda beklediği, Cem'in yeniden evden çıkarak dışarıda bekleyen taksiye binip siteden ayrıldığı, bu sırada villayı görüntüleyen kameranın saatinin 13.10 olduğu anlatıldı.

EVE GİRDİKLERİNİ BAHÇIVAN GÖRDÜ

İddianamede; şüpheli Cem Garipoğlu taksiyle Münevver Karabulut'un Beşiktaş Bingül Erdem Lisesi'ne gittiği, okulun çıkış kapısını görüntüleyen kamera kayıtlarına göre genç kızın saat 14.09'da okul dış kapısından çıktığı, Cem Garipoğlu'nun okuldan çıkan Münevver ile okul bahçesinin dışında buluştuğu ve bazı tanıklar tarafından görüldükleri belirtildi. Cem Garipoğlu ile Münevver'in yoldan çevirdikleri bir taksiye binerek Bahçeşehir'deki Cem'in evine gitmek üzere okul önünden ayrıldıkları belirtilen iddianamede, okuldan çıkan Münevver'in herhangi bir zorlama olmadan kendi isteğiyle Cem'le birlikte villaya geldiği, ikilinin site kamerasının ve güvenlikçisinin kendilerini görmemesi için villanın bahçesine giden alt yoldan eve doğru yürüdükleri, ancak bu sırada bahçıvan Refik İmamoğlu tarafından fark edildikleri ve bahçıvanın üst yoldan şüpheli Cem ile genç kızı eve doğru yürürken gördüğü anlatıldı.

KAMERA KAYITLARI

Kamera saatine göre saat 15.15'de şüpheli Cem ile Münevver'in sadece kafalarının, üst yolu görüntüleyen kamera kayıtlarına takıldığı, (gerçek saatin ise saat 14.55 olduğu) Cem'in, genç kızı evin bahçe kapısının dışında bırakarak, bu kapının dışarıdan açılma tertibatı bulunmadığından villanın etrafını dolaşarak bahçe çitinden atlayıp villanın ön dış kapısına doğru gittiği ve evin kapısını açarak tek başına içeriye girdiğinin de kameralara takıldığı ifade edildi. Cem'in evin alt katına inerek bahçe kapısını açtıktan sonra Münevver'i çeriye aldığı, saat 14.58'de maktulün annesine ait cep telefonuna 'Beşiktaştayım' şeklinde mesaj atıldığı, bu sırada genç kıza ait cep telefonunun Bahçeşehir su deposuna kurulu baz istasyonundan sinyal aldığı, artık bu saat itibarıyla Cem ile Münevver'in cinayet mahallinde birlikte bulunduklarının kesinleştiği belirtildi.

BABA EVDEN BAVULLA ÇIKMIŞ

Baba Nida Garipoğlu'nun olay günü saat 10.19'da elinde bir bavulu çekerek adeta bir şeylerin hazırlığı içindeymiş gibi bir görüntü vererek evden tek başına çıkıp, otomobiliyle Avcılar'da bulunan ofisine gittiği, aynı gün saat 12.00'de gittiği Lüleburgaz Evrensekiz'deki Burgaz Rakı'ya ait fabrikadan en geç saat 15.00'de ayrıldığı belirtildi. Şüpheli Mehmet Nida Garipoğlu'nun olay günü kullandığı cep telefonlarının baz istasyonlarının sinyal bilgilerinden geliş istikameti olan Evrensekiz-Vakıflar, Vakıflar-Avcılar güzergahını kullanarak yola çıktığı anlatıldı.

BABA CİNAYET MAHALLİNDEYDİ

İddianamede baba Nida Garipoğlu ile ilgili şu değerlendirmelere yer verildi: "Saat 16.40'ta cinayet mahallinde olduğu (Mehmet Nida'nın cep telefonu sinyal bilgisini hesaba katmadan düşünüldüğünde -alınan ifade ve beyanlara göre- yapılacak hesapta saat 14.30'da fabrikadan çıktığında en erken 15.30'da cinayet mahallinde olabileceğinin kabulü gerektiği) ve Cem Garipoğlu'nun ise daha önce, saat 14.55'te ikametine Münevver ile birlikte girerken kameraların görebileceği hesabını da yaparak, özellikle arka bahçe kapsından Münevver'i içeri soktuğu ve içeride bir süre beraber kaldıkları anlaşıldı."

BABA CİNAYETE DOĞRUDAN KATILDI, MÜNEVVER'İN KAFASINI CANLIYKEN KESTİLER

İddianamede dakika dakika şu bilgiler yer aldı: "Bu sırada Cem'in saat 14.55'te maktul ile birlikte eve girmesiyle başlayıp saat 18.36'da valiz ve gitar çantası ile dışarı çıkmasıyla bittiği anlaşılan zaman dilimi içindeki cinayet saatinde, baba Mehmet Nida Garipoğlu'nun alt bahçe yolundan kameralara görünmeden gizlice Cem Garipoğlu'nun daha önceden açtığı alt bahçe kapısından eve girdiği, cinayete doğrudan doğruya katılarak şüpheli Cem ile birlikte Münevver'i kesici alet ile yaraladıkları, vücudunda işkence mahiyetinde yaralar açtıkları, yine otopsi raporlarından anlaşılacağı üzere henüz canlıyken testere ile kafasını kestikleri, şüpheli Cem ile şüpheli Mehmet'in Münevver'in kafasını poşete koyarak gitar kutusuna koydukları, başı olamayan cesedi ise bavula yerleştirdikleri, yerde bulunan kan izlerini büyük oranda silmeye çalıştıkları, daha sonra şüpheli Mehmet Nida Garipoğlu'nun cinayet mahalli olan evinden çıkarak 5 kilometre uzaktaki Avcılar'daki ofisine 5-10 dakika gibi bir sürede en geç saat 17.21'de gittiği (Mehmet'in kullandığı cep telefonu sinyalleri dikkate alındığında) şüpheli Cem'in ise saat 18.36'da ikametten Mehmet Ceyhan B.'nin çalıştığı taksi durağını telefonla aradığı ve taksi istediği, Cem'in gitar kutusundaki baş ve bavul içindeki cesedi alarak evden dışarıya çıktığı...."

AKMERKEZ'DEN SONRA EVE GİTMİŞ

Bavul ile evden çıkarken Refik İmamoğlu tarafından görülen Cem Garipoğlu'nun, Mehmet Ceyhan B.'nin aracına yolcu olarak binerek kendisini Beşiktaş'a götürmesini istediği, Etiler'de inerek elindeki bavul ve gitar kutusunu çöp konteynerine attığı belirtildi. Cem Garipoğlu'nun bu sırada tanıklar Agah Kanoğlan ve Vefa Çelik tarafından görüldüğü ifade edildi. Cem Garipoğlu'nun, cesedi çöp konteynerine attıktan sonra saat 19.50'de Akmerkez'e gittiği ve burada tanık Eren Atlı ile karşılaştığı, saat 21.40 civarında Bahçeşehir'deki evine döndüğü belirtildi.

BAKMADAN GEÇME