Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Son zamanların mucizesi yabancıların çıktığı borsamızın yerlilerin katılımıyla yukarıya gitmesi. Bu, bizim yakın tarihte pek de hatırladığımız bir iş değil.

        Bunun elbette olumlu ve olumsuz yanları.

        İyi tarafından bakınca, sermaye tabana yayılıyor. Şirketlerimizin büyümesinden vatandaşlarımız faydalanıyor. Kötü yanı ise iş yerindeki arkadaşının tavsiyesi, Twitter’deki sahte hisse peygamberlerinin yalancı vahiyleri ile hareket edenler.

        Aşağıdaki grafiklerden açıkça görüldüğü üzere, borsamızdaki işlem hacimleri büyük tahtalardan küçüklere doğru kayıyor. Bu şirketlerin operasyonları ya da satışları bu denli büyümediğine göre yatırımcıların onların üstüne yaptıkları spekülasyonun (1 yıldan kısa yatırımların hepsine verdiğimiz isim) büyüdüğünü söylemek doğru olur.

        Dört tane iş açıkça görülebiliyor.

        Borsamız yabancıların çıkışına rağmen yükseliyor. Hisseleri yerli birikimler alıyor. Yükselişi küçük şirketler taşıyor. Hacim artışı da bu kanallardan geliyor.

        *

        Yabancı payının pay senetlerinde 2012’deki yüzde 65.8’lik sahiplikten 2020 yılında yüzde 52.6’ya kadar indiğini görüyoruz. Bu azalışa yine düşen yabancı hacimleri de eşlik ediyor. Yabancıların toplam borsa – hisse senetleri işlem hacmindeki payları son yıllarda görülen yüzde 30’ların altına indi. Martta bu oranın kabaca yüzde 17 civarında olduğunu görüyoruz.

        REKLAM

        Yıl başından bugüne kadar yabancıların borsamızdaki senetlerdeki satışı 4 milyar dolara yaklaştı.

        Tüm bu bilgileri verdikten sonra hem yatırımcıları hem de otoriteleri yapıcı şekilde uyarmak gerekiyor.

        Yabancıların çeşitli sebeplerle TL varlıklardan çekilmeleri ve dünyanın her yerinde ‘blue-chip / büyük kağıtların’ belirlediği piyasa seyrinin küçük şirketlere kayması hayra alamet değildir.

        Borsaların ve piyasaların önemli fonksiyonlarından biri fiyat keşfidir. Küresel yatırımcılar diğer ülkelerdeki çarpanları baz alarak doğru fiyatlama yapmaya ve değer bulmaya çalışırlar.

        Değer bulmak için şirketleri tanımak gerekir. Kabul edelim ki son yıllarda Türkiye’de finansal okur yazarlık epeyce gelişmiş olmasına rağmen hala düşük düzeydedir. Kaldı ki ülkemizde hisse senedi sahipliği de düşük düzeylerde. Bu sebeple hisse seçimlerinin genel manada neye göre yapıldığı bir muamma.

        Her şeyden önce, şirketleri bize tanıtmasını istediğimiz araştırma bölümleri çok az sayıda kurumda bulunuyor. Onların raporlama kapasiteleri ve başarıları ise özel durumlar hariç tartışmalı durumda.

        Türkiye’de son yıllarda gelişen ‘işleri olumsuz tarafından görmeyelim’ eğiliminin ve düzenleyicilerin bu korkuyu yaratan tebliğlerinin de bunda payı büyük. Fikir çeşitliliğinin ölmesi aynı zamanda fikrin de ölmesi demek. Bunu yavaş yavaş anlıyoruz sermaye piyasalarımızda.

        Büyük şirketler için dahi çok az sayıda rapor yazılabilirken küçük şirketlerin durumunu siz düşünün.

        Hatta çok zahmet etmeyin ben yardımcı olayım.

        BIST Tüm Endeksinde yıl başından bugüne kadar en çok getiri sağlamış 50 şirketi inceledim. Liste uzayabilir aslında. Bu şirketler arasında ‘coverage / araştırma hizmeti’ verilenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Gerçek anlamda (Örneğin 5 ve üzerinde kurumun tavsiye verdiği) araştırma hizmeti verilen bir şirket ise aralarında yok.

        REKLAM

        Sonra devreye sosyal medya kahramanları giriyor. Yatırımcılar mağdur oluyor. Doğrusu, kendilerini mağdur ediyorlar.

        Bu yükselişler, üstelik de böyle zor zamanlarda yüz yatırımcıdan birini zengin eder. Kalan 99 kişiyi ise fakirleştirir. Bilmeden, anlamadan ve tamamen kısa vadeli hareketlere katılmak, 3. Durakta inecekmiş gibi yatırımcı olmak sizi kesinlikle üzer. Bunu unutmamak gerekiyor.

        Bu şirketlere ilişkin aydınlatıcı faaliyetlerin artmasını otorite teşvik etmelidir. Düzgün araştırma hizmeti sunan kurumlar kimi masraflardan muaf olabilirler. Aynı zamanda bu temeli sorgulanabilir dalganın keyfini sürmek yerine risklerini de anlatmak gerekiyor. Borsa yatırımcısının bu işten soğumasına hapsoldukları tahtalar sebep olmuştu, unutmayalım.

        Faizlerin düşüp insanların borsaya akın etmesini avantaja çevirelim, dezavantaj olmasın.

        Diğer Yazılar