Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Geçen haftanın olayı Merkez Bankası’nın finansal piyasaları ikinci kez ters köşe yapmasıydı. Eylül ayında de beklenmeyeni yapan ve faizi iki puan artıran Merkez Bankası’ndan ekim ayında piyasalar 2 puanlık artırım daha beklentisine girdi. Önceki haftanın Perşembe gününden geçen haftanın perşembe gününe bunun fiyatlaması yapıldı ve piyasalarda ciddi bir dalgalanma yarattı.

        Piyasalarda görüş belirtenlerin neredeyse tamamı faiz artırımı beklerken Merkez Bankası bu toplantıyı pas geçti. Ancak geç likidite penceresi faizini 1.5 puan yukarı çekerek fiili fonlama faizi artırımına kapısını açık tuttu.

        DOLARDAKİ OYNAKLIK

        -Faiz artışının ve buna bağlı Türkiye’ye girebilecek sıcak para etkisinin piyasalarca önceden satın alınmasıyla dolar kuru 7.95’ten 7.78’e kadar inmişti. Ne de olsa faizler artırıldığında yabancı sermaye girişi artacak, döviz arzı artacak, kur istikrar kazanarak gevşeyecekti.

        -Ancak 22 Ekim Perşembe TCMB faizde değişikliğe gitmediğini açıklayınca hemen ilk dakikalarda dolar kuru 7.98’e kadar yükseldi. 20 kuruşluk artış yüzde 2.6’lık sıçrama anlamına geliyor. Ardından kur geri gelerek yatay dalgalandı ve haftayı 7.96’dan yüzde 0.4 primle kapattı.

        -Piyasaların ters köşeye yatırılmasına doların verdiği tepki önemli bir bilgiyi barındırıyor. Bu da çıkış yönündeki yorgunluk işaretleridir.

        REKLAM

        -Çünkü böylesi şok karşısında piyasaların tepkisi sınırlı ve tam da 7.98 ile sınırda kaldı. Dolar düştüğü düzeylerin çok az üzerine çıkabildi.

        -Bu arada hatırlatalım. TCMB’nin faizi yeniden artıracağı beklentileri ve fiyatlaması önceki hafta 15 Ekim perşembe günü dolar 7.95 düzeyindeyken başlamıştı. Böylece bir haftalık dalgalanma yüzde 2.1 aşağı yönde ve dakikalar içinde de yüzde 2.6 yukarı yönde gerçekleşti. Haftalık kapanış da 7.96’dan gerçekleşti. Dolar 8 TL sınırına yakın oynaklığını ve seyrini sürdürüyor.

        BANKALAR NİYE ALINDI VE SATILDI?

        -Faizlerin yükseleceği borsada da fiyatlandı. Normal koşullarda faiz artışına karşılık borsanın düşmesi gerekir. Çünkü şirketlerin finansal maliyetleri artacak ve alternatif bir yatırım aracı olarak faizler, hisse senetleri karşısında güçlenecek.

        -Ancak bizde tersi oldu. Faiz artışı beklentisiyle borsa yükseldi. Toplantı öncesinde 15 Ekim’den 21 Ekim’e kadar BİST 100 Endeksi yüzde 3.6 prim yaptı, faiz artırılmayınca da bütün primini geri verdi ve yüzde 3.5 düştü.

        -Daha da büyük oynaklık banka hisselerinde yaşandı. BİST 100 ile aynı tarihlerde olmak üzere önce yüzde 9.8 artan banka hisseleri ardından yüzde 7.7 geriledi. Faiz artırılacak, banka hisseleri değerleniyor, faiz artırılmadı diye banka hisseleri düşüyor.

        -Halbuki tam tersi olması gerekir. Çünkü bankalar faizler artarken değil, düşerken para kazanırlar. Faizlerin artması bankaların taşıdığı menkul kıymet portföyü ve kredi portföyü nedeniyle karlarını azaltır, tahsili gecikmiş alacaklarını büyütür.

        -Faiz artışı ihtimaline karşı ne oldu da bankacılık sektörü yüzde 10 gibi güçlü bir prim yaptı ve borsayı da yukarı çekti? Şeytan bunun neresinde gizliydi?

        REKLAM

        -“Faizlerin artması kur istikrarı getirecek. Kur istikrarı yabancıyı getirecek. Yabancı da gelince banka hisselerini alacak” hesabından başka bir şeytan yoktu. Yabancıların gelmesine dayalı bu strateji faizler artırılmayınca suya düştü. Fiyatlamalar da önemli ölçüde geri verildi.

        ABD SEÇİMLERİ VE İKİNCİ DALGA ETKİSİ

        -Geçen hafta yaşananlardan sonra dolar kurunun sınırında gezindiğini söylemek mümkün. En azından bir süreliğine. 8 TL eşiğinde güçlü bir alıcı satıcı mücadelesi yaşanabilir. 8 sınırının üzerine çıkması ancak güçlü negatif bir gelişmeyle olabilir.

        -Bu da bilenen risklerin dışında bir gelişme olmalı. Mesela Trump’ın seçimlerde başkanlığı kaybetmesi, pandemide ikinci dalganın çok güçlü gelmesi ve ekonomilerin yeniden kapatılması gibi gelişmeler böyle bir etkiyi doğurabilir.

        -Fiyatların içine girmiş mevcut büyük risklerden birinin devre dışı kalması veya ABD seçimlerinde Trump’ın başkanlık koltuğunu koruması gibi pozitif gelişmelerde ise döviz kurunu gevşetebilir.

        SİSTEMİN GÜVENCESİ VE SON SİLAHI

        -Geçen haftaki hareketler döviz kurundaki yukarı yönlü momentumun güç kaybettiğini, yükseliş eğiliminin yorulduğunu gösterdi.

        -Bütün riskler ve pozitif gelişmeler dışında eğer Ankara rekabetçi kur ve sıcak para konusunda tavrını değiştirir de faizleri doğrudan artırma yoluna giderse de kurun seyri yine aşağı yöne dönebilir.

        -Ancak ben Ankara’nın tercihini değiştireceğini sanmıyorum. Sadece zorunlu koşullarda bu yola sapılır diye ekleyelim.

        -Kullanılmayan bu imkan aslında sistemin bir yerde güvencesi ya da en son kullanılacak silahı diye düşünülebilir.

        Diğer Yazılar