Habertürk hayalet şehirde Suriyeli muhalifler ve sivillerle konuştu
Habertürk'ten Çetiner Çetin, çatışmaların yoğunlaştığı İdlib'in Atarib bölgesine girerek bölgedeki sivillere ve silahlı muhaliflere mikrofon uzattı
İdlib’e yönelik Esad rejiminin saldırılarının en yoğunlaştığı şehir olan Atarib’e girdik. Savaş öncesi 50 bin nüfusa sahip olan şehir Halep’e açılan en önemli şehirlerden birisi konumundayken bugün savaşın acı yüzünün en sert hissedildiği noktalardan birisi durumunda.
Günlerdir aralıksız süren hava saldırılarından sonra hayalet bir şehre dönen Atarib’de sessizliği gün boyunca uçan rejime ait savaş uçakları ve sivil yerleşimlere bıraktıkları bombaların gürültüsü bozuyor.
Kentteki her cadde her sokak hava saldırılarının izlerini taşıyor. Kentte gün içinde muhalif gruplara ait askerlerin hareketliliği gözlenirken rejim uçakları yerdeki en ufak bir hareketliliğe hava saldırıları ile karşılık veriyor.
Şehri terk ederek Sarmada ve Atme bölgesine göç eden siviller geride bıraktıkları eşyalarını almak için ölümü göze alarak buldukları araçlarla Atarib’e geri dönüyor.
Atarib-Sarmada arasındaki yolda yaşanan göç nedeniyle yoğun araç kuyrukları oluşurken yaklaşık 20 kilometrelik mesafe 1 saatte geçilebiliyor.
Bombalanan iş yerlerinde kalan malzemelerini almak için geri dönen siviller savaş uçaklarının aralıksız uçtuğu Atarib’ten bir an önce çıkmak için sağlam olan malzemelerini kamyonlara yükleyerek bölgeden uzaklaşmaya çalıyor.
Televizyon dizilerinden Türkçe’yi öğrendiğini ifade eden Suriyeli muhalif Ali Muhammed, "Savaş hattına gidiyoruz. Arabalarımız fark edilmemesi için çamurla kaplıyoruz. Esad askerleri hava destekli gelmemiş olsa bir adım yaklaşamazlar ama mücadelemiz devam edecek” diyor.
Ailesinin Türkiye sınırına gittiğini ifade eden Kasım Aggaş,” Ailemi yolladım ben gidemedim. Öleceksem de evimde öleyim dedim. Ailemin durumu ne halde onu bile bilmiyorum” ifadelerini kullanıyor.
Ailesini Atme kampına yollayan Selam Karim ise, "Dünya seyirci olan bitene şahitsiniz üstümüzde uçaklar resmen sivilleri bombalıyor. Bizi Türkiye sınırına sürüp Türkiye’ye şantaj yapma derdinde rejim. Sivillerin durumu içler acısı. Kamplar doldu taştı. Soğuk hava koşulları perişan etti. Çocuklar ölüyor. Dünya buna bir çare bulmalı yoksa dünya tarihinin en büyük katliamı yaşanacak” şeklinde konuşuyor.
Geride kalan ailesini görmeye gelen Mustafa Hamid, “Durumumuz içler acısı. Buraya gelirken görmüşsünüzdür yollar dolup taşmış halde. Herkes kaçış halinde. Evini yatağını yorganını alan kaçıyor. Türkiye sınırına gidiyoruz. Sığınabileceğimiz tek nokta kaldı. Ailemi götürdüm şimdi evde kalan üç beş eşyayı almaya geldim. Sınır hattında kısıldık. Rejim oradada üstümüze gelirse korkusunu yaşıyoruz. Avrupa sessiz... ABD sessiz... Katliam var.” diyor.
Atarib’te cepheye savaşmaya giden bir Suriyeli muhalif, “Savaşacağız. Sonunda ölüm olacağını bilsek bile Esad askerlerinin karadan ilerlemesine izin vermeyeceğiz. İHA’lar uçaklar tepemizde ama 2 helikopterini vurduk rejimin. Karadan şimdilik durdurduk. Halk kuzeye gidiyor. Çünkü rejim onları direk hedef alıyor.” sözleriyle yaşanan durumu özetliyor.
