Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler BBC Türkiye İnsan Hakları Derneği: Doğu ve Güneydoğu'da son bir yılda 53 kadın erkek şiddeti sonucu katledildi

        İnsan Hakları Derneği (İHD) Kadın Komisyonu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde son bir yılda 53 kadının aile içi ve toplumsal alanda gerçekleşen erkek şiddeti sonucu katledildiğini, 30 kadının da maruz kaldıkları şiddet sonucu yaralandığını açıkladı.

        İHD Kadın Komisyonu tarafından hazırlanan "Güneydoğu Anadolu Bölgesi Kadına Yönelik Şiddet Raporu", 25 Kasım 2017-23 Kasım 2018 tarihleri arasındaki dönemi kapsıyor.

        Raporda, "Son 6 yıl içerisinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde toplamda, 374 kadın cinayeti işlenmiş, 220 yaralama vakası meydana gelmiş ve 50 kadın cinsel saldırıya maruz kalmıştır. İHD Diyarbakır Şubesi olarak ulaştığımız bu tespitler sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yapılan tespitler olup, kadın kimliği üzerinden gerçekleşmiş olayları yansıtmaktadır. Türkiye'nin kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin genel tablosu ise daha vahimdir" denildi.

        "Şiddetin ve tecavüz kültürünün toplumsal yapı taşları her gün erkekliğin kutsanmasıyla birlikte toplumun her alanına sirayet etmektedir. Beraberinde birçok şiddet vakasını getiren bu durum bazen de en ağır haliyle ölümlerle sonuçlanmıştır" ifadelerine de yer verilen raporda, kadın kimliğini ötekileştiren hakir bir bakışın olduğu savunuldu.

        'Son altı yılda kadına şiddet arttı'

        Raporda ayrıca son altı yılda kadına yönelik şiddetin arttığına vurgu yapılıyor ve 2012-2016 yılları arasında 33 kadının kuşkulu bir şekilde öldüğü belirtilen raporda aile içi şiddet olayları neticesinde yaralanma ve ölüm olaylarının önceki yıllara göre artış gösterdiği kaydediliyor.

        İHD, kadın mücadelesinin yeni bir boyut kazandığını buna karşılık devlet politikalarının hep geriye gittiğini, bölgede OHAL süreci ile birlikte kadın derneklerinin kapatılmasının da devletin kadın poltikalarının bir sonucu olduğunu ifade etti.

        Diyarbakır Barosu: 1119 kadın, hukuki destek için merkezimize başvuru yaptı

        Öte yandan Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi de kadın hakları konusunda bir açıklama yaptı.

        Baro açıklamasında Türkiye'de kadına yönelik şiddet vakalarında her yıl artış yaşandığı, kadına yönelik cinsel saldırı suçlarında, faillerdeki cinsel arzu ve isteğin ortadan kaldırılması veya azaltılması amacıyla kimyasal veya fiziksel kastrasyon olarak tanımlanan "Hadım" uygulamasına yönelik kanun tasarısının, kadını şiddetten korumaktan uzak olduğunun altı çizildi.

        https://www.youtube.com/watch?v=C6jQKr9UWcU

        "Zira kadına yönelik şiddetin engellenmesi ancak ve ancak kadın- erkek arasındaki eşitsizliğin ortadan kaldırılması ve buna yönelik politikaların üretilmesi ve hayata geçirilmesiyle mümkündür."

        Yapılan açıklamada, 1 Ocak 2018 - 21 Kasım 2018 tarihleri arasında 1119 kadının, hukuki destek için Baro Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi'ne başvuru yaptığı, kadınların 606'sının fiziksel şiddet, 630'u sözel şiddet, 609'u duygusal şiddet, 600'ü ekonomik şiddet, 272'si kültürel şiddet, 505'i tehdit, 245'i cinsel şiddete maruz kaldığı beyan edildi.

        Baro açıklamasında OHAL ile belediyelere kayyum atanması ve kayyumlar tarafından yerel yönetimlerce oluşturulmuş Kadın Daire Başkanlıklarının lağvedilmesinin, yine OHAL KHK'ları ile birçok kadın kurumunun kapatılmasının, kadın hakları alanında çalışan aktivistlerin tutuklanarak cezaevine kapatılmasının, kadın belediye eş başkanları ve milletvekillerinin tutuklanmış olmasının, kadın kazanımları ve iradesinin ortadan kaldırılmasını hedefleyen uygulamalar olduğu savunuldu.

        Diyarbakır Barosu'nun açıklamasında, Kadınlara Karşı Şiddet ve Ev İçi Şiddete Karşı Uzman Eylem Grubu (GREVIO) tarafından yayımlanan son raporuna da değinildi:

        "Raporda, İstanbul sözleşmesinin kapsadığı her türlü şiddetle mücadele için STK'ların güçlendirilmesi, kadın STK'ların dahil olduğu sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile politikaların geliştirilip uygulanması ve uygulamanın izlenmesi, özellikle toplumda ayrımcılığa maruz kalan veya maruz kalması mümkün kadınları etkileyen -kırsal kesimlerde yaşayan kadınlar, belirli etnik gruplara dahil kadınlar - örneğin Kürt kadınları - engelli kadınlar, lezbiyen kadınlar, göçmen ve mülteci kadınlar vurgusu yaparak şiddeti önlemeye ve bununla mücadele etmeye ilişkin tedbirlerin alınması gerektiği ifade edilmiştir."

        • Eda Pera Küçük: Ünlüler uğradıkları tacizi ortaya çıkarmaktan çekiniyor
        • Kimyasal hadım dünyada nasıl uygulanıyor?
        • ‘Kızım, kiralık babasını gerçek sanıyor’
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ