İsrail'de silahlı saldırı: En az 5 kişi hayatını kaybetti

İsrail polisinden yapılan açıklamada da güvenlik güçlerinin olay yerine sevk edildiği kaydedildi.

İSRAİL'DE ÜST ÜSTE SALDIRILAR

Bu, İsrail'de bir hafta içinde düzenlenen üçüncü saldırı oldu.

Ülkenin güneyindeki Birusseba kentinde 22 Mart'ta düzenlenen bıçaklı saldırıda 4 İsrailli hayatını kaybetmişti. Saldırganın DEAŞ sempatizanı olduğu ve daha önce "güvenlikle ilişkili" suçlardan hapis yattığı belirtilmişti.​​​​​​​

Hadera şehrinde ise 27 Mart akşamı iki saldırganın açtığı ateş sonucu 2 polis ölmüş, 3 polis yaralanmıştı.

İsrail polislerini hedef alan saldırıyı terör örgütü DEAŞ üstlenmişti.

BAŞBAKAN BENNETT İSRAİLLİLERE SESLENDİ

Öte yandan İsrail Başbakanı Naftali Bennett'in üst düzey yetkililerle güvenlik toplantısı gerçekleştirdi.

İsrail Başbakanlık Basın Ofisinden yapılan açıklamaya göre, Bennett, Savunma Bakanı, İç Güvenlik Bakanı, Genelkurmay Başkanı, İsrail Güvenlik Ajansı Başkanı, İsrail Polisi Genel Müfettişi ve diğer yetkililerin katılımıyla yerel saatle 22.00'de bir güvenlik toplantısı düzenledi.

İsrail Başbakanı Naftali Bennett, dün Beni Barak kentinde 5 İsraillinin öldüğü saldırı da dahil son günlerde art arda yaşanan silahlı saldırılar üzerine, "yeni bir terör dalgasıyla karşı karşıya olduklarını" söyledi.

Bennett, dün akşam saatlerinde başkent Tel Aviv'in doğusundaki Beni Barak kentinde biri polis 5 İsraillinin ölümüne yol açan saldırının ardından yayınladığı görüntülü mesajda İsraillilere seslendi.

Bennett, "İsrail vatandaşları; zor günlerden geçiyoruz. Şu anda yeni bir terör dalgasıyla karşı karşıyayız." dedi.

İsrail'in, "Duvarların Muhafızları Operasyonu" adı altında, 10-21 Mayıs 2021 tarihleri arasında Gazze Şeridi'ne başlattığı saldırıları hatırlatan İsrail Başbakanı, "Tanık olduğumuz terör ve şiddet (şimdiki saldırıların) ilk işaretiydi." diye konuştu.

Bennett, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Bu (saldırılar), güvenlik teşkilatının yaratıcı olmasını, kendimizi yeni tehdide adapte etmemizi ve bazen örgütsel bağlantısı olmadan yalnız hareket eden bireyler hakkındaki uyarı işaretlerini önceden okumamızı ve terörü daha gerçekleşmeden engellemek için sahada kontrolü elimizde bulundurmamızı gerektiren; İsrail ordusu, İç Güvenlik Servisi Şin-Bet ve İsrail polisi için büyük ve karmaşık bir meydan okumadır.

İsrail vatandaşları; (saldırıda ölenlerin) ailelerinin büyük acısına birlikte ortak olmamızı rica ediyor ve yaralılara acil şifalar diliyorum. Hepimiz birbirimizden sorumluyuz. Hepimiz sorumlu ve tetikte olmalıyız."

İsrail Başbakanı, son günlerde art arda meydana gelen silahlı saldırı olaylarında saldırganları ateş açarak öldüren "sivillerin ve polislerin yanında olduğunu" vurgulayarak, şöyle devam etti:

"(Onların) Bazılarıyla görüştüm ve hepimiz adına teşekkür ettim. Bunlar, cesaretleri sayesinde hayat kurtaran İsrail kahramanlarıdır.

Zorlu bir dönemle karşı karşıyayız. Siyonizm'in başlangıcından beri terörle mücadele konusunda tecrübemiz var. Bizi o zaman da yıldıramadılar, şimdi de yıldıramazlar. İsrail vatandaşları; bu sefer de kazanacağız."

FİLİSTİN LİDERİ SALDIRIYI KINADI

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Beni Barak kentinde 5 İsraillinin öldüğü silahlı saldırıyı kınadı.

Filistin Devlet Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, "Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, bu akşam (29 Mart) İsrailli sivillerin öldürülmesini kınadı." ifadesi kullanıldı.

Abbas'ın, "Filistinli ve İsrailli sivillerin öldürülmesinin, özellikle kutsal ramazan ayı ile Hıristiyan ve Yahudi bayramlarına girilen bu zamanda, yalnızca durumun daha fazla kötüleşmesine ve istikrarsızlığa yol açacağını vurguladığı" aktarıldı.

Açıklamanın devamında, saldırının, sivillere yönelik şiddet eylemleri için gerekçe oluşturmaması uyarısı yapılarak, şu ifadelere yer verildi:

"Başkan Abbas, kınanmayı hak eden bu olayın, yerleşimciler ve diğer kişiler tarafından Filistinli halkımıza yönelik tepki ve saldırılar gerçekleştirmek için kullanılmaması konusunda uyardı.

Sayın Başkan, bu şiddet sarmalının gösterdiği üzere, Filistin ve İsrail halkları ile bölge halkları için güvenlik ve istikrarı sağlamanın en kısa yolunun kalıcı, kapsamlı ve adil bir barış olduğunu belirtti."

HAMAS: SALDIRILAR MEŞRU HAK

Hamas, İsrail'de akşam saatlerinde Tel Aviv yakınlarında 5 kişinin öldüğü silahlı saldırının "meşru müdafaa" olduğunu belirtti.

Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, "İşgal güçlerinin işlediği suçlara ve teröre karşılık vermek, işgal bitene kadar tüm halkımızın meşru hakkıdır." ifadelerine yer verildi.

İsrail'e son bir haftada düzenlenen saldırıların Filistin halkı tarafından "kahramanca" düzenlendiği belirtilen açıklamada, saldırılarla İsrail'in işlediği suçların ve terörün giderek artmasına yönelik "doğal ve meşru bir karşılık" verildiğinin altı çizildi.

Açıklamada, İsrail işgaline karşı Filistin halkının "Kudüs'ü, Mescid-i Aksa'yı ve topraklarını tüm gücüyle savunacağı" vurgulandı.

İSRAİL ORDUSU, BATI ŞERİA'YA TAKVİYE KUVVETLER YOLLUYOR

İsrail ordusu, Beni Barak kentindeki saldırının ardından Filistinlilerden sızma ihtimaline karşı Batı Şeria'ya takviye güçler göndereceğini duyurdu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre, orduyla yaptığı değerlendirmenin ardından İsrail Genelkurmay Başkanı Aviv Kohavi, Yeşil Hat yakınındaki bölge, Kudüs ve mahalleleri, büyük Yahudi yerleşim bölgelerine ve Batı Şeria'ya takviye güçler gönderilmesi talimatı verdi.

İsrail içlerine Filistinlilerin sızmasını engellemek amacıyla görev yapacak takviye kuvvet sayısının 4 tabur asker olduğu kaydedildi.

Dün akşam İsrail polisinden yapılan açıklamada Tel Aviv'in doğusundaki Beni Barak kentinde silahlı saldırı düzenlendiği ve saldırıda 5 kişinin hayatını kaybettiği bildirilmişti.

Bu, İsrail'de bir hafta içinde düzenlenen üçüncü saldırı oldu.

YAHUDİ YERLEŞİMCİLER BATI ŞERİA'DA FİLİSTİNLİLERİN ARAÇLARINA SALDIRDI

İşgal altındaki Batı Şeria'nın birçok bölgesinde Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere ait araçlara saldırdığı bildirildi.

Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, Nablus'un güneyindeki Şilo Yahudi yerleşim birimi yakınında bir grup yerleşimci Filistinlilerin araçlarına taşlı saldırıda bulundu.

Ramallah'ın kuzeyindeki Sencel beldesi topraklarına inşa edilen Ma'ale Levone Yahudi yerleşim birimi girişinde toplanan yerleşimciler de Filistinlilerin araçlarına saldırdı.

NABLUS ÇEVRESİNDEKİ KAVŞAKLARDA ONLARCA YAHUDİ YERLEŞİMCİ KONUŞLANDI

Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Batı Şeria'nın kuzeyindeki Yahudi Yerleşim Birimleri Dosyası Sorumlusu Gassan Daglas, düzenlediği basın toplantısında, Nablus çevresindeki kavşaklarda onlarca Yahudi yerleşimcinin konuşlandığını söyledi.

Daglas, Yahudi yerleşimcilerin Nablus yakınlarındaki Burin ve Burka beldeleri etrafında Filistinlilerin araçlarına taşlarla saldırdığını aktardı.

İşgal altındaki Batı Şeria, büyük çoğunluğu silahlı olan Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik giderek artan saldırılarına tanık oluyor.

İsrail'in 1967'de işgal ettiği Batı Şeria'da 250'den fazla yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor. Bu yerlerde ikamet eden Yahudi yerleşimciler, işgal altında yaşayan Filistinliler için hayatı daha da zor hale getiriyor.

Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki topraklarda bulunan tüm Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı kabul ediliyor.

YAHUDİ YERLEŞİMCİLERİN KUDÜS'TE TARİHİ OTELİN BİR KISMINI ELE GEÇİRMESİNE TEPKİ

İşgal altındaki Doğu Kudüs'te Yahudi yerleşimcilerin İsrail polisi eşliğinde tarihi Petra Oteli'nin bir kısmını ele geçirmesi, diplomatların da katıldığı bir toplantıyla protesto edildi.

Doğu Kudüs'teki Petra Oteli'nde düzenlenen protestoya, Avrupalı diplomatların yanı sıra Türkiye'nin Filistin nezdindeki Kudüs Başkonsolosu Büyükelçi Ahmet Rıza Demirer de katıldı.

Protestoya katılan Filistinliler ile Kudüs'teki kiliselerin temsilcileri, Yahudi yerleşimcilerin Petra Oteli'nin ele geçirdikleri kısmından çıkarılmasını talep etti.

KUDÜS RUM ORTODOKS KİLİSESİ'NDEN AÇIKLAMA

Kudüs Rum Ortodoks Kilisesi Patriği 3. Theophilos, burada yaptığı açıklamada, "Maalesef, aşırılık yanlılarının (Ateret Cohanim) yasa dışı faaliyetlerini biz ve diğer kiliselerin temsilcileri defalarca uyardık. Suç işleyen bu grup, hukukun üstündeymiş gibi davranıyor." dedi.

Patrik 3. Theophilos, "İsrailli aşırılık yanlıları, sevgili kadim şehrimiz Kudüs'ü hedef alıyor ve ele geçiriyor. Yasa dışı ve tehlikeli icraatlarını herkese dayatıyor." şeklinde konuştu.

Kudüs'teki Rum Ortodoks Patrikhanesine ait tarihi Petra Oteli'nin Filistinli bir aileye kiralanan kısmı, 27 Mart akşamı Yahudi yerleşimcilerce ele geçirilmişti.

HUKUKSUZLUK DERNEKLER ÜZERİNDEN YÜRÜYOR

Fanatik Yahudiler tarafından yönetilen Ateret Cohanim Derneği, Doğu Kudüs'te Filistinlilerin nesillerdir yaşadığı evlerin, Yahudilere ait olduğunu iddia ederek sık sık Filistinlileri mahkemeye veriyor.

İsrail mahkemeleri ise genellikle Ateret Cohanim lehinde karar vererek işgali ve yasa dışı yerleşimi meşrulaştırıyor.