İtalyan bakanın ‘etnik ikame’ çıkışı tepki çekti: ‘Mide bulandırıcı', 'Bizi 1930'lara geri götürüyor’
İtalya'da iktidardaki aşırı sağcı İtalya'nın Kardeşleri partisinin önde gelen isimlerinden Francesco Lollobrigida'nın "etnik ikame" teorisinden söz etmesi infial yarattı. Roma'dan Övgü Pınar'ın haberi.
İtalya’da iktidardaki aşırı sağcı İtalya'nın Kardeşleri partisinin önde gelen isimlerinden Francesco Lollobrigida'nın “etnik ikame” teorisinden söz etmesi infial yarattı.
Avrupa nüfusunun kıta dışından göçle ikame edilmesi şeklindeki bu komplo daha önce de aşırı sağdaki siyasetçiler tarafından dillendirilmişti. Ancak bu tabirin bu kez iktidardaki önemli bir ismin ağzından duyulması büyük yankı uyandırdı; muhalefet ve medyada tepkiyle karşılandı.
Ekim ayında iktidara gelen sağ koalisyon hükümetinde Tarım ve Gıda Egemenliği Bakanı olan Lollobrigida ayrıca Başbakan Giorgia Meloni’nin kardeşiyle evli ve başbakana en yakın isimlerden biri olarak görülüyor.
Bakan, dün katıldığı bir etkinlikte İtalya nüfusunun azalması ve bu demografik açığı göçmenlerin kapatmasına karşı çıkarak “Etnik ikameye teslim olamayız” dedi.
İtalya Ulusal İstatistik Enstitüsü (ISTAT) ay başında yayımladığı yıllık raporunda, geçen yıl İtalya nüfusunun 179 bin azalarak 58,85 milyona gerilediğini açıklamıştı.
ISTAT raporuna göre 2022’de ülkede her 1000 kişi başına 7’den az doğum, 12’den fazla ölüm kaydedildi.
Enstitü bu veriyi “Doğum oranı tarihin en düşük seviyesinde” diye açıkladı.
Aynı rapora göre ülkedeki yabancı sayısında ise hafif bir artış görüldü.
1 Ocak 2023 itibarıyla yabancı uyrukluların nüfusu bir önceki yıla göre 20 bin (+3,9) artışla 5 milyon 50 bine ulaştı.
Bakan Lollobrigida dünkü konuşmasında ülkedeki doğumların artırılması yönünde adımlar atılmasını savunarak, “Bunun yolu, insanların çalışmasına ve aile kurmasına olanak tanıyan refahı tesis etmek, genç çiftlerin iş bulmasını desteklemektir. Etnik ikame fikrine, yani İtalyanlar daha az çocuk sahibi oluyor, o halde onların yerine başkalarını koyalım fikrine, teslim olamayız. Bu doğru bir yol değil” dedi.
“Etnik ikame” ya da “büyük ikame” olarak adlandırılan bu kavram, ABD ve Avrupa’da aşırı sağ ve beyaz üstünlükçü çevrelerin zaman zaman başvurdukları bir teori.
İtalya hükümetinin resmi sitesinde ise “Büyük ikame” teorisi şu şekilde açıklanıyor:
“İkame teorisi, beyazların beyaz olmayanlarla değiştirildiğine dair bir neo-Nazi efsanesidir. Çoğu komplo teorisinde olduğu gibi, nihayetinde gerçek suçlular olarak genellikle Yahudiler gösterilir.
“Günümüzde büyük ikame, son yıllarda Avrupa'da yaygınlaşan ve iki faktörden oluşan aşırı sağcı bir komplo mitidir.
“Birincisi, Batı kimliğinin Avrupa dışı ülkelerden gelen büyük göç dalgaları tarafından kuşatıldığını ve bunun da beyaz Avrupalıların demografik olarak ikame edilmesine yol açtığını öne sürer.
“İkincisi ise bu değişimin gizemli bir grup tarafından dünyaya hakim olma planlarının bir parçası olarak organize edildiğini ve bunu da ırksal olarak homojen bir toplum yaratarak yapacaklarını öne sürer. Bu grup genellikle Yahudiler/Siyonistler ile özdeşleştirilir.”
Aşırı sağcı katliamların ilhamı
Mevcut hükümetin ortaklarından İtalya’nın Kardeşleri partisi lideri Giorgia Meloni de, Lig lideri Matteo Salvini de geçmişte bu etnik ikame teorisine inandıklarını söylemişlerdi.
İki lider de özellikle muhalefetteyken, Afrika’dan Avrupa’ya göç hareketlerine karşı çıkmak amacıyla bu teoriyi dillendirmişti.
Ancak bu kez ülke yönetiminin üst kademesindeki bir isimden bu sözlerin duyulması tepkilerin dozunu da artırdı.
La Repubblica gazetesi, “Son yıllarda dünya çapında aşırı sağcı katliamların neredeyse tüm faillerine ilham kaynağı olan komplo teorilerinden birinin, bir İtalyan bakanın konuşmasında yer alması nasıl mümkün olabilir?” diye yazdı.
La Repubblica bugün, faşist rejim altında yayımlanan “Irk Savunması” isimli dergiye atıfla bu manşetle çıktı.
Gazetenin yazarlarından Michele Serra da bugün baş sayfadan yayımlanan yazısında Bakan’ın sözlerini şu ifadelerle eleştirdi:
“Antik Roma'daki ‘vatandaşlık’ kavramı, 2023 Roma'sına kıyasla çok daha modern, kapsayıcı ve dinamikti. Hristiyan Avrupa'nın kökleri de aynı şekilde evrenseldir: Aziz Paolo Suriyeliydi, Aziz Agostino Cezayirliydi, Konstantin Sırp'tı. Ve İsa, Nasıralı bir Yahudiydi.”
Muhalefetteki Demokratik Parti’nin lideri Elly Schlein, “Bakan Lollobrigida'nın sözleri mide bulandırıcı, onun konumundaki bir kişi için kabul edilemez sözler” diye tepki gösterdi.
Schlein, “Beyaz üstüncülük tadı veren bu sözler bizi 1930'lara geri götürüyor” dedi ve hükümetin bu açıklamayla arasına mesafe koymasını talep etti.
Daha Fazla Avrupa partisi lideri Riccardo Magi de "Çok sayıda saldırıya ilham kaynağı olan üstünlükçü ve komplocu sağa özgü en feci ırkçı teorileri kullanan Lollobrigida, ve hatta Başbakan Meloni ve Bakan Salvini gibi siyasetçilerin ülke hükümetinde yer alması, demokrasimizin içinde bulunduğu krizin boyutları üzerine düşünmemizi gerektiriyor” dedi.