Kerpiç ve eski yapı evlerde radon gazı tehlikesi

Isı derecesini ve nem oranını dengede tutulması gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Keskin, kapalı ortamlarda oksijenin azalması, nem oranın düşmesi enfeksiyon rahatsızlıkları riskini artırdığını belirtti.

Dr. Keskin, “Kapalı ortamlarda ortama sıcaklık 20 - 22 derecede olması gerekiyor. Nem oranı da yüzde 40 ile 50 arasında olması gerekiyor ve bu dengenin bozulması, mantar, virüs ve bakterilerin üremesi için uygun koşullar oluşturup enfeksiyon riskinin de artışına sebep oluyor. Kapalı ortamlarda özellikle kronik hastalığı olanlar. KOAH ve bronşit hastalar için bunu net bir şekilde söyleyebiliriz. Aynı evin içerisindeki odanın kapısı açıldığında ısı dengesinin değişikliği pencerenin açılması, balkona çıkılması gibi durumlarda bile astım gibi şikayetler, solunum, öksürük şikayetleri baş gösterebilir. Bu durumda tabii ki o trafik yoğunluğunun en az olduğu dönemde pencere açılması lazım. Oda geçişlerinde bile o ısı dengesinin yeterince sağlanması gerekiyor. Bunlar hastalığın, semptomların, şikayetlerin ilerlemesine sebep olabilir” dedi.

"AKCİĞER KANSERİNDE SİGARADAN SONRA EN ÖNEMLİ NEDEN RADON GAZI"

Dr. Keskin, bodrum katında, gecekondularda ve eski binalarda yaşayanları bekleyen radon gazı tehlikesiyle ilgili şunları söyledi: "Radon gazı, yeni ve kimsenin bilmediği önemli bir konu. Sigaradan sonra akciğer kanserine sebep olan ikinci neden olarak geçiyor. Özellikle bodrum katında yaşayanlar, gecekondularda yaşayanlar ve eski binalarda yaşayanlarda bu sızdırma tarzı ve çatlaklardan gelişen yer altı ve doğal kaynaklarda geçen bir gaz ve akciğer kanserine sebep oluyor. Şimdi ne yapmalı şimdi yeni binalarda bu jeolojik etütlerin düzenlenmesi, yeterince havalandırma ve havalandırma sistemlerinin geliştirilmesi ve bu çatlaklardan mümkün olduğunca o sızıntının engellenmesi gerekiyor. Bu konuda dikkatli olmak gerekiyor. Birkaç merkezde radon gazı ölçümü ile ilgili çalışmalarda başlatıldı. Radon gazı sensörü diye. Yeni bir konu ve dikkat etmek gerekiyor elbette.”