Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema Kıvanç Baruönü özel bir fikir üretti: 'Sinemalarda TSSKS olmalı'

        Kıvanç Baruönü...

        'Patron Mutlu Son İstiyor', 'Kocan Kadar konuş', 'Görümce', 'Kocan Kadar konuş: Diriliş', 'Arif V 216' ile 'Hedefim Sensin'in yönetmeni. Aynı zamanda 'Kocan Kadar Konuş: Diriliş'in ortak senaristi.

        2000'de 'Dansöz'ün yönetmen yardımcısı olarak adım attığı sinema sektöründe yönetmen, senarist, görsel efekt süper vizörü, yapım tasarım ve kurgu olarak birçok alanda üretimde bulunan Kıvanç Baruönü, yapımcılarla sinema salonu zinciri Mars Cinema Group arasında yaşanan bilet payı ve promosyonlu bilet tartışmasının sinema sektöründe hep göz ardı edilen bir sorunun da çözümü için iyi bir fırsat olacağı görüşünde.

        REKLAM

        Ünlü yönetmenin özel bir fikri var... Kıvanç Baruönü, TSSKS (Türkiye Sinema Salonları Kalite Standartizasyon Belgesi) ile sinema salonlarının tıpkı otellerde olduğu gibi yıldızlandırılması gerektiğini savunuyor.

        Kıvanç Baruönü, Habertürk'ten Mehmet Çalışkan'a bu konudaki sorularını cevaplandırdı.

        TSSKS nedir?

        TSSKS'nin açılımı Türkiye Sinema Salonları Kalite Standartizasyon Belgesi'dir.

        Önemi nedir?

        Ülkemizde her geçen gün büyümekte olan sinema sektörü sadece yapımcılar açısından ele alınmakta ve değerlendirme; iş hacmine, bütçeye, filmlerin gişeleri ile orantılı oluşan mali tabloya göre yapılmakta. Hal böyle olunca göz önünde olan yapımcı, sinemacı yani bu alanda üretim yapan kişi, kurum ya da kuruluşlardan sürekli gelişim beklenmekte; yatırım yapmaları, sektörü büyütmeleri istenmekte. Oysa onlar bu zincirin sadece halkalarından biri. Sektörel büyüme, izleyici sayısının artmasıyla olur. Kartopu etkisi ile bu büyüyen izleyici, sektörü de geliştirecek; daha büyük prodüksiyonların, hatta uluslararası projelerin kaynağını da yaratacaktır. O zaman denebilir ki filmlerin seyirciye ulaşması için; doğru ses, projeksiyon ve konforda izlenmeleri, salon sayısının artması gibi unsurlar bu sektörün gelişiminde en az yapım kalitesi kadar etkili olmaktadır.

        Sinema salonlarının yeteri kadar teknik donanıma sahip olmadığından mı söz ediyorsun?

        Ülkemizde maalesef bu alanda hiçbir denetleme olmadığı gibi, bir standarttan bahsetmek de mümkün değil. Aynı kentte aynı filmi pek çok noktada farklı bilet fiyatları üzerinden izlemek mümkün. Bunu serbest piyasa ekonomisi başlığı altında açıklamak kolaycılığa kaçmak olur. Çünkü satılan hizmet belli bir kaliteyi öngörmekte, yaratıcısı yani malın asıl sahibi, malının belli teknik şartlarda tüketiciye ulaşması için yatırım yapmakta, harcama yapmakta. Ancak bunun sonucunda pek çok noktada belli teknik yetersizlikler nedeni ile yatırımı heba olduğu gibi, değişen bilet fiyatları bir sonrası için ona güç verecek mali karşılığı da yaratmamakta. Bu nedenle, sinema salonları için azami teknik yeterlilik denetlemesi sektörün büyümesi, seyircinin seyir zevkinin artması, yapımcının ürününü en doğru şekilde izleyiciye sunabilmesi için şarttır. Bu kıstaslar sektör içinden oluşturulacak bir kurul tarafından belirlenebilir. Ancak ilk etapta konunun kafamızda daha net şekillenmesi için bu denetime tabi olması gereken ana unsurları sıralayalım.

        Denetleme, bir sinema salonunun hangi durumları için yapılmalı?

        Projeksiyon kalitesi, perde durumu, ses sistemi kontrolü, salon kalitesi, fuaye alanı ve büfe hizmetleri... Yapılan denetim sonucunda uluslararası değerlerde hizmet veren, filmin gerek ses ve görüntü kalitesi anlamında yapımcının arzu ettiği kaliteyi yakalamış, salon ve fuaye hizmetleri adına seyircisine gerekli konforu sağlayan işletmeler yüksek derecelendirme alırken, buna bağlı olarak bir sınıflandırma yapmak mümkün olacaktır. Bu sınıflandırma yapılırken bölgesel gelir dağılımı, bölgesel sinemaya gitme alışkanlıkları gibi işletmeci gelirini etkileyecek faktörlerde değerlendirilecek ve sınıflandırma yapılacaktır.

        Kısacası 'Filmlerimizin görüntü ve ses kalitesi sinema salonları tarafından izleyiciye yansıtılması gerektiğini mi söylüyorsun?

        Evet, aslında turizm sektöründe oteller için geçerli olan yıldız sistemi, hiçbir karışıklığa yer bırakmadan herkes tarafından kabul görmüş bir kıstastır önümüzde. Sinema salonları için de yıldız, puanlama ya da adı her ne olursa olsun böylesi bir derecelendirme ve buna bağlı olarak bilet fiyat politikası uygulamak sanırım sektör adına daha kalıcı bir önlem olacaktır.

        Biraz daha açar mısın?

        İşletmeci olarak salonunuzu bu kontrollere soktunuz ve dört yıldız aldınız ya da en yüksek dereceyi aldınız diyelim. Bu size bilet fiyat politikanızda bir esneklik sağlayacak. Çünkü hem yapımcı filminin en doğru şekilde izleyiciye sunulacağından emin olacak, hem de gelen izleyici alacağı konfordan emin olarak işletmeye gelecektir. Burada belli aralıklarla bu kurul tarafından denetimin ve puan-ceza sisteminin de devreye girmesi önemli. Bu TSSKS belgesi işletmecinin sorumluluklarını belirleyeceği gibi, fiyat politikasını da kazancını da etkileyecektir. Aynı zamanda izleyici adına, yapımcı adına bir güvence teşkil edecektir. TSSKS belgesi salonları üç aşamalı bir değerlendirme içine alır. Öncesinde işletmeci ve yapımcılar arasında belirlenen oranlar doğrultusunda oluşturulacak olan TABAN ve TAVAN bilet fiyatları üzerinden sistem işleyecektir. Sınıflandırma azami gerekleri yerine getiren sinemalar için taban fiyat üzerinden bilet parasını bölüşmeyi ön görürken; hizmet kalitesi ile doğru orantılı olarak sınıf yükseldikçe bilet fiyatı tavana ulaşacaktır. Yani artacaktır.

        Paylaşım nasıl olacak?

        Tüm dünyada kabul gören ve ülkemizde de hala geçerli olan % 40 oranı üzerinden ilerlerse; en düşük sınıfta oran bu şekilde belirlenirken bilet fiyatı ise yine ortak belli bir rakamda sabitlenir. Diyelim ki 15 TL... Böylece Türkiye'de nerede olursanız olun TSSKS belgesine göre en düşük sınıftaki tüm salonlarda herkes bilir ki bilet fiyatı 15 TL ve gişede bilet dışı bir promosyon yapılamaz. Bu suçtur! Yapımcı bu bilet fiyatı üzerinden kendi payına düşeni alır. Ancak sınıflandırma sonucu TSSKS belgesi ile onaylanmış, yüksek standartlı salonlarda bilet fiyatı önceden belirlenen tavan rakamlara çıkabilir. Diyelim ki bu rakam 35 TL. Burada işletmeciyi koruyan ama yapımcının haklarını da gözeten bir sistem mevcuttur. İşletmeci salonuna daha büyük yatırım yaptığı için onu korumak gerekecektir. Taban bilet fiyat oranları olan % 40 yerine burada oran % 30'lara çekilebilir. Burada verilen rakamlar sadece sistemin anlaşılması için verilmiş örnek değerlerdir. Yani bilet fiyatı 15 TL olan üçüncü sınıf bir işletmede yapımcıya kalan 6 TL olurken, bilet fiyatı 35 TL olan birinci sınıf bir işletmede yapımcıya kalan 10.5 TL olacaktır.

        Sonuç olarak ne olacak?

        Sinema salonu işletmecisi yaptığı yatırımın karşılığında daha çok kazanacaktır ama belli bir oranda, yapımcı da ürünü sağladığı için bundan faydalanacaktır. Burada yine işletmeci adına film öncesi reklam gelirleri adına da bazı ayrıcalıklar sağlamak mümkün olabilir. Yani birinci sınıf salonlarda film öncesi reklam sürelerinde bazı ayrıcalıklar sunmak, işletmeci adına gelir imkanı yaratmak, yine hizmet kalitesini arttırmak olacaktır. Burada da kazanan hem işletmeci, hem de bu konforu kullanan izleyici olacaktır. Reklam dakikaları da bu TSSKS belgesinde belirtilen sürelerde olacaktır. Film öncesi fragman ve reklam gösterimi, ara sırasında reklam gösterimi yine bu belge ile düzenlenmiş olacaktır. Ancak sınıfsal olarak yüksek kalitede sinema salonu sahibi olmak hem bilet fiyatında hem de reklam gösterim sürelerinde bazı imtiyazlar, kazançlar sağladığı gibi; bu belge belli noktalarda yükümlülükler de getirecektir. Örneğin Bakanlık desteği ile çıkan, dağıtımcı gücü ya da mali olarak güçlü imkanları olmayan yapımcılara / yönetmenlere destek amacı ile hafta içi ilk seanslarda özel gösterim imkanı yaratmak yine bu salon sahiplerinin yükümlülüğünde olacaktır.. Böylece bağımsız sinemacılar da tekelleşmenin zararlı etkisinden uzak kalmış olacak, iyi salonlarda gösterim hakkı bulacaklardır. İzleyici için ise yeni yönetmenlere, ana akım sinema dışında farklı damarlara ulaşım imkanı sağlayacak bu ilk seanslar, işletmelerin sadece birer salonunda belli günlerde bile olsa uygun fiyat politikaları ile satışa çıkacak ve Türk sinemasına destek amacı taşıyacaktır.

        Denetlemeyi hangi kurum yapacak?

        Öncelikle en kısa sürede bu denetimin ve standartların belirlenmesini sağlayacak bir teknik danışma kurulu kurulmalı. Bu kurul teknik bilgiye sahip kişilerden, işletmeci, yapımcı ve yönetmenlerden oluşturulmalıdır. Standartların ve puanlama sisteminin tamamlanması sonrası salonların kategorize edilmesi adına denetlemeyi yapacak heyetin yapılandırılması gerekmektedir. Bu heyet her ilde belli aralıklarla denetimini tekrarlayarak hizmet kalitesinin devamlılığını sağlamaktan sorumludur. Ayrıca işletmeci zaman içinde teknik özelliklerini, hizmet kalitesini arttırarak bir üst sınıfa geçebilir. Bu denetim, puanlama ve ceza gibi yaptırım gücünü de elinde bulundurmalıdır. Ayrıca yeni yasa tasarısı ile getirilmek istenen yazılım sayesinde, gelir paylaşımı modelinde sağlanacak şeffaflık bu alandaki karışıklığı temelden çözecek; hem hizmet kalitesi artacak hem de yapımcının, yani sektörel anlamda gelişimi sağlayan, üretici konumundaki girişimcilerin maddi imkanları düzene gireceği için sektörel büyümenin önü açılacaktır. Konuyla ilgili olarak ta asıl derdim, bu tartışmayı bir fırsat olarak görüp zaten sektörde yıllardır yaşanan bazı sorunları da çözecek bir orta yol bulmak... Zincirin bir halkası olarak çözümünde ortağı olmak adına sadece Üzerine konuşulacak bir sistem önerisi olarak bakılsın isterim. Herkes taşın altına elini koymalı, ortak akılla üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun olduğuna inanmıyorum yeter ki amaç birlikte üretmek birlikte ilerlemek olsun.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ