Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

İstanbul Salt Galata’da 20-22 Ekim tarihleri arasında yapılacak olan Uluslararası Kadın Müzeleri Konferansı’nda konuşma yapmak üzere İstanbul’a gelen; sanal Yeni Zelanda Kız Çocuk Müzesi’nin kurucusu Ashley E. Remer, HABERTÜRK’e konuştu.

Müzeyi 2009’un mart ayında internet ortamında hayata geçiren Remer, sanal müze fikrinin New York Metropolitan Müzesi’nde çalıştığı dönemde ortaya çıktığını şöyle anlattı: “Sanat tarihi okudum ve New York Metropolitan Müzesi’nde çalıştım. Müzede çalıştığım sürede; gelen ziyaretçilerin tavırları böyle bir müze kurmama neden oldu. Şöyle ki; Bir kız çocuğu resmine bakıp ‘Ne güzel, ne seksi’ gibi Trumpvari kaba saba yorumlar yapıyorlardı. Çok şaşırdım. Müzede balerin heykeli vardı ve üzerinde de ‘14 yaşında bir balerin’ diye yazıyordu. Ziyaretçiler eteği kaldırıp altına bakıyorlardı. Alarm çaldığı için kaç defa kaldırıldığını anlıyorduk. O kadar fazla oluyordu ki gün içinde... ‘Ne tür bir beklentiyle o eteği kaldırıp da bakıyorsun?’ diye düşünüyordum. Bu gibi anlar, bu konu üzerine kafa yormama sebep oldu.”

Remer, düzenledikleri online bir sergide karşılaştığı şaşkınlık veren durumu da şu sözlerle aktardı:

ONLINE SERGİYE MESAJ

“İnternette kız çocuklarının maruz kaldığı cinsel sömürüye karşı online bir sergi düzenledik. Ticari sömürü mağduru olan, rehabilitasyonu sağlanan kız çocuklarının yaşadıklarını paylaşarak farkındalık yaratmak istemiştik. Sergiye dünyanın her yerinden ‘Kızları nasıl satın alabilirim?’ diye mesajlar geldi.”

 

SESSİZLİĞİN ANLAMI

Konferansa Tokyo’dan katılan ve “Savaş sırasındaki cinsel şiddete odaklanmak” başlıklı bir konuşma yapacak olan Savaş ve Barışta Aktif Kadınlar Müzesi’nden Mina Vatanabe’nin anlattıkları da cinsel sömürü konusuna farklı bir pencere açıyor: “Japon ordusu kadınları çeşitli yollarla cinsel açıdan sömürdü. Çok hikâye duydum ve hepsi çok güçlü hikâyelerdi. Sessizliğin bile bir anlamı var. Güney Kore ve Tayvan’da hükümetin tespit ettiği rakamlar var. Güney Kore’de 245, Tayvan’da 58. Bu sayılar, savaştan ve savaş sonrası dönemden kurtulan ve ortaya atılma cesareti gösterenlerin sayısı. Bazen yeni kayıtlar da oluyor.”

Ümran AVCI/GAZETE HABERTÜRK