GAZETE HABERTÜRK / HÜLYA KÜPÇÜOĞLU
Kavramsal sanatçı Genco Gülan, ENKA Dr. Clinton Vickers Sanat Galerisi’nde, 11 Mayıs’a kadar izlenebilecek olan “Aile” (Familia) adını taşıyan bir sergi açtı. Gülan, günümüz Türkiye’sinde heykel sanatının bir başkaldırıya dönüşmüş durumda olduğunu söylüyor.
İzmir Resim Heykel Müzesi’nde açtığınız son serginiz “Deneysel Arkeoloji” adını taşıyordu. Şimdi ise İstanbul’da “Aile” başlıklı bir heykel sergisi açtınız. Arka arkaya açtığınız sergilerin birbirinin devamı niteliğinde olduğunu söyleyebilir miyiz?
Bor heykellerime ilk başlarda “Geleceğin Arkeolojisi” adını vermiştim. Seri tamamen antik ve klasik dönem Anadolu arkeolojisine referanslı işlerdi. “Deneysel Arkeoloji” serisinde bu ilişkiyi kırdım ve Osmanlı içeri sızdı. Enka’daki “Aile” adlı sergimde şahsi hatıralar, eşyalar seriye eklendi. Ama sergiye isim seçerken tüm yapıtlarımın birbirleriyle ilişkileri hakkında ipuçları vermeye çalıştım.
Heykeller hangi noktalarda birbirine bağlanıyor?
İlk bakışta algılamak zor olsa da heykel, resim, video tüm yapıtlarım birbirlerine değiyorlar. Bazıları bilinçüstü diğerleri bilinçaltının ürünleri olsalar da yapıtların ortak noktaları şaşırtmaları. Yaşadığımız dönem, coğrafya, hızla gelişen teknoloji içerikleri derinden etkiliyor olsa da hepsi tek süzgeçten geçiyor. Fakat en önemlisi her projeden sonra seyircinin mutlaka “Şimdiye kadar böyle bir şeyi hiç görmemiştik” diyebilmesi.
Serginizin bir heykel sergisi olduğunu düşünürsek, günümüz Türkiye’sinde nasıl konumlandırıyorsunuz?
Türkiye’de siyasetçiler kamuoyu önünde rahatlıkla sanat yapıtlarına hakaret edebiliyorlar. Sanat düşmanlığı politik rant aracı olarak kullanılıyor. Bu durumda heykel yapmak bir başkaldırıya dönüşmüş durumda.
Türkiye’de heykel sanatının eleştiri aldığını söylediğiniz için soruyorum, Serginizin son aylarda heykel sanatının yaşadığı olumsuzluklara karşı bir duruşu da var diyebilir miyiz?
Yapıtlarımda direkt sloganlar yok ama politik referanslar her zaman var. Roma kalıntılarının üzerinde otopark yapılması da, Meksika Körfezi’ndeki petrol sızıntısı ya da Kore’de Budizm’in Batı etkisi altında yok olmaya yüz tutması benim ilgi alanıma girebiliyor. Günümüzde bilgi çok hızlı dolaşıyor ve birbirinden alakasız görünen bilgiler hatıraların içine beraberce kaydedilebiliniyor.
Basın bülteninizde aile terimi ile “sanat terimlerinin içine düştüğü açmaza” da işaret ettiğini belirtmişsiniz. Bunu sergi geneline nasıl yansıtıyorsunuz?
Türkçe’de sanat terimleri, sanatın gelişiminin hızını yakalayamıyor. Resim, heykel gibi klasik disiplin ve terimlerimize Batı’dan ithal disiplinler-arası gibi terimler eklemiş durumdayız ama bunların arası boş. Önerim, sanat klasifikasyonunda yeni ara terimlerinin üretilmesi, tabii bu noktada düşünürlere ve yazarlara topu atıyorum: Biraz da Türkçe düşünsünler.
Sergide aile kavramını en geniş anlamında ele aldığınızı söyleyebilir miyiz?
Her zaman, her türlü çağrışımı kabul ediyorum. Sergide Mazhar dedemin eski koltuğunu bir heykele, babamın boyun damarı anjiyo sonuçlarını karakalem bir resme dönüştürdüm. Sergimde diğer yerleştirmelerime göre – örneğin bir önceki sergim Razruşenyedaha parçalı bir yapı var. Yapıtlar kendi başlarına da konuşabiliyorlar.
Bu söylediklerinizden sergideki tüm işlerin birbiriyle akraba olduğu sonucu çıkarabilir miyiz?
Evet. Disiplinler-aşırı çalışıyorum ve farklı disiplinleri bazen birleştiriyor, bazen de ayırıyorum. Dünyada benim gibi çalışan sanatçılar olsa da –örneğin Jan FabreTürkiye’de de türümün tek örneğiyim. Son sergimde yapıtlarım malzeme, disiplin, referans hatta ebat olarak birbirlerinden çok farklı görünüyorlar ama hepsi akrabalar.
Haberturk.com ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak Haberturk.com yorum sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca Haberturk.com yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılamaz.
Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve Haberturk.com bunlardan sorumlu tutulamaz.
Haberturk.com yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.