Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Erdoğan'dan türban yorumu: Sabırlı olun!

        Erdoğan, Samanyolu TV'de katıldığı canlı yayında soruları yanıtladı.

        Erdoğan, ABD'nin İran'a gireceğine ihtimal vermediğini belirterek, ancak her

        ihtimalin düşünülmesi gerektiğini ifade etti. Böyle bir durumu görmek istemediklerini bildiren Erdoğan, ülkeler arasındaki sorunların diplomasi yoluyla çözülmesi gerektiğini kaydetti.

        Erdoğan, İran konusunda Türkiye olarak çok mesafe alındığını dile getirerek,

        ''Biz elimizden geleni yaptık'' dedi.

        Türkiye'nin Irak'ta yaşananları diğer komşu ülkelerde görmek istemediğini

        vurgulayan Erdoğan, Irak'ta her gün 70 kişinin öldüğünü söyledi. Erdoğan, bu

        durumun önüne geçilmesi için Irak'ta demokratik bir yönetim tarzının işbaşında

        olmasının sağlanması gerektiğini kaydetti.

        Erdoğan, Türk askerinin Lübnan'a gitmesi konusunda hazırlıkların devam

        ettiğini, Birleşmiş Milletler'deki ve Lübnan'daki çalışmaların tamamlanmasının

        ardından Türk askerinin bölgeye gideceğini söyledi.

        Irak'ın polis ve asker konusunda henüz kurulmuş bir düzeni olmadığına

        dikkati çeken Erdoğan, bu nedenle koalisyon güçlerinin şu anda Irak'tan

        çekilmesinin gelecek açısından sıkıntı yaratabileceğine işaret etti.

        Erdoğan, Türkiye'nin Irak askerinin ve polisinin eğitilmesi konusunda destek

        verebileceğini kaydetti.

        Herkesin Irak'ın toprak bütünlüğüne saygılı olması gerektiğini ve bunun

        anayasal teminat altına alınması gerektiğini ifade eden Erdoğan, ayrıca Irak'taki

        dinsel ayrımın tahrik edilmemesi, Irak'ın yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin

        garanti altına alınması gerektiğini belirtti.

        Erdoğan, Kerkük'ün özel bir statüye tabi tutulması gerektiğini vurgulayarak,

        ''Eğer (Kerkük petrolleri benimdir) derseniz diğer etnik unsurları tahrik

        edersiniz'' diye konuştu. Erdoğan, Kerkük'teki demografik yapının

        değiştirilmesinin kabul edilemeyeceğini söyledi.

        Başbakan Erdoğan, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin açıklamalarıyla

        ilgili olarak, şunları söyledi:

        ''Açıklamalarını talihsiz açıklamamalar olarak görüyorum, bulunduğu makam

        itibariyle. Çok çirkin açıklamalar. Özellikle de Türkiye'yi çok iyi bilen,

        Türkiye'yle geçmişteki münasebetleri çok iyi yaşayan birinin böyle açıklamaları

        geçmişine ters düşen, geçmişi unutan ifade tarzı... Sayın Talabani Irak devlet

        başkanı, sözleri haddini ve maksadını aşıyor. Şu ana kadar Türkiye, Irak'ın

        hiçbir iç işine karışmamış, nasıl yardımcı olacağımızı söylemiştir. Liderler

        laflarının önünde, arkasında ne var iyi düşünmeli. Sürç-ü lisan ettiğini temenni

        ediyorum.''

        Ateş kesmenin devletler arasında olabileceğine dikkati çeken Erdoğan, terör

        örgütünün ''ancak silah bırakabileceğini'' kaydetti. Erdoğan, ''Ateşkes ifadesi

        yanlış bir şey. Silahı terör örgütünün bırakması gerekir. Temennimiz odur ki bu

        silahlar bırakılır. Ülkede özellikle bölgede barış tesis edilmiş olur'' dedi.

        Erdoğan, terörün uzun soluklu bir mücadele gerektirdiğini, devlet gereken

        önlemleri alırken, terör örgütünün medyayı kullanarak propaganda yapmasına fırsat verilmemesi gerektiğini vurguladı.

        Terörle mücadele konusunda muhalefet partilerinden gerekli desteği

        bulamadıklarını söyleyen Erdoğan, ''Muhalefet terörle mücadeleyi ranta çevirdi.

        Bize somut hiçbir öneri getirmedi. Somut önerilere açığız'' diye konuştu.

        -BAŞÖRTÜSÜ MESELESİ-

        Başbakan Erdoğan, bir başka soruyu yanıtlarken, adliye önlerinde ya da

        duruşma salonlarında çirkinlik yapmanın demokratikleşme sürecinde olan bir ülkeye yakışmadığını belirterek, düşünce özgürlüğü konusundaki sıkıntıların aşılması için ellerinden geleni yaptıklarını bildirdi.

        Başörtüsü konusundaki bir soru üzerine Erdoğan, başörtüsü konusunda

        ''toplumsal mutabakat'' olduğunu, ancak ''kurumlar arası mutabakatın'' istenilen

        ölçüde oluşmadığını kaydetti.

        Düşünce, din, vicdan, teşebbüs özgürlüğünün başarılması gerektiğini ifade

        eden Erdoğan, bu başarıldığı takdirde, demokratik, laik, sosyal bir hukuk

        devletinin altyapısının oluşturulmuş olacağını kaydetti.

        Türkiye'nin bu sorunu çözeceğini ifade eden Erdoğan, ''Biz de bunu çözen

        aktörler olarak bunu yapacağız. Buna inanıyorum. Ama burada sabırlı olmanın da faydasına inanıyorum. Her şey yerli yerine oturacaktır'' diye konuştu.

        Başbakan Erdoğan, Türk Ceza Kanununun parlamento içinden ve dışından görüş alınarak hazırlandığını belirterek, yasanın değiştirilebileceğini, ancak

        kendilerine somut tekliflerle gelinmesi gerektiğini anlattı.

        Ekonomiye ilişkin bir soruyu yanıtlarken, ''Sonbaharda dalga olur mu?

        Olabilir. Ama biz korkmuyoruz, yere sağlam basıyoruz'' diyen Erdoğan, ekonominin sağlam zeminde olduğunu kaydetti.

        Türkiye'nin güven ve istikrarı yakaladığını belirten Erdoğan, Türkiye'nin

        yerli ve yabancı sermaye için artık bir fırsatlar ülkesi olduğunu söyledi.

        Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliği konusunda çok ciddi

        olduklarını vurgulayarak, Devlet Bakanı ve baş müzakereci Ali Babacan'ın her ay

        en az bir hafta AB üyesi ülkelerde temaslarda bulunacağını kaydetti.

        Öte yandan, Erdoğan, Türkiye'nin AB ülkelerinde daha iyi tanınması konusunda çalışma başlattıklarını bildirdi.

        Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti konusunda ise geriye gidişin söz

        konusu olmadığını, izolasyonlar kalkmadıkça da adım atmayacaklarını söyledi.

        -''BU SON OLSUN''-

        Papa 16. Benedictus'un sözlerinin anımsatılması üzerine de Erdoğan, şöyle

        konuştu:

        ''Papa'nın bu sözlerini duymak istemezdik. Yalnız bizi değil, dünya

        Müslümanlarını üzmüştür. Dinimize, peygamberimize bu tür yaklaşımlar kabul

        edilemez. Özür dilemiyor ama son yaptıkları bir düzeltme olarak kabul edilebilir.

        Dini lider durumundaki bir insanın bu tür yaklaşımı İslam dünyasında çok olumsuz yankı uyandırmıştır. Bu son olsun.''

        Erdoğan, Papa'nın sözlerine karşı Müslümanların tepkilerinin ölçülü olması

        gerektiğini de kaydetti.

        -''PARTİMİZ DURUMUNU MUHAFAZA EDİYOR''-

        Program sunucusunun, 2007 genel seçimleriyle ilgili sorusu üzerine Erdoğan, ''Bu dönemde kararsızlarda bir tırmanma var. Son anketimizde kararsızların yüzde 30-35'e çıktığını görüyoruz. Kararsızlar dışında partimiz durumunu muhafaza ediyor'' diye konuştu.

        Erdoğan, yüzde 10'luk seçim barajının Türkiye'deki siyasi istikrar için

        konulduğunu ifade ederek, Türkiye'nin yüzde 10'luk seçim barajına ihtiyacı

        olduğunu belirtti.

        -''DEVLETİN ÜST KADEMESİNDE KAVGA İSTEMİYORUZ''-

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, program sunucusunun, ''Cumhurbaşkanı ile atamalar, yetkiler konusunda bazı sıkıntılar yaşadınız, yeni dönemde

        Cumhurbaşkanının yetkileri konusunda düzenleme yapacak mısınız'' şeklindeki

        sorusu üzerine, devletin üst kademesinde kavganın, gerilimin olmasını

        istemediklerini belirtti.

        zarar gördüğünü hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

        ''Bu konu ile ilgili şüphesiz ki nasıl bizim tasarruf yetkilerimiz varsa,

        sayın cumhurbaşkanımızın da bu tür tasarruf yetkileri var. Yani O da kendine göre uygun gördüklerini imzalıyor, uygun görmediklerini imzalamıyor. Yani bu konuda bizim direnmemiz falan değil... Ancak yasalar bize hangi tür hakları vermiş ise biz de tabi bu hakları kullanmak suretiyle yasalar içinde görevimizi yerine getirmenin gayreti içindeyiz.

        Bir defa devletin üst kademelerinde bu tür olumsuz yaklaşımların, kavgaların

        olmasını biz istemiyoruz. Gerilimlerin olmasını istemiyoruz. Bundan önceki

        dönemlerde bunlar oldu. Bundan ülkemiz kazanmadı, hep kaybetti. Biz bu dönemde aynı şeyi yaşamak istemiyoruz. Yani bir sıkıntımız bile olsa bağrımıza taş basarız, buna katlanırız, katlanacağız.''

        Yeni dönemle ilgili olarak herhangi bir düzenleme yapma düşüncesinde

        olmadıklarını söyleyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

        ''Bu konuda şu anda böyle bir şey düşünmüyoruz. Mevcut yasalar ortada. Ha

        bir yerde seçim... Hele bir Nisan ayı gelsin, bu noktada parlamentomuz bir

        kararını versin. Parlamentomuz kararını verdikten sonra buna yönelik olarak

        yapılması gereken şeyleri de, eğer yapılması gereken varsa bunları da yasama

        organı, ülkemizin ali menfaatleri doğrultusunda yapar, yapacaktır. Ama şu anda

        böyle bir girişimimiz, böyle bir düşüncemiz söz konusu değil.''

        Program sunucusunun, ''Biraz önce (sağda da, solda da boşluk var) dediniz.

        Süleyman Demirel ve Mesut Yılmaz'ın siyasete girme çabalarını nasıl

        değerlendiriyorsunuz?'' sorusunu da, Başbakan Erdoğan, ''Bunlar benim gündemimde değil, biz işimize bakıyoruz'' diye yanıtladı.

        -MİNİBÜS ŞOFÖRÜYLE TARTIŞTIĞI İDDİASI-

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sunucunun, ''bir akşam eşinizle kendi

        arabanızı kullanarak, korumasız olarak giderken bir minibüs şoförü ile

        tartıştığınıza ilişkin haberler var, bu doğru mudur?'' şeklindeki sorusu üzerine,

        böyle bir şey yaşamadığını açıkladı.

        Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:

        ''Bu haberi nereden aldınız bilemiyorum. Ben böyle bir şey yaşamadım. Yani

        eşimle beraber özel arabama binip, dost evine ziyarete gittim. Ama yolda böyle

        bir şey olmadı. Sadece eşimle kimseye haber vermeden, korumalara haber vermeden, onların hepsini gönderdim. Ondan sonra eşimi aldım ve bir dost ziyaretine gittim. Korumalar olduğu zaman içimiz huzurlu olmuyor, gittiğimiz yerde farklı yaklaşımlar oluyor. Eşimle baş başa gittik. Yolda böyle durum olursa görenler oluyordu, tabi (aaa) falan diyorlardı. Ama onun dışında böyle bir şey söz konusu olmadı.''

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan olduktan sonra makam arabasının gelmediği bir gün dolmuşa bindiğini, ancak argo anlamda dolmuşa binmediğini söyledi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ