Ahmet Hakan Yeni Şafak'a kızdı

İşte Ahmet Hakan'ın köşe yazısı;

Evet, kapatın bu okulları

YENİ Şafak Gazetesi’nde "Ahmet Hakan: İmam hatipleri kapatın" diye bir başlık.

Okura, "Bakın Ahmet Hakan nasıl da Vural Savaş’laştı" demeye getiriyorlar.

"Bel altı vuruş" bununla kalsa iyi...

Bir de şahsım için tuttukları "günah defteri"nin sayfalarını çevirmişler.

Şöyle diyorlar:

"Kanal 7’den Sabah’a...

Oradan Hürriyet’e transfer olan...

Nişantaşı ’cafe’lerini yazdığı için eleştirilen...

İmam hatip mezunu yazar Ahmet Hakan..."

Bu kadarla kalsa iyi...

Haberin içine ustalıkla gömdükleri "ilgili" habere de "Teşvikiye’de yazar kavgası" başlığını atmışlar.

Hani romantik zontanın, sahte kabadayının, şair ruhlu magandanın teki bize çemkirdi ya...

O konuyu işlemişler.

Böylece...

Sözüm ona "İmam hatipleri kapatın" diyen adamın ipliğini pazara çıkarmışlar.

Aferin Yeni Şafak’a!

Sabah akşam "medya etiği" konusunda sağa sola ders veren bu ceridemiz, malzemeyi bulunca affetmeyeceğinin küçük bir örneğini nasıl da başarıyla sergiliyor. Gerçekten aferin.

* * *

Peki neden böyle?

Neden olacak, biz burada "Kahrolsun imam hatip / Yaşasın imam hatip" ikilemine teslim olmadan "ezber dışı" bir yaklaşım sergiledik ya...

İşte ondan.

Arkadaşlar, "kahrolsun" ya da "yaşasın" tavrı karşısında ne yapacaklarını iyi biliyorlar da...

Farklı bir tutum karşısında şaşırıp kalıveriyorlar.

"Bel altı vuruş"a geçmeleri bundandır.

Sanki "İmanın 12 şartı vardır: 6’sı içeriden, 6’sı dışarıdan... Dışarıdan olanlardan biri de imam hatiplerin varlığını korumaktır" gibi bir fıkıh hükmü var ellerinde.

Sanki "imam hatipler kapatılsın" demek, büyük günahlar arasındadır.

Sanki "imam hatip uğruna kavga vermek" 10 emirden biridir.

* * *

Oysa imam hatip, mekteplerden bir mekteptir.

Kutsal bir tarafı yoktur. Bir amaç değil araçtır. Ve bu araç, en baştan yanlış kurgulandığı için artık işe yaramaz hale gelmiştir.

"Tek başına iktidar"ın şunca zamandır bir iki sonuçsuz arkadan dolaşma girişimi dışında hiçbir şey yapamaması, bu aracın kurgusundaki zaaftandır.

Kurgudaki zaaf şudur:

Bu okullar meslek lisesi olarak açılmıştır. Yani imam ve hatip mesleğine eleman yetiştirmek için. Ancak sağcı iktidarlar, oy kapmak için bu okulların sayısını artırmışlardır.

Düz liselere adamakıllı bir din eğitimi dersi koymaya cesaretleri yetmediği için, arkadan dolanıp açıkgözlülük yapmışlardır.

Ve günlerden bir gün...

"Kahrolsun imam hatip" cephesi, bir fırsat yakalamış, kurgudaki zaaftan faydalanarak bu okulları işlevsiz hale getirmiştir.

Olup biten bundan ibarettir.

* * *

Madem kurguda zaaf var...

Madem derdiniz Anayasal güvence altına alınmış din eğitiminin isteyene verilmesini sağlamak...

Madem imam hatipler, minicik omuzlara "sokakta ayrı hayat / mektepte ayrı hayat" ikilemini yüklüyorlar...

Madem bu mekteplerin psikolojik havasında, buram buram "biz diğerlerinden farklıyız" duygusu yükseliyor...

O halde...

Bu ısrar kıyamet de neyin nesidir? Görmüyor musunuz, siz böyle ısrar ettikçe, "arka bahçe" edebiyatı yapanları haklı çıkarmaktan başka bir sonuç çıkmıyor.

* * *

Sözüm Yeni Şafak’taki arkadaşlaradır:

Arkadaşlar!

Önce kendi kendinize şu soruyu sorun:

"Eğer bir transfer teklifi gelirse Yeni Şafak’tan kıpırdayanı Allah kahhar ismiyle kahretsin" diyor musunuz?

Ardından şu soruyu sorun:

"İstanbul denilen şehirde Ahmet Hakan’ın gittiği ama bizim gitmediğimiz mekán var mı?"

En sonunda da şu soruyu sorun:

"Bir mekánda otururken yazdığımız bir yazı nedeniyle şair ruhlu bir maganda bize saldırırsa ne yaparız?"

Ancak bu soruların doğru cevabını verdikten sonra başkalarının "günah defteri"ni karıştırabilirsiniz.

Hürriyet