Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Vatikan'ın Türkiye raporunda ne var?

        Papa 16. Beneditk’in, Türkiye ziyaretinden önce İslam’a karşı yaptığı konuşmanın ardında yatan entelektüel-siyasi motivasyonu ‘Papa'nın hedefinde 'İslam' değil, 'Laik Türk' var’ başlıklı yazımda anlatmaya çalışmıştım.

        Şimdi elimde, 16.Benedikt’in Vatikan’ın resmi tarihçisi Cizvit Giovanni Sale’ye hazırlattığı ‘Türkiye Raporu’nun içeriğinden bahsetmek istiyorum.

        22 Mart 2006 tarihinde Papa’ya sunulan bu rapor, Benedikt’in Türkiye gezisinde yapacağı temaslarda referans alacağı düşünce ve bilgileri içeriyor.

        Bu güne kadar basında adından çokça bahsedilen bu raporun içeriğinden, Vatikan’ın AKP modelini beğenip desteklediği dışında bir iki bilgi kırıntısından başka bir şey sızmadı.

        Oysa raporun Selçuklu egemenliği altındaki Hıristiyanların yaşam koşullarının övüldüğü tarihsel bölüm dışında bugünki toplumsal dokuya ilişkin çok önemli bilgiler bulunuyor.

        Papa’ya sunulan Vatikan Raporu’nda Türkiye’de 150 binden fazla Hıristiyan bulunduğunun altı çiziliyor. Bu Hıristiyan nüfusunun 40 bin kadarının da Katolik olduğu söyleniyor.

        İlginçtir, raporu hazırlayan Sale; İzmir’de 1350, İstanbul’da 15.000, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde 4550 Katolik bulunduğunu belirtiyor ve bu rakama 3670 Katolik Ermeni’yi, 5993 Keldani ve 2155 Suriye Katoliği (Asuri)’ni de ekliyor.

        Raporda rakamların nasıl elde edildiğine dair bir bilgi ise bulunmuyor.

        Rakamların netliği, dört rakamlı sayıların dördüncü basamağının bile net olarak Vatikan tarafından tespit edilmiş olmasını ilginç bir özellik olarak kayda geçirelim.

        Türk devletinin elinde böyle net bir bilgi bulunup bulunmadığı bile şüphelidir.

        Bu rakamlar niçin önemli?

        Çünkü Papa Türkiye’ye geldiği zaman AKP hükümetinden bir dizi talepte bulunacak. Bu taleplerini de bu rakamlara dayandıracak.

        Cizvit Giovanni Sale’in hazırladığı bu raporda, Vatikan’ın 2005 yılında hazırladığı ve Avrupa Komisyonu’na ilettiği bir başka rapordan söz ediliyor. Daha da ilginci, bu raporun içeriğinin Avrupa Komisyonu tarafından Türkiye’ye bildirildiği belirtiliyor.

        AB Uyum Yasaları çerçevesinde Türkiye’nin uygulaması istenen bir takım talepleri barındıran bu raporlara uyulmaması durumunun ‘Papalık tarafından asla kabul edilemez’ (!) olduğu söyleniyor.

        Bakın Sale’nin raporunda yer alan o uygulamalar neler:

        a) Katoliklere yasal güvence sağlanması

        b) Yönetici din adamlarının statülerinin resmen kabul edilmesi, serbestçe faaliyette bulunmalarına olanak sağlanması

        c) Her türlü mülk edinme hakkının Katolik Kilisesi ve yöneticilerine tanınması, Maliye ve diğer Vakıf yönetimlerince el konulmuş taşınır/taşınmaz malların derhal iadesi

        d) Yeni ibadethaneler açma izninin zaman geçirmeden tanınması, özel din okulları açma izninin verilmesi

        e) Yabancı din adamları ve misyonerlere bu güne kadar verilmemiş olan ‘Oturma İzni’ belgelerinin en kısa zamanda sağlanması ve serbestçe dini yayma görevlerini yerine getirme olanaklarının sağlanması

        f) Din adamlarının fanatik Müslümanlardan ve köktenci İslamcılardan korunmalarının temini

        İşte Türkiye’ye gelirken Sale’nin raporuyla zihnini donatmış Papa’nın ajandasında bu konular var, ve AKP hükümetinin karşısına kimi Tevhid-i Tedrisat yasasıyla çelişen, kimi de Türkiye’deki misyonerlik faaliyetlerini serbestleştirip artıracak bir takım uygulamalara izin verilmesini talep eden böyle bir ajanda ile çıkacak.

        Unutmadan ekleyelim, aynı raporda AKP hükümetinden şöyle bahsediliyor: “AKP, kendisini demokratik ve Batı yanlısı olarak tanımlayarak ilginç bir siyasi deneyi oluşturuyor. Bu parti ile, Araplar tarafından nefret edilen “Hıristiyan” Batı diyalog kurabilir. Batı, AKP ile politikanın büyük temaları üzerine ortak bir alan oluşturabilir.”

        ‘Politikanın büyük temaları’ kavramının ne olduğunu, bu temalar üzerine ‘ortak bir alan’ tesis edilip edilmediğini ise, Papa Türkiye’ye geldikten sonra AKP kurmaylarına sormamız gerekecek, diye düşünüyorum.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ