Tıpta "gül" mucizesi!
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Öğr. Üyesi Prof. Dr. Altıntaş, gülün çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanıldığını bildirdi.
Osmanlı ve İslam dünyasında gülün sağlık alanındaki kullanımına ilişkin araştırma yapan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayten Altıntaş, gül yağı, gül suyu, gül şerbeti, gül reçelinin, binlerce yıl çeşitli hastalıkların tedavisinde ilaç olarak kullanıldığını bildirdi.
Prof. Dr. Ayten Altıntaş, Isparta Gülbirlik'te düzenlenen basın toplantısında, Osmanlılar'da ve İslam dünyasında birçok rahatsızlığın gül ürünleriyle tedavi edilebildiğini söyledi.
5 yıldır bu araştırma üzerinde çalıştığını anlatan Prof. Dr. Altıntaş, 'Yaptığım araştırmalar, gülün tedavi edici özellik taşıyan bir ilaç olduğunu ortaya çıkardı. Binlerce yıl gül yağı, gül suyu, gül şerbeti, gül reçeli, çeşitli hastalıklarda ilaç olarak kullanılmış ve büyük faydası görülmüş'' dedi.
Altıntaş, sentetik ilaçların yan etkilerinin görülmeye başlamasının ardından
dünyanın alternatif tıpa yöneldiğini belirterek, yapılan araştırmaların, gülün
tıp dünyasında önemli bir yerinin olduğunu gösterdiğini vurguladı. Altıntaş,
''Gelecekte gül ürünlerinden yapılan ilaçlarla şifa bulacak konuma geleceğiz''
diye konuştu.
Mide, karaciğer, bağırsak, ateşli, hazımsızlık gibi hastalıklarda ve cilt
tedavilerinde gül suyu, gül yağı ve gül şerbetinin kullanıldığını söyleyen
Altıntaş, sözlerine şöyle devam etti:
''Gül suyunun ciltteki yaralanmalarda, cilt rahatsızlıklarında büyük etkisi
var. Ayrıca serinletici ve ateş düşürücü özelliği bulunmakta. Kırışıklıklara
karşı ve yaşlanma etkilerini geciktirici özelliği var. Gül yağı ise strese karşı
kullanılıyor. Osmanlılar'da gül yağı psikolojik tedavilerde kullanılmış.
Özellikle gül yağı ile baş ovulduğunda baş ağrılarına iyi geldiği gözlenmiş. Gül
reçeli, şurubu, şerbeti ise mide için bire bir. Hazımsızlıkta, karaciğer
hastalıklarında gül reçelinin tedavi etkisi büyük.''
Isparta gülünün her yerde yetişmediğine dikkati çeken Altıntaş, ''Büyük bir
definenin üzerindesiniz ama bilginiz yok. Bugünün tıp dünyası gülü yeni yeni
keşfediyor. Oysa ki atalarımız yıllar önce bunu keşfetmişler'' diye konuştu.
Altıntaş, araştırması boyunca elinde bulunan tüm kaynakları ve tıbbi
bilgileri Gülbirlik Müzesi'ne bağışlayacağını kaydetti.