Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Fiskos Kadir Kaymakçı: Asena, Caner’in mutlu evliliğini kıskanıyor
        1

        Asena Atalay’ın oğlunun masraflarını karşılamadığı gerekçesiyle eski eşi Caner Erkin’e 541 bin TL’lik icra takibi başlatması ünlü futbolcuyu çıldırttı. Atalay hakkındaki ihanet iddiaları karşısında bugüne kadar sessiz kalan Erkin, yaptığı açıklamada oğlunun velayetini üzerine alacağını söylerken “Evlilik birliği sürecinde üçüncü kişilerle birlikte olan Asena Atalay” diyerek ihaneti ilk kez kabul etmiş oldu...

        2

        İPEK DURKAL: Asena’nın, bu çocuğun öz annesi olduğuna emin miyiz? Asena’nın, Caner’den talep ettiği 42 bin liralık ‘Çocuğun bakıcı masrafları’ kısmını görünce ‘Bu da kendi ücreti herhalde’ dedim. Aksi takdirde hangi anne ‘Çocuğun gıda masrafı’ gibi bir talepte bulunur ki? Uzayıp giden listede bir tek ‘Çocuğun emzirme masrafı’ bölümü eksik...

        3

        Caner aldatıldığını zaten biliyordu sadece bunu toplum önünde ilk kez itiraf etmek zorunda kaldı. Caner’in Asena’yı düşündüğü kadar Asena kendisini düşünseydi zaten ‘rezillik’ noktasına gelinmezdi.

        4

        ESİN ÖVET: Asena tam bir eski eş gibi davranıyor. Caner’e bir nefes aldırmadı. Caner, Şükran Ovalı’ya aşkını ilan ettiğinden ve evlendiğinden bu yana durmadı. Bir dönem manşetlerde olmaya o kadar alışıktı ki o manşetlerde kendini göremeyince tuhaf şeyler yapmaya başladı. Kadını korurum ama bu kez Asena’yı koruyamıyorum ve hemcinslerime hiç yakıştıramıyorum bu tarz şeyleri. Bir huzur vermedi. Caner de sonunda isyan etti haklı olarak.

        5

        KADİR KAYMAKÇI: Yaşadıkları onca şeyi ellerine yüzlerine bulaştırmadan atlatmış, tam ikisi de kendisine yeni hayatlar kurmuşken bu ne şimdi? Umarım yeni bir Bade İşçil-Malkoç Sualp vakasıyla karşı karşıya değilizdir. Asena Atalay’ın, Caner Erkin’in Şükran Ovalı’yla evliliğini kıskandığını düşünüyorum. Olabilir. Keşke Caner de o ‘üçüncü şahıslı’ açıklamayı yapmasaydı! Şık olmamış...

        6

        OBEN BUDAK: Asena çok ciddi bir suçlamayla geldi, bu durumu kamuoyuna ispatlaması lazım. Caner Erkin, parasını çocuğundan esirgeyecek bir adam gibi durmuyor ama abartılı fatura karşısında ödemek istememiş olabilir tabii. Ne güzel sessiz sedasız ayrıldılar derken Asena şu an resmen rahat vermeyen kadın rolünü üstlendi.

        7

        REŞAT BALCIOĞLU: Görünen köy kılavuz istemez. Asena Hanım o dönemlerde ihanet haberleri çıkınca biz gazetecilere demediğini bırakmıyordu. Üstüne üstlük pişkin pişkin kameralar karşısında geçip “Çok mutluyuz” demeçleri veriyordu. Benim bildiğim Asena Hanım birkaç kez aldattı kocasını. Şimdi de çıkmış para istiyor. Caner, Asena Hanım’dan boşanınca musluğun suyu kesildi tabii, sunuculuktan o kadar para kazanılmıyor. Caner’in yerinde olsam 5 kuruş vermem.

        8

        BÜLENT İPEK: Caner Erkin’i Asena ile evli oldukları dönemde tüm dedikodulara kulak tıkayıp karısının arkasında duran kişi olması nedeniyle nasıl takdir ettiysek şimdi de yıllanmış o dedikodulara sarılıp ortaya çıkmasını da doğru bulmuyorum. Ama tabii ne yaşadıklarını tam bilemeyiz ve Caner de bir insan ve patlama noktasına gelmiş, kontrolsüz tepki göstermiş olabilir. Örnek gösterdiğimiz ayrılıklarının bu şekilde kirlenmesi bizim HT Masa ekibi için ayrıca üzücü.

        9

        ‘İNSANLAR GERGİNLİĞİNİ SALONLARDA GÜLEREK ATIYOR’

        Hafta sonu sinemalarda sömestr dopingi yaşandı, yapımcıların yüzü güldü. Hafta sonu 1.3 milyon kişinin sinemaya gitmesi, eğlence sektörünün yeniden kıpırdanmasının bir işareti mi?

        10

        İ.D.: Eğlence sektörü kıpırdamıyor hatta yerlerde sürünüyor. Toparlanması da zaman alacak gibi görünüyor. Eğlence sektörünün bir tek sinema ayağı bu çöküşte dik durabildi ki ona da şükür... Gişesi yüksek filmlerin hep komedi olması, gülmeye ne kadar ihtiyacımız olduğunun göstergesi. 18 Şubat’ta ‘Recep İvedik 5’ geliyor ve sanırım ortalığın tozunu esas o attıracak.

        11

        K.K.: Eğlence sektörünü sadece sinema olarak değerlendirmemek lazım tabii. Yine de güzel haber. Ancak Ahmet Kural-Murat Cemcir ikilisinin yedi ve altı milyonluk iki ‘Düğün Dernek’ filminden sonra ‘Çalgı Çengi İkimiz’de gişelerinin yarı yarıya düşmesi dramatik.

        12

        7 milyon izleyiciye ulaşmalarında büyük katkısı olan ‘fısıltı gazetesi’ bu sefer tersine işledi bence. “Ne yaparsak yerler” anlayışıyla kötü bir film yapınca ‘kendi standartlarında’ bir hüsran yaşadılar. Bu herkese ders olsun. Seyirci öyle her önüne konanı yemiyor!

        13

        O.B.: Eğlence sektöründe bir kıpırdanma var evet, fakat genelde sadece hafta sonları olan bir kıpırtı bu. Hafta içi kimse gelmediği için dükkânını hiç açmayan işletmeler artmaya başladı. Oradan ekmek yiyenler de strese giriyor tabii. İnsanlar artık yoğunluklu olarak sinemada kafa dağıtıyor, eğlence mekânlarında değil.

        14

        R.B.: Havalar soğuk, ülke olarak bunalımdayız, bir de sömestr tatilindeyiz, sinemalarda yeni filmler... Tüm bunlar birleşince ortaya gişelerdeki başarı çıkıyor otomatikman. Film yapımcıları da zaten sömestr tatilini fırsat bildikleri için filmleri gösterime sundular. Ülke olarak gülmeye, moral bulmaya ihtiyacımız var, iyi giden bir şey olsun hayatımızda.

        15

        B.İ.: Aralık ayı boyunca yaşanan terör olayları ve yeni yılın ilk saatlerindeki Reina saldırısı nedeniyle toplum öyle bir gerildi ve kendini sıktı ki ben sinema salonlarının dolmasını buna bağlıyorum. Bu ülkenin öyle yüksek bir sosyal hayat ve eğlence potansiyeli var ki, ekonomi ve güvenlik anlamında işler biraz rayına girerse hem müzik hem sinema hem de yeme-içme sektöründe çok büyük bir sıçrama yapabiliriz.

        16

        ‘HAYATIN HIZINI KESMEK İÇİN DOĞAYA DÖNMEK ŞART’

        Müzisyen Kıraç da çiftlikte yaşayan ünlüler kervanına katıldı. İstanbul’u terk edip doğaya dönen sanatçılar hakkında neler düşünüyorsunuz? İ.D.: İmkânı olup da bunu yapabilenlere çok özeniyorum. Neticede ait olduğun yere dönebilmek günümüz insanı için çok büyük lüks...

        17

        E.Ö.: En güzelini yapmış. Artık bu tarz kararlar alıp gidenleri kıskanıyorum. Şehir yaşanmaz bir hal almaya başladı. K.K.: İmkânı varken hâlâ bu kalabalığın, harala gürelenin içinde kalanları daha çok düşünüyorum doğru!

        18

        O.B.: Aklı olan bir de parası olan herkesin yapacağı bir şey değil mi? Bence çok büyük bir olay değil. Şehir hayatı artık o kadar çok şişti ki insanlar rahat hareket edecek alan bulamıyor kendine. Hayatın hızını kesmek için doğaya dönmek şart.

        19

        R.B.: Daha önce Murat Kekilli, Volkan Konak gibi isimler karavanda yaşamaya başlamışlardı. Kıraç da belli ki sıkılmış metropol hayatından. Doğaya dönmek iyidir. Şan şöhret, para bir yere kadar, insan belli bir yaştan, dönemden sonra huzur arıyor, sağlık arıyor. Bunlar da parayla olmuyor. Doğada yaşamak iyidir.

        20

        B.İ.: Aslında niye çiftlikte yaşadığının cevabı Arif Hür’ün röportajının içinde gizli. Kıraç, müzik sektörünün bittiğini söylüyor. Çiftçilik, asıl işini yapamayan, eli boş bir adam için en güzel meşgale. Albüm yok, konser yok, stüdyo çalışması yok. Ama inekler, tavuklar var. Ruh sağlığını korumak için son derece iyi bir seçim.

        HT MASA

        21