Fıkra gibi ama gerçek

Önceki gün bir arkadaşım anlattı. Aynen aktarıyorum. Geçen hafta 6 senedir birlikte olan bir arkadaşım ve sevgilisi kalabalık bir arkadaş grubuyla eğlenmeye gidiyor. Gece akşam yemeğiyle başlıyor, sonra o mekân senin bu mekân benim devam ediyorlar.

Gece bir anda bir tuhaflık ve karmaşa oluyor. Kız 6 senedir birlikte olduğu sevgilisini ve en yakın kız arkadaşını göremiyor. Bulamıyor, yok olmuşlar. Meğer sevgilisi o gün kızın en yakın arkadaşıyla mekândan çıkıp gitmiş. Sonra tabii anlaşılıyor ki onlar çıkıp kızın evine gitmişler.

Kız tabii büyük şok yaşıyor. Çocuğa neden böyle bir şey yaptığını, neden en yakın arkadaşıyla kendisini aldattığını sorduğunda çocuk “Hayatım o kadar sarhoştum ki sen zannettim” yanıtını vermiş. Malum erkekler kabul eder mi? Sonuna kadar inkâr. Tabii kız bu yanıttan tatmin olmamış ve çocuktan ayrılmış. En yakın kız arkadaşını da hayatından çıkarmış ve tüm hayatı bir anda süper iyi giderken değişmiş. Bu olayı dinleyince önce güldüm, kocaman bir kahkaha attım, sonra acı acı düşündüm. Şener Şen’in sekreteriyle birlikteyken eşine donla yakalandığındaki “Yaz kızım” repliği aklıma geldi ve “Evet erkekler aldatır. Bunu da sonuna kadar inkâr ederler” dedim. Uzatmaya gerek yok. Kadınların duruşu önemli. Kadın iyi ki ayrılmış, harika yapmış. En yakın kız arkadaşını hayatından çıkararak da pek güzel yapmış. Demek gerçekten en yakın değil en uzakmış.