Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar Mert Fırat: En çok ihtiyacımız olan şey dürüstlük

        Ece SARUHAN / HABERTÜRK MAGAZİN

        Ünlü oyuncu Mert Fırat, yer aldığı sosyal sorumluluk projelerine bir yenisini daha ekleyerek ihtiyaç sahipleriyle bu ihtiyaçları karşılamaya gönüllü olanların buluştuğu İhtiyaç Haritası (ihtiyacharitasi.org) adında dijital bir platform kurdu. Bu platformla Türkiye’nin dört bir yanındaki insanlara, “Hepimiz birbirimizin iyilik perisi olabiliriz” diye seslenen Fırat, içinden geçtiğimiz zor günlerde ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu şeyinse dürüstlük olduğunu söylüyor.

        "EN ÇOK İHTİYACIMIZ OLAN ŞEY DÜRÜSTLÜK"

        LAFI hiç uzatmayacağım, Mert Fırat benim için hem hayattaki hem de sanattaki duruşuyla adam gibi adam! Adı gibi mert, iyi yürekli... Keşke onun gibi insanlarla dolup taşsa hayat sahnesi... Kendisiyle buluşup bir süre önce hayata geçirdiği İhtiyaç Haritası adlı sosyal sorumluluk projesini, Bursa’da açtığı Sanat- Mahal’i ve Moda Sahnesi’ndeki ‘En Kısa Gecenin Rüyası’ adlı oyununu konuştuk...

        İhtiyaç Haritası nasıl doğdu?

        Ben sosyal sorumluluk başlığı altında 25’in üzerinde dernekle faaliyet yürütüyorum. Hep “Bu çalışmaların hepsini bir yerde toplasak, bütün ihtiyaçları bir merkezden giderebilsek” diyordum. ihtiyacharitasi.org’u Ali Ercan Özgür, Güler Altınsoy ve Elif Kalan’la birlikte kurduk. Elif, bu tip çalışmaları yaparken kendisine “Bu kişileri tanıyor musun? Bu dernek nasıl?” diye sorduğum bir arkadaşımdı. Harita onların fikri, bana halihazırda bir veritabanı olduğunu söylemişlerdi. Güçlerimizi birleştirdik. Sitedeki aktif harita sayesinde, Türkiye’nin dört bir yanındaki ihtiyaç sahipleri ve ihtiyaç konularını eşzamanlı olarak görebiliyorsunuz. İhtiyaç da girebilirsiniz, destek için başvuruda da bulunabilirsiniz, ihtiyaçların karşılanması sürecinde gönüllü olarak yer de alabilirsiniz. Temeldeki yapı ihtiyacı girmek ve kaynağını yaratmak. Bu özellik bazı başka platformlarda da mevcut. İhtiyaç Haritası’nı onlardan ayıran özellik pinle yeri işaretleyebiliyor olmak. Bu sayede mesela Bursa’nın bir köyündeki bir okuldan ihtiyaç geldiğinde o ihtiyacın olduğu bölgeyi, okulu işaretleyebiliyorsun. Diyelim ki 500 kitaba ihtiyaçları var. O okula 1500 kitap gitmiyor. Kontrol edip kitap fazlasını başka bir yere aktarabiliyoruz.

        "İYİLİK PERİLERİ DE MELEKLER DE BİZİZ"

        İlgi nasıl?

        Giderek artan bir ilgi ve katılım var. Şimdiye kadar 1028 ihtiyaç girildi ve yarısına cevap geldi. 4065 de gönüllümüz var.

        Bu ülkede kötülük yerine iyilik yapmayı, paylaşarak güçlenmeyi seçenler var yani hâlâ...

        Olmaz mı, hem de had safhada var. Sadece doğru şekilde koordine edilmeliler. İhtiyaç Haritası maddi yardımı kabul etmiyor, insanlara prosedürlere takılmadan, çok hızlı bir şekilde herhangi bir çalışmaya dahil olma imkânını sunuyor. Sistem gönüllülük esasına göre işliyor. “Bu derneğe üye olacaksın ve haftanın belirli günlerinde çalışmalara katılacaksın” gibi bir durum yok. Ayın 1 günü sadece 2 saatini ayırabilecek kişi de dahil olabiliyor sisteme. Bir diğer güzel tarafı da örneğin kitaba ihtiyacı olan birinin siteye girdiğinde diğer ihtiyaçları görüp onlara katkı sağlayabilmesi. Sürekli kendini doğuran, geliştiren bir platform. Türkiye’de uzun zamandır sosyal sorumluluk adına iyi şeyler yapılıyor. Amacımız bunların kolektif bir şekilde yapılması. İhtiyaç sahibi bir kişi aynı zamanda bir desteğe de katılabiliyor. Herkesin yapabileceği bir şeyler olduğunu anlatmak istiyoruz.

        Rol aldığın ‘En Kısa Gecenin Rüyası’ adlı oyundaki perilere dönüştürüyor yani herkesi... İnsanlara “Sihirli değnek sizde” diyor.

        Aynen öyle. Hep perilerin hayatı güzelleştirmesini bekliyoruz ama aslında o periler de, melekler de biziz. Vakıf ve derneklerle de birlikte çalışmak istiyoruz. Şu anda Türkiye’nin önce gelen dernek, vakıf ve STK’larıyla görüşüyoruz. Güçlerimizi birleştirirsek yapılan çalışmaları daha görünür kılabileceğiz.

        Mert Fırat, Moda Sahnesi’nin ‘En Kısa Gecenin Rüyası’ adlı oyununda Demetrius karakterini canlandırıyor. William Shakespeare’in yazdığı oyunun yönetmeni Kemal Aydoğan.

        ‘SANAT GERÇEK BİR BİRLEŞTİRİCİ’

        İhtiyaç demişken; içinden geçtiğimiz zor günlerde, acıyla dolu gündemde ülkemizin en çok neye ihtiyacı var sence?

        En çok sarsılan ve en çok ihtiyacımız olan şey dürüstlük. Kendimize, birbirimize, topluma, Türkiye’ye, yaşadığımız her şeye karşı dürüst olmalıyız. Dürüstlükten kastım politik doğruculuk değil, saf dürüstlükten bahsediyorum; duygularımıza, insanlığa, insanlığımıza karşı dürüstlüğümüzden... Giyim tarzımızdan düşüncelerimize kadar her konuda sürekli kutuplaştırıldığımız bir ortamdayız. En büyük tutsaklık insanın kendini kendine hapsetmesidir ve bunu yapan bir sistemin içindeyiz. Dürüst ve tarafsız olursak tüm sınırlar kalkar, vicdan konuşur.

        Sanat vicdanı uyandıran başlıca unsurlardan biri. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da açılan SanatMahal adlı kültür-sanat mekânının kurucularındansın. Amacınız insanları ve hayatı sanatla iyileştirmek öyle değil mi?

        Sosyal sorumluluk bizi nasıl birleştiriyorsa sanat da gerçek bir birleştirici. Ülkemizde fiziksel şiddetin yanı sıra siyasi psikolojik şiddet de var. Bu da insanı pes ettiren, çaresiz bırakan, genel motivasyonunu düşüren bir şey. İnsanlar artık birbirlerine “Nasılsın?” demeye utanır hale geldiler. Bu psikolojiyle mücadele etmenin bir yolunu bulmak gerekiyor ve sanatın iyileştirici gücü bu noktada devreye giriyor. SanatMahal’i ağırlıklı olarak öğrencilerin yaşadığı Görükle’de açtık. Belediyeler bize çok destek oluyor, Bursa halkı da çok sahiplendi. Karı-koca öğretmen olan bir çift mekânımızın bereketi olsun diye aşure yapıp getirdiler bize, bir öğrenci elleriyle kek yaptı. Böyle insanları görünce “Yaşadığımız her şeye rağmen hâlâ umut var” diyorum. Bursa’nın yerelinde sanat icra etmek isteyen insanlara salon sağlıyoruz, İstanbul’dan ekipler gelip tiyatro yapıyor. Bir kitabevimiz var, günde 20-30 tane kitap satıyoruz. 2 sinema salonumuz ve atölyelerimiz var, konserler oluyor. Tıpkı Moda Sahnesi gibi SanatMahal de bizim değil, hepimizin. Çatısı altında birleşmek hepimize iyi geliyor.

        Mert Fırat, “Benim ilham kaynağım mücadele. İnsanlığımla ve insanlıkla birlikte yürüme mücadelesi beni besliyor. Bu mücadelenin içinde olmazsam boşa yaşıyor gibi hissederim” diyor.

        "Yasalar korumak içindir ötekileştirmek için değil"

        Kurucularından olduğun- Moda Sahnesi’nin ‘En Kısa Gecenin Rüyası’ adlı oyunu seyirciyi hem güldürüyor hem de kadını aşağılayan, erkeğe bağımlı kılan Atina Yasaları üzerinden kadın haklarına dair çok şey söylüyor.

        Evet. Oyunda şenlikli bir düğün havası var ama aslında bir trajediyi, Amazonlar Kraliçesi Hippolyta’nın yasalarla erkek egemenliğinin boyunduruğuna girişini, böylece son direnişçi kadının da bitişini anlatıyor. Atina sisteminin, baba yasasının etkisiyle, kızlar babalarının mülkü muamelesi görüyor. Erkek egemen, kadının özgürlüğünün bittiği, iplerin tamamen erkeğin eline geçtiği bir örgütlenme söz konusu. Bu noktada Atina Yasaları üzerinden sormak gerekiyor; Tanrı’ya ve onun katında eşit olduğumuza inanıyorsak kadını ötekileştirmek niye? Yasalar insanları korumak içindir, ötekileştirmek için değil!

        "Sanatçıyı kendi PR nesnesi yapan zihniyette vicdan yoktu"

        Sosyal medyada seni, Beren Saat’i ve daha pek çok sanatçıyı siyasi tercihleri hakkında varsayımda bulunarak neredeyse vatan haini ilan edenler oldu. Ne hissettirdi bu durum sana?

        Kendi üstüme de, arkadaşlarımın üstüne de alınmıyorum yazılanları. Kendi vicdanınla barışıksan ve yaptığın şeyle ilgili şüphen yoksa önyargıyla yazılanlar seni yaralayamıyor. Bu bir strateji, bir algı yönetimi. Verdiğin örnekler üzerinden konuşursam ben de Beren de sadece işini yapan insanlarız, hiçbir yerde “Şu partiye oy veriyoruz” diye bir açıklama yapmadık. Yapana da saygı duyarım, demokrasiden söz ediyorsak hepimizin istediğini söylemeye hakkı var. Bir sanatçıyı bir ideolojinin karşı ideolojisi gibi yaratıp kendi PR nesnesi yapan zihniyette vicdan yoktur. O noktada dürüstlükten, samimiyetten, inançtan söz edemezsin. 4 kitabın hangisi “Biri için kötü söz söyleyin ve bundan mutlu olun diyor?"

        "CİDDİ BİR İLİŞKİM OLSA SAKLAMAM"

        İnsanlar sabırsızlıkla Sabahattin Ali’nin ‘Kürk Mantolu Madonna’sının filmini bekliyor. Ne durumda hazırlıklar?

        2 hafta önce haklarını aldık. 2016’da çekip, 2017’de seyirciyle buluşturmayı düşünüyoruz.

        Romanda Raif Efendi aşkı ruhların birbirine koşması olarak nitelendiriyor. Senin aşk tanımınla örtüşüyor mu bu?

        ‘Neredesin Sen?’ türküsünün “Bütün dertlerim anlayıp gönlümü bilen, sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen” diye akan sözleri geliyor benim aklıma. Aşk şehvet ya da tutku değil içinin titremesi hali. Bu da ancak ruhlar buluştuğunda oluyor.

        Bir süre önce “Karıyla kızla işim olmaz” dediğin iddia edildi. Bu çirkin ifadeyi kullanmadın değil mi?

        Demedim Ece, öyle bir ifade kullanır mıyım ben?

        Peki neden kaçıyorsun aşk hayatınla gündeme gelmekten?

        Ciddi bir ilişkim olsa saklamam. Kaçmıyorum, sadece ilişkinin ciddiyeti yoksa haldır huldur ortalıkta görünmenin de âlemi yok bence.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ