Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Medya Dış basın ABD'de başkanlık yarışında adayların yüz yüze geldiği tartışma programları, seçimlerin kaderini belirleyebiliyor.

        ABD'de başkanlık yarışında adayların yüz yüze geldiği tartışma programları, seçimlerin kaderini belirleyebiliyor.

        ABD Başkanı Barack Obama ve rakibi Cumhuriyetçi Parti başkan adayı Mitt Romney, Amerikan seçim geleneği olarak bugün ilk kez yüz yüze gelerek, açık oturumda kozlarını paylaşacak.

        Amerika'nın merakla beklediği açık oturumlar, Amerikan siyasi tarihinde seçim kaybettiren oturumlar olarak da biliniyor.

        ABD'de adaylara yarışta puan kaybettiren veya kazandıran, gaflara imza atılan açık oturumlardaki unutulmayan anlardan bazıları ise şöyle:

        "-2008 yılı başkanlık yarışı: John McCain, rakibi Barack Obama'dan bahsederken adını kullanmak yerine ''Bu'' dedi. Seçmenlerden tepki gören bu davranış ırkçılık ve nezaketsizlik olarak algılandı.

        -2000 yılı başkanlık yarışı: Al Gore ile ABD Başkanı George W. Bush arasında geçen tartışmada, Gore'un sık sık iç çekmesi, sıkıldığına dair belirtiler göstermesi Amerikan halkının dikkatinden kaçmadı.

        -1992 yılı başkanlık yarışı: George H. W. Bush ve Bill Clinton arasındaki tartışma, akıllarda kalan önemli açık oturumlarından biri. Önce programa katılmakta kararsız kalması nedeniyle eleştirilen Bush'un, program sırasında da sık sık, program süresinin ne kadar kaldığına dair saatine bakması, seçmenlerce nezaketsizlik olarak algılandı.

        Bush için en kötü an ise bir seyircinin sorusuna yanıt verememesi oldu. Afro Amerikan kökenli seyirci, ülke borcunun kendi günlük hayatını nasıl kötü etkilediğinden örnekler verdikten sonra Bush'a, ''Sayın Başkan siz de kendi yaşantınızda bunu hissediyor musunuz?'' diye sordu. Seyircinin sorusuna genel politika cevabı vermeye başlayınca, ''sorunun kişisel olarak kendisiyle alakalı'' olduğu konusunda moderatör tarafından uyarılan Bush, bu kez seyirciye soruyu anlamadığını, tekrar etmesini istedi ve sonuçta yine soruya cevap vermedi. Ancak, Bush'tan sonra ayağa kalkan Clinton, soruyu soran seyircinin tam karşısına geçip ülke borcunun kendisini nasıl etkilediğini anlatıp, ''Sizin hissettiğinizi ben de hissediyorum'' mesajını vererek yarışa neredeyse son noktayı koydu ve yarışın sonunda Amerikan halkıyla arasında bağ kurarak, rakibi Bush'u başkanlık koltuğundan etti."

        SEÇİM KAYBETTİRDİ

        "-1988 yılı başkanlık yarışı: Michael Dukakis'e, ölüm cezasıyla ilgili çok tartışmalı bir soru soruldu. Ölüm cezasına karşı olan Dukakis, ''Eğer eşinize tecavüz edilip, öldürülseydi yine de ölüm cezasına karşı olur muydunuz?'' sorusuna, ''her zaman ölüm cezasına karşı olduğu'' şeklinde, birçok kesimce duygusuz olarak nitelenen bir yanıt verdi. Dukakis'in böylesi bir soruya kişisel hislerini katmayarak yanıt vermesi ve gayet serin kanlı ve teknik kalması, seçmenler tarafından da hoş karşılanmadı. O zamana kadar iyi performans sergileyen Dukakis'in yarıştaki popülerliği düştü.

        -1980 yılı başkanlık yarışı: Açık oturumlar, bu kez ikinci dönemine hazırlanan Jimmy Carter'ı başkanlıktan etti. Çünkü, Carter'in rakibi kamera karşısında ciddi deneyimi olan aktör Ronald Reagan'dı. Reagan, Carter'in kendisi hakkındaki eleştirisine ''yine başladık'' diye esprili, rahat ve atik cevabı ve program süresince vücut dilini etkin kullanmasıyla, Amerikan halkını cezbetti ve Reagan, yarışı az farkla önde götüren Carter'in önüne geçmekle kalmayıp, aradaki farkı da büyüterek seçimleri kazandı.

        -1976 yılı başkanlık yarışı: Açık oturumlar Gerald Ford'a, Jimmy Carter karşısında seçim kaybettirdi. Aslında Ford, ilk tartışma programında başı çekmiş ve Carter'ın önüne geçmişti. Ama ikinci programda, ''Doğu Avrupa'da bir Sovyet egemenliği yok'' gibi çok büyük bir gafa imza atan Ford, kendi sonunu getirdi.

        -1960 başkanlık yarışı: Başkanlık yarışında ilk açık oturum, Richard Nixon ile John F. Kennedy arasında geçti. Kennedy, programa üzerinde siyah takım elbiseyle çıkarken, Nixon'ın fonla aynı renkteki gri takım elbisesi, ekranda daha sönük görünmesine neden oldu. Bunun yanında, Kennedy, yüzü daha yakından gösteren kamera karşısında daha soğukkanlı ve sakin bir imaj çizerken, Nixon sinirli ve sürekli terliyor görünüyordu. Seçimi Kennedy kazandı."

        Ancak, radyo dinleyicilerinin ise Nixon'ın programı daha başarılı yürüttüğünü düşünmesi, özellikle iletişim alanında adayların televizyonda, sadece konuşmalarının değil, görüntülerinin de seçmenler üzerinde nasıl etki bıraktığına dair araştırmalara yol açtı.

        Obama veya Romney'nin isimlerinin Amerikan siyasi tarihine bu şekilde geçip geçmeyeceği ise bu ay katılacakları açık oturumlarda belli olacak.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ