Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema 'Milli menfaatlerimiz büyük kayba uğrar'

        Yapımcılar, Türkiye'nin en büyük sinema salonu zinciri Mars Cinema Group'un bilet payı paylaşımında adaletli davranmadığını belirterek 'Filmlerimizi adaletli bir şekilde gösterime çıkarmak istiyoruz' demişti. Adaletli paylaşım sağlanana kadar da filmlerinin gösterim tarihlerini ertelediklerini açıklamıştı. Bunun sonucunda da BKM, Yılmaz Erdoğan'ın yeni filmi 'Organize İşler - Sazan Sarmalı'nın gösterimini 1 Ocak'tan, Cem Yılmaz ise 'Karakomik Filmler'i gösterim tarihini 18 Ocak'tan ileri bir tarihe erteledi. Şahan Gökbakar'ın 'Recep İvedik 6'sının gösterim tarihi de henüz netleşmedi.

        Sonuç olarak ortada filmlerin gösterimleriyle ilgili ortada büyük bir belirsizlik bulunuyor. Bu durum da Mars Cinema Group dışındaki sinema salonlarının işletmecilerinin gözleri açık bir şekilde kabus görmelerine neden oluyor. Çünkü Mars Cinema Group ile yapımcılar arasındaki anlaşmazlık nedeniyle gösterime girmeyen filmler diğer sinema salonlarının büyük ekonomik kayıplar yaşamasına neden oluyor.

        Şu anda bütün sinema sektörü 9 Ocak'ta TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu'nda kabul edilen Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin TBMM Genel Kurulu'ndan geçtikten sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayıyla yasallaşmasını bekliyor. Çünkü yapımcılarla Mars Cinema Group arasındaki anlaşmazlığa neden olan 'Kampanyalı bilet uygulaması'na yeni bir düzen de getirecek olan yeni kanun sinema sektörüne filmlerin gösterime girmesi konusunda nasıl bir yol izleyeceğini net olarak gösterecek.

        (SİSAY) Sinema Yatırımcıları Derneği'ne üye olan sinema salonu sahipleri bir toplantı yaparak filmlerin gösterimlerinin ertelenmesiyle yaşanan krizin kendilerine ve Türk sinemasına verdiği zararın büyüklüğünü masaya yatırdı. SİSAY, kısaca şunu söylüyor; "Yapımcılarla Mars Cinema Group arasındaki anlaşmazlıkta bizim bur suçumuz yok ama filmlerin gösterime girmemesi nedeniyle bizler büyük maddi kayıplara uğruyoruz. Kredi borçlarımızı ödeyemiyoruz. Ve bu süreç sinema sektörüne büyük zarar veriyor."

        Başkanlığını Cenk Sezgin'in yaptığı SİSAY'ın açıklaması şöyle;

        2014 yılında SİSAY Derneği olarak biz ülkemizin tüm illerinde 2000'e yakın salonda sizleri sinemanın yıldızları ile buluşturan sinema salonu işletmecileriyiz. Kurulduğumuz günden beri gerçekleştirdiğimiz etkinlikler ile Türk Sinemasının gelişimine katkı vermeye çalışıyoruz.

        Yapımcılarımızın filmlerini gösterimden kaldırmasına neden olan malum süreci ve bu süreçte yaşananları, gelişmelerin odağındaki sivil toplum kuruluşu olarak, ülkemizin her köşesinde sinema işletmesi bulunan üyelerimizle bir araya gelerek değerlendirdik ve tespitlerimiz ile Türk Sineması için oluşan riskleri kamuoyu ile paylaşmaya karar verdik.

        Yılda ürettiği 200 ü aşkın yerli film yanında, satılan her 100 biletten 63'ünde kendi filmini tercih eden ülkemiz, bu özellikleri ile dünyanın en önde gelen 5, en hızlı büyüyen iki ülkesinden biridir.

        Sinema kendi kültürünü gelecek kuşaklara aktarmak yanında önemli bir sosyal ve kültürel gelişim aracı ama daha önemlisi kendi kültür, yaşam şekli ve folklorumuzu dünyaya tanıtmada en güçlü yoldur. Yıllardır istikrarlı bir şekilde büyüyen sektörümüz son üç ayda yaşanan gelişmeler neticesinde tıkanma noktasındadır. Ve basında sıkça yer aldığı adıyla mısır kavgası konunun aslı değil sonucudur.

        Bugün Türkiye seyircisi en çok kendi filmini izleyen ülkeler arasında dünyada ilk beşteyse bunda filmlerimizin dünya standartlarında üretiliyor olmasının payı büyüktür. Diğer yandan son yıllarda hizmete aldığımız sinema salonlarımızın konforu dünya standartlarının bir hayli üstündedir. Bu gelişmeler hem film yapım ve hem de gösterim aşamasında gereken yatırım giderlerinin 10 yılda neredeyse 10 kat artmasına neden oldu. Bunun yanında Türkiye genelinde ortalama bilet fiyatı son on yılda sadece %53 arttı. (2009 da 8.35TL'den 2018 de 12,74 TL ye www.boxofficeturkiye.com)

        Halbuki aynı dönemde dövizle ödenen kiraları ve yurt dışına bağımlı donanımları sebebi ve kurlardaki % 240 artış nedeni ile işletmelerimizin gelirleri yıldan yıla gerileyerek günümüzde maliyetlerinin altında kalmaya başladı. Bu noktada kâr düşüşüne rağmen bilet fiyatlarını artırmayı tercih etmeyen biz sinemacılar için büfe gelirleri, reklam - sponsorluk ve fuayelerimize konulan jetonlu oyunlar kurtarıcı oldu.

        Sinemacılık ucuz bir iş değildir, her film yüzlerce kişinin çok uzun emekler sonucunda ortaya çıkardığı bir sanat eseridir. Ancak yine de sinema özellikle ülkemizde en ucuz eğlencedir öyle ki büyük şehirlerde otopark ücreti, bir çift çorap ya da iki fincan cafe-latte bile çoğu sinemadaki bilet fiyatının üzerindedir. Bir yanda seyirciyi küstürmemek için enflasyonun gerisinde kalan fiyatları diğer yanda artan rekabet ve maliyetler sonucunda pek çok sinema işletmesi bileti yanında mısır ve içecek ile birleştirerek ekonomik menüler ya da toplu satışlarla indirimli kampanyalara yöneldi. Buraya kadar her şey normaldi. Ama zamanla bazı büyük gruplar kampanya fiyatı içindeki, yapımcı ile yarı yarıya paylaştığı, diğer bir deyişle kendisine maliyeti mısıra kıyasla daha yüksek olan bilet payını tek taraflı karar ile aşağı çekerek genel kârını artırma yoluna gittiğinde yapımcılar özellikle en çok biletin satıldığı büyük grubun satışlarında uğradıkları büyük gelir kaybı nedeni ile tepki vermeye başladılar.

        Geçtiğimiz Ekim ayında Kültür ve Turizm Bakanlığı konuya müdahil oldu ve bakanlık ev sahipliğinde yapılan yapımcı - salon işletmecileri uzlaşma toplantısında yapımcılar gelirlerin giderleri karşılayamaz hale geldiği ve gişe geliri paylaşımının şeffaf olmasını talep ettikleri uyarıları üzerine dernek olarak kampanya uygulaması yapan tüm üyelerimizin kampanyaları durduracağını ve menü tarifelerimizde şeffaf ve adil paylaşım yapacağımızın taahhüdünü verdik. Ama bir tek söz konusu sinema grubunun uygulamadan vazgeçmeyeceği cevabı vermesi üzerine yapımcılar filmlerini uzlaşma sağlanana kadar gösterime sokmama kararı verdiler. Muhtelif platformlarla yapımcılarımızla pek çok kez bir araya geldik. Ve konunun çözüme kavuşturulması için tam desteğimiz taahhüt ettik. Katılım sağlamayan büyük gruplardan doğan kayıpları da telafi etmeyi önerdik. Ancak şu ana kadar bu girişimlerimizden sonuç alamadık.

        Yapımcılar gösterimden çektikleri bu filmleri, yılın en yüksek dönemindeki tarihleri ile aylar öncesi rezerve ettiklerinden, gösterime bu kadar kısa süre kala onlardan boşalan tarihlere başka film konamamakta ve bu durum; işletmelerimizin yıllık gelir gider ve ödemelerinde telafisi mümkün olmayan açıklara neden olmaktadır. Yatırım borcu olan işletmeler başta olmak üzere 6 aydır bu yüksek sezonu iple çeken yerel sinema işletmecileri kredi ve ödemelerini yapamaz boyuttadır.

        Bu konu, sermaye gücüne sahip büyük sinema işletmecileri için sadece bir süreç olmakta, ancak yerli ve özellikle yatırım yapan ve kredi borcu bulunan sinema işletmecileri için ise yıkım demektir. Kamuoyunun bilmesini isteriz ki anlaşmazlığın tarafı olmadığımız gibi yerli tüm sinema işletmeleri sürecin mağduru durumundayız. Bir yanda tezgâhta malı olmayan esnaf durumunda kaldık diğer yandan konunun temeli bilinmediğinden halkımızın sorunun kaynağı olarak tüm sinema işletmelerini gördüğü için sebebi olmadığımız bu tabloda çözümcü gayretlerimize rağmen oluşan algı ve genelleme nedeni ile tepkilere maruz kalmaktayız.

        Biz sinema salonu işletmecilerinin yukarıda gelişimi ve nedenlerini aktardığımız yerli filmlerin gösterimden çekilmesine varan süreçte konunun sebebi değil sizler gibi mağduru olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. Mısır ve biletin birleştirilerek seyirciye daha ekonomik şartlarla ulaştırılmasına ama bunun yapımcıda gelir kaybı oluşturmayacak şekilde ve şeffaflıkta olmasından yanayız.

        Aksi takdirde bu gerilim sürerse son yıllarda büyük gelişme göstererek dünya liginde en üstlere çıkmayı başaran ülkemiz sineması büyük bir darbe alacak ve sinema salonu işletmeciliğinde tekelleşmeye teslim olması yanında yükselen film üretim sektörü düşüşe geçeceğinden milli menfaatlerimizde de büyük kayba neden olacaktır. Bu açıdan yeni kanunun bu konuda çözüm olmasını diliyoruz ve halkımızdan sinema ve mısır keyfinden uzaklaşarak değil bu yaşanan sürecin gerçek sebebi ve mağdurlarını iyi anlayarak tepkilerini ona göre vermelerini ve Türk sinemasına sahip çıkmalarını bekliyoruz.

        REKLAM
        REKLAM
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ