Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Dünya Futbolu Pizzacıdan milyonerliğe: Mino Raiola - Futbol Haberleri
        1

        Zlatan Ibrahimovic altın saatini çıkararak lüks ceketinin içine koydu. Ceketini de son model spor otomobilinin koltuğuna atarak beş yıldızlı bir otele doğru yola çıktı. Tarihler 2004'ü gösteriyor ve yer Amsterdam'dı. İsveçli yıldız o sıralarda Ajax'ın gelecek vadeden genç bir yeteneğiydi ve kariyerini yükseltebilecek menajer arıyordu.

        2

        Gazeteci arkadaşı Thijs Slegers'i arayarak ondan menajerler hakkında tavsiye istedi. Slegers, Mino Raiola adında bir menajerin adını söyledi. Zlatan "Neden o?" diyerek sordu. Slegers "Mafyatik bir tip" dedi. Zlatan'ın yanıtı ise "Mayfatik... Kulağa güzel geliyor" oldu.

        3

        Raiola o sırada Zlatan'ın Ajax'tan takım arkadaşı Maxwell'in de menajerliğini yürütüyordu, tipik bir İtalyan'dı. Salerno'da doğmuş ve 1968 yılında Hollanda'nın Haarlem şehrine göç etmişlerdi. Babası burada bir pizzacı açmış ve Raiola da dükkanda çalışmaya başlayarak hayata atılmıştı.

        4

        Zlatan, Raiola hakkında pek bir bilgiye sahip değildi. Garsonluktan menajerliğe nasıl geçtiğine dair fikri yoktu ancak İsveçli'nin bildiği, onun Avrupa'nın büyük kulüpleriyle iletişim halinde olduğu, Pavel Nedved'le birlikte çalıştığıydı. Ayrıca Raiola hakkında "İşlerini kendi bildiği gibi yürütür" gibi şeyler duymuştu. Zlatan daha sonra bunu "Hepsi kulağa güzel geliyordu. İyi birini istemiyordum" diyerek yazdı.

        5

        Zlatan ile Raiola, lüks bir oteldeki lüks bir restoranda buluşacaktı. İsveçli kafasını çevirdiğinde kot pantolonlu, spor tişörtlü ve bir mafya dizisi olan Sopranos'taki karakterleri andıran göbeğe sahip birini gördü. Zlatan, onun mafyatik giyinmediğini fark etti ancak öyle davrandığı kesindi.

        6

        Konuşmaya başladıklarında Raiola dört beş kişiye yetecek kadar sushi ve makarna siparişi verdi. Onları yedikten sonra masaya bir kağıt çıkardı ve kağıtta yazanları Zlatan'a gösterdi. Kağıtta şunlar yazıyordu:

        Christian Vieri, 27 maç, 24 gol
        Filippo Inzaghi, 25 maç, 20 gol
        David Trezeguet, 24 maç, 20 gol
        Zlatan Ibrahimovic, 25 maç, 5 gol

        7

        Raiola "Seni bu istatistiklerle pazarlayabileceğime inanıyor musun?" diye sordu. Zlatan duraksadı çünkü Raiola haklıydı. İstatistikleri iç açıcı değildi. Ancak o Zlatan'dı. Onunla kimse böyle konuşamazdı. "Eğer 20 gol atarsam, beni annem bile satabilir" dedi.

        8

        Raiola bir süreliğine sessiz kaldı. Zlatan'ın altın saatini, lüks ceketini ve spor arabasını izledi. Zlatan gerçekten dünyanın en iyisi olmak istiyor muydu? "Tabii ki" dedi Zlatan. İsveçli'nin daha sonraları aktardığına göre Raiola bu cevapla çok ilgili görünmedi. Ancak Zlatan arabasına bindiğinde Raiola'yı aradı ve "Dinle. Beklemek istemiyorum. Seninle, bildiğin gibi çalışmak istiyorum" dedi.

        9

        "Tamam" diye yanıtladı Raiola. "Ancak benimle çalışmak istiyorsan, ne söylersem yapmak zorundasın" Yıldız futbolcu da "Elbette" dedi ve beklemeye başladı.

        10

        "Hemen otomobillerini, saatlerini satacaksın ve günde en az üç kez ekstra antrenman yapacaksın. Çalışabildiğin kadar çalışacaksın. Çünkü istatistiklerin tam olarak çöp" demişti Raiola. Zlatan'ın sınırlarını zorladığı belliydi.

        11

        "Ona cehenneme gitmesini söylemeliydim" diyerek o anda hissettiklerini sonradan itiraf etti Zlatan ancak Raiola yine haklıydı. Ve Zlatan, Raiola ne dediyse yaptı. Porsche Turbo'sunu bir Fiat Stilo, lüks saatini sıradan bir spor saat, lüks ceketini ise eşofmanlarla değiştirdi. "Tam bir deli gibi çalışmaya başladım" diyordu Zlatan.

        12

        Raiola'nın cevabı ise yine onun sınırlarını zorlayacak cinsten oldu: "En iyisi değilsin. Şu anda bir b*k parçasısın. Hiçbir şey değilsin. Mecburen fazla çalışmak zorundasın"

        13

        Zlatan, Raiola'ya küfürle cevap verirken ondan da küfürlü yanıt duydu. Zlatan, ağustos ayı geldiğinde duvara çarpmıştı. Kariyer olarak uçurumun kenarındaydı çünkü İsveç ile Hollanda'da çeyrek finalde elenmişlerdi ve penaltı kaçırmıştı. Reklam panolarını tekmeledi. Raiola onu arayarak kızdı ve birbirlerine bağırmaya başladılar. Tüm olan bitenden sonra Zlatan evine döndüğünde kapının dışında bekleyen birini gördü. Bekleyen kişi Raiola'ydı.

        14

        Aracından inmesini beklemeden birbirlerine bağırmaya başladılar. "Buradan gitmek istiyorum" dedi Zlatan. Raiola'nın yanıtı ise "Sanırım Torino'ya gitmek zorundasın." oldu. "Sen neden bahsediyorsun?" diyen Zlatan oturarak Juventus'la ilgili bir şeyler anlatan Raiola'yı dinlemeye başladı.

        15

        Mino Raiola hiçbir zaman pizza yapmayı öğrenemedi ama bir restoranda öğrenebileceği diğer her şeyi öğrendi. "11 ya da 12 yaşındayken babamla çalışmaya başladım ve onu tanıdım" diyordu Financial Times'a. Bahsettiği babası günde 12 saat çalışıyordu: "Sürekli olarak mutfaktaydı. Ben ne yapabilirdim? Bulaşık yıkayabilirdim. Sürekli olarak bulaşık yıkıyordum" Biraz daha büyüyen Raiola bulaşıkçılıktan garsonluğa geçti.

        16

        Müşterilerin istediklerini anlayan, servis yapan kişiye dönüştü. Onların mutlu ya da mutsuz olduklarını tek bakışta anlayabilir hale geldi. "Restoran tam olarak hayat üniversitesiydi" diyordu Raiola SportExpressen'e. Garsonluk yaparak babasından daha iyi Hollandaca konuşmaya başladı ve böylece iş görüşmelerine de hazır hale geldi.

        17

        Kimi garsonlar, dükkana gelen İtalyan tüccarlarla anlaşmakta sorun yaşarken Raiola sorunları çözüyordu. Daha sonra kendi şirketini kurdu. İtalya'da iş yapan Hollandalılara danışmanlık yapıyordu. HFC Haarlem adloı kulüpte bir dönem futbol oynamıştı. Kulüp başkanı, pizza yemek için dükkanlarına gelip giderdi ancak ikilinin anlaşabildiği pek söylenemezdi. Raiola daha sonra başkanla yaşadığı şu diyaloğu anlattı:

        18

        "Bir gün başkana futboldan bir gram bile anlamadığını söyledim. O da bana 'İstiyorsan sen dene' dedi ve sportif direktör oldum. Ancak Haarlem'in oyuncu alacak parası yoktu ve ben de istifa ettim" Raiola, futbolla ilgili bir iş yapmaktan çok keyif almıştı. Hukuk eğitimini yarıda bıraktı ve bir McDonald's şubesi açtı. Daha sonra bunu birkaç milyona sattı ve ufak çaplı bir servete kavuştu. Artık tutkusu olan futbolun peşinden gidebilirdi.

        19

        1990'ların başlarında Raiola bir dizi Ajax oyuncusunu İtalyan kulüplerine götürerek işe başladı. Dennis Bergkamp ve Wim Jonk'u Inter'e, Bryan Roy'u Foggia'ya götürdü. Roy ile Foggia'da tam 7 ay birlikte yaşadı, evini boyamasına bile yardım etti. Foggia'da şimdiki eşi ve Zdenek Zeman'la tanıştı. Böylece İtalyan kulüplerinin iç yapısını çözmeye başladı.

        20

        "Dünya küçülüyordu ve İtalya'da harika bir potansiyel vardı. Boşa giden çok fazla para vardı" diyerek o günleri anlatıyordu Raiola. Aradan yıllar geçtiğinde Zlatan için Juventus'un o dönemki sportif direktörü olan Luciano Moggi'yle randevu ayarladı. Saat 10:45'te Moggi'nin ofisinde olması gerekiyordu ancak oraya saat 11:00'de vardılar. İçeri girdiğinde Moggi'yi bekleyen yaklaşık 25 kişi olduğunu görünce Raiola ofisi terk etti. Daha sonra günün ilerleyen saatlerinde bir restoranda buluşmak üzere sözleştiler.

        21

        Buluştuklarında ise aralarında şöyle bir diyalog başladı:

        "Bay Moggi?"

        "Evet"

        "Beni bekletmeniz hiç yakışmadı"

        "Siz kimsiniz?"

        "Raiola"

        "Ah. Bana bu kadar memnuniyetsiz davranırsan, İtalya'da asla oyuncu satamazsın"

        22

        Fakat Raiola, 1990'ların ortasında Pavel Nedved, Sparta Prag'da oynarken onu keşfetmiş ve 1996'da Lazio'ya satmıştı. Lazio'nun 2000'de kazandığı şampiyonlukta başrollerden biri olan Nedved, bir yıl sonra Moggi tarafından Juventus'a transfer edilmişti.

        23

        Raiola o sırada Nedved'i Real Madrid'e götürmek istemiş ancak Moggi'nin ne söyleyeceğini de merak ettiği için Torino'da buluşmuştu. Moggi randevuya gazetecileri çağırınca ertesi sabah manşetlerde Nedved'in Juventus'a transfer olması gerektiği yazılıyordu. Ve öyle de oldu. Juventus, bundan sonra iki lig şampiyonluğu kazanırken Nedved de 2003'te Ballon d'Or'un sahibi oldu.

        24

        Moggi ve Raiola'nın görüşmesi, Monaco'da Zlatan'ın da katılacağı yeni bir randevuyu daha doğurdu. Ancak o esnada Monaco'da Formula 1 Grand Prix'si odluğu için trafik sıkışmış ve Raiola ile Zlatan buluşmaya geç kalmıştı. Buluşma yerine geldiklerinde Raiola bir spor tişört, Havai şortu ve spor ayakkabıyla odaya girdi.

        25

        Moggi onları "Siz ne giyiyorsunuz böyle?" diyerek karşıladı. Raiola ise "Giydiklerimizi mi konuşacağız iş mi?" sözleriyle yanıtladı. Herkes anlaşmak istiyordu ancak transfer döneminin kapanmasına da kısa bir süre kalmıştı. Ayrıca Moggi, Zlatan ve Trezeguet'nin birlikte oynayamayacağını düşünüyordu. Raiola, Fabio Capello'yu da görüşmeye dahil ve Capello, iki oyuncuyu da birlikte oynatatabileceğini dile getirdi.

        26

        Transfer döneminin bitimine kısa bir süre kala anlaşma sağlanmıştı ancak bu kez Ajax tarafında sorun çıktı. Zamana karşı yarışan Raiola ve Zlatan, transferi onaylatmak için İtalya Futbol Federasyonu'na giderken Moggi, bonservis bedelini biraz daha indirmek için çaba gösterdi. Ajax da Torino ekibinden banka teminatı bekliyordu.

        27

        Raiola bu esnada Ajaxlı yöneticileri bağırarak tehdit etti: "Anlaşmayı imzalamazsanız 16 milyon Euro alamazsınız. Zlatan'ı da alamazsınız. Elinize hiçbir şey geçmez! Anladınız mı!" Tansiyonun yükseldiği bu anlarda Raiola bir futbol topu buldu ve onu sektirmeye başladı.

        28

        Zlatan gözlerine inanamıyordu! Top bir oradan bir oraya giderken bir anda Moggi'nin kafasına çarptı. Transfer o anda iptal olabilirdi. Zlatan bu anları kitabında "Tam bir deliydi. Ne yapıyor bu diye aklımdan geçirmiştim" ifadeleriyle anlatırken dönemin bitmesine bir dakika kala Ajax belgeleri imzaladı ve Zlatan, Juventus'un oyuncusu oldu. Raiola, istediği anlaşmayı elde etmişti.

        29

        Bugün Raiola, Jorge Mendes'le birlikte futbol dünyasının zirvesindeki iki menajerden biri. Geçen yıl Forbes, Raiola'yı dünyadaki tüm menajerler arasında en zengin beşinci temsilci olarak belirledi. Zlatan, Paul Pogba, Marco Verratti, Mario Balotelli, Blaise Mautidi, Gianluigi Donnarumma gibi birçok yıldızın haklarını elinde bulunduruyor.

        30

        Monaco'da yaşıyor, vaktinin çoğunu Avrupa'nın çeşitli bölgelerine uçarak, futbolcular ve kulüp yetkililieriyle görüşerek geçiriyor. İtalyanca, Hollandaca, İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca ve Portekizce biliyor. İtalya'da ve Hollanda'da birçok yatırımı bulunuyor. Almanya'da ise ona güven duyulmadığını itiraf ediyor.

        31

        Almanya'da yetkililerin, kendisini amatör olarak gördüğünü dile getiriyor ve "Birkaç kez aradığımda 'Hangi Mino?' sorusuyla karşılaştım. Tüm saygımla söylemeliyim ki Mino dendiğinde Raiola'yı bilmiyorsanız, kendinize başka bir iş bulmalısınız" diyor.

        32

        Birçok menajerin aksine Raiola oyunculara teklif götürmüyor, oyuncular onunla çalışmak istiyor. Bir potansiyel müşteriyle görüştüğünde kendi planlarını ona anlatıyor ve "Aramızdaki kimya uyuşmadığı takdirde anlaşma olmaz" diyor. Örneğin 2015 yılında Romelu Lukaku ve onun babasıyla Brüksel'de buluştu. Lukaku Everton'a transfer olmuştu ve ve kulübü Belçikalı'ya, Raiola ile çalışmaması gerektiğini söylemişti.

        33

        Lukaku, Raiola ile arasındaki görüşmeleri Guardian'a şöyle anlattı: "Başka kimsenin söylemeyeceği şeyler söyledi. Kadın gibi oynadığımı, sahada daha önce hiç maça çıkmamış çocuklar gibi dolandığımı hatta tavşan yürekli olduğumu dile getirdi. Daha sonra Zlatan, Bergkamp gibi birçok yıldızı sayıp 'Sen de onlar gibi zirveye çıkmak mı istiyorsun? Ancak onlar gibi oynamıyorsun' dedi"

        34

        "Mino'yu ve karakterini seviyorum. Hoş sohbet biri olmayabilir ama o daha çok arkadaş ya da abi gibi. Futbolla ilgili nadiren konuşuyoruz ve bu hoşuma gidiyordu. Ancak bir şeyleri iyi yapmadığımda telefon hemen çalıyor..."

        35

        Raiola, Mendes gibi dünyanın her yerinde kendisine çalışan gözlemciler yerine yetenekleri kendisi izlemeyi tercih ediyor, yalnız çalışıyor. Röportaj yaptığı esnada çalan telefonları çekinmeden açıyor, yardımcı olmaya çalışıyor. Bazı oyuncular onu ayda iki kez ararken bazıları günde iki kez arıyor. Gazeteci Slegers, oyuncularını ailesi gibi gördüğünü dile getiriyor:

        36

        "İşte bu yüzden mükemmel bir müzakereci çünkü her insan, ailesi için en iyisini ister. İyi bir mizah anlayışı var. Zaman zaman kışkırtıcı olmayı seviyor ancak çoğu zaman oldukça komik. Kimileri onun ukala olduğunu düşünüyor. Onu tanımıyor ve sadece verdiği demeçleri görüyorsanız, onun delirdiğini düşünebilirsiniz ancak alakası bile yok. O, ne yapıyorsa oyuncuları için yapıyor"

        37

        "Oyuncular da Raiola'ya karşı sorumluluk hissediyor çünkü onun, kendilerine değer verdiğini biliyor. Raiola bir tartışmaya girdiyse başkan, teknik direktör ya da gazeteci, her zaman oyuncusunun çıkarını düşünüyor. Hiç kimseden korkusu yok"

        38

        Juventus'la Zlatan'ın yeni sözleşmesi için görüşmeler yürütürken yaptığı da bunu kanıtlıyor. Moggi'nin ofisine girip onun koltuğuna oturduktan sonra ayaklarını masanın üzerine uzatınca "Ne yaptığını sanıyorsun?" sorusunu "Otur da konuşmaya başlayalım" yanıtını verebiliyor.

        39

        Veya Moggi'den çok daha güçlü bir figür olan Sir Alex Ferguson'la da tartışmaktan kaçmıyor. Paul Pogba'nın Manchester United altyapısındayken aldığı ücretten memnun olmayan Raiola, Ferguson'la bir araya geldiğinde yeni bir sözleşme imzalamayacaklarını direkt olarak yüzüne söyledi. Pogba'yı United'tan Juventus'a götürdü, 4 yıl aranın ardından ise tarihin en pahalı transferi yaparak geri getirdi. Kendisi de bu transferden 27 milyon Euro komisyon aldı.

        40

        Alex Ferguson kitabında Raiola'dan tanıdığı ilk andan itibaren nefret ettiğini söyledi hatta "Hayatımda hiç kimseye karşı böyle kin beslemedim" dedi. Raiola ise GQ'ya "Bu güzel bir yarış. Kendinize düşman edinemezseniz, işinizi düzgün yapamazsınız" sözleriyle bundan gurur duyduğunu itiraf etti.

        41

        Raiola, Zlatan'la ilk buluşmasında Pavel Nedved'i örnek göstererek İsveçli'in aklını çeldi. Sonrasında genç oyuncularla buluştuğunda ise Zlatan'ı kullandı. Bundan iki yıl önce SportExpressen'e Zlatan'la ilişkisini anlatırken zaman zaman delicesine kavga ettiklerini de itiraf etti.

        42

        "Sürekli kavga ediyoruz. Kavga etmezsek daha fazla arkadaş kalamayız. Ancak onu ben yarattım. İsveç'te insanların Zlatan hakkında söylediklerini duyuyorum. Hepsini bana borçlular. Belki güven, ikimizi birbirimize bu kadar bağladı ve kariyerlerimizi yükseltti"

        43

        Gazetecinin "Zlatan'a verdiğiniz en iyi tavsiye neydi?" sorusunu ise "Beni dinle" diyerek yanıtladı.

        44

        İlk büyük transferini 1988 yılında Portekiz'in köklü kulüplerinden Sporting Lizbon'da oynayan Hollandalı Frank Rijkaard'ı İtalyan devi Milan'a satarak yapan Raiola, ardından 1993 yılında Dennis Bergkamp'ı Hollanda ekibi Ajax'tan, İtalyan İnter'e gönderdi. Çek yıldız Pavel Nedved'i de 1996 yılında yine İtalya ekiplerinden Lazio'ya, ardından Juventus'a sattı.

        45

        Ibrahimovic'in Ajax, Juventus, İnter, Barcelona, Milan, PSG, Manchester United gibi dünya devlerine gitmesine aracılık etti. Raiola, 2016 yılına da Paul Pogba, Zlatan Ibrahimovic ve Henrikh Mkhitaryan'ı İngiliz devi Manchester United'a satarak damga vurdu. İtalyan menajer 1988 yılından bugüne kadar yaklaşık 628 milyon Euro'luk transfer gerçekleştirdi ve şu anda 62,9 milyon dolarlık bir şahsi servete sahip!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ