Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik MHP'nin Onur Öymen'i

        Durmuş’un sözleri daha da çirkinleşmek üzereydi üstelik. Osman Bey Hazretleri, “Başörtüsü diyorsunuz ama bakanlarınızın eşlerinin fotoğrafları basında boy boy yer alıyor” mealinde cümleler kurarak dehşetengiz imalarda bulunuyordu ki, sözleri kesildi. “Karılarınızı sergilemekte de hiç sakınca görmüyorsunuz maşallah” demek üzereydi. Feodal mantığın laikçi

        ordumuza duyulan bağlılığa eklemlendiği nadide örnektir kendileri. Okullarda ders olarak okutulmalıdır.

        “Erdoğan adeta ikinci peygamber olmuştur” diyen AK Partili densizin sözlerini Başbakan’ın ve eşinin yaşadığı acı bir olayı alaya almak için kullanan Osman Durmuş, 2000 yılında Sağlık Bakanı iken ziyaret ettiği Trabzon Numune Hastanesi’nde kendisini kapıda karşılamayan, hadi açık söyleyelim “peygamber gelmiş gibi” saygı ve tazim göstermeyen başhekimi koltuğundan kaldırıp dışarı kovmuştu oysa. Bol bol daha karet ederek... Ne komik değil mi?

        BİTTİĞİNİN RESMİDİR

        Memleketin milli manevi değerlerine sahip çıkma iddiasındaki MHP’nin vekilinin CHP’li Atilla Kart kadar bir anlayışa sahip olmaması ne komik. Osman Durmuş, MHP’nin Onur Öymen’i oldu. MHP “demokratik açılımdan” hoşnut olmayan bir milliyetçi-muhafazakâr kitleden oy

        beklentisi içindeydi. Bence artık beklemesin. Kimse, “Ama MHP, üniversitelerdeki başörtüsü yasağını kaldıracak girişimi başlatmış partidir” demesin. O filmin devamında AK Parti kapatılma tehlikesi yaşadı ve MHP’nin kurmaylarından Deniz Bölükbaşı’nın türban girişiminin bir tuzak olarak hazırlandığını övünçle ifade eden beyanları yansıdı gazetelere; MHP’nin girişimi bir pusuya dönüştü ve öylece kodlandı zihinlerde.

        Son olayda, ne ayıptır ki Osman Durmuş’un yaptığı kışkırtma, MHP sıralarında da tepki görmedi. İsmail H. Eser’in yaptığı bedelsiz kalmadı oysa, istifası istendi. Ama GATA sorumluları ve benzeri uygulamalarla yüz binlerce kadına gözyaşı döktürmüş olanların yaptığı, yanlarına hep kâr kalıyor.

        KADINLARLA ALAY ETTİ

        Osman Durmuş, Emine Erdoğan nezdinde bu problemlerle baş etmeye çalışan yüz binlerce kadınla alay etmiş oldu. Başörtülü kadınların başına sürekli bir şeyler gelir bu ülkede. Defaatle bu ülkenin doktorları tarafından azarlanmışlardır. Okulların yangın merdivenlerinde görevlilerle köşe kapmaca oynamışlardır. Az sonra şehit olacak oğullarını ziyaret etmek istediklerinde kapıdan çevrilmişlerdir. Eğitimciler tarafından aşağılanmış, iyi niyetli Kemalist amcalar tarafından aptal yerine konulup vaaza tabi tutulmuşlardır. Uçak ve bazı “snob” otobüs firmalarında sataşmaya maruz kalmışlardır.

        Nişanlılarıyla el ele tutuştular diye Ergenekoncu kanaat önderlerinin, “Türban türban diyorlar, o türbanlılar aşna fişne yapıyor parklarda, bahçelerde” yorumlarına nesne olmuşlardır.

        Sürekli modernleştirilmeye çalışılırlar ama hep dikizlenir, röntgenlenirler ve en küçük frapanlık belirtisinde ya rüküşlükle itham edilirler ya da “Asıl bunlardan korkacaksın” sözleriyle gerçek “yolluların” “bunlar” olduğu îma edilir. Başörtülüler sadece iş ararken değil, ev bakarken bile önce telefonu tercih ederler, reddedilmeyi daha az incitici kılacak bir mesafe bulunmalıdır arada. Konuşmanın bir yerinde mutlaka o cümle sarf edilecektir: “Yalnız, şöyle ki, ben başörtülüyüm; sizin için sorun olur mu?” Ah evet, sorun olur.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ