Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Adama gerici muamelesi yapın bir de özür bekleyin!

        Bu aralar Hürriyet’e bir haller oldu. Özür dileyen dileyene... Başyazar Oktay Ekşi, ardından okurken şaşkınlıkla gözlerimin açıldığı yazıya imza atan ve Hayrünnisa Gül’e “Eğreti Gelin” tanımlaması yapan Fatih Çekirge... Bu arada ikisini de özür refleksleri için kutlamak lazım; çünkü “Pes!” dedirten yazıları için özür dileyebilme yürekliliğini gösterdiler. Gelelim dün canımı sıkan iki farklı yazıya... Birini Mehmet Yılmaz kaleme almıştı, diğerini Mehmet Tezkan...

        Bir önceki gün malum resepsiyon krizinde Sağlık Bakanı’nın Hayrünnisa Gül’ün elini sıkmamasını ağır dille eleştirmişler, “El sıkmayandan doktor olur mu?” yorumları yapmışlardı. Hani Eyüp Can’ın ortaya attığı sokak gazeteciliği var ya... Bence onu tekrar yorumlamalıyız. Sokak yazarlığı illa sokağa inmekle olmuyor kanımca, sadece birilerine dokunmakla, o mahalle bu mahalle demeden herkesle görüşmekle oluyor... Hatta ileri gidelim, bir cümleyi yazmadan teyit almakla oluyor. Yoksa köşesinde hiç var olmayan skandalı içeren mektubu yayınlayan Mustafa Mutlu’nun durumuna düşmek kaçınılmaz...

        Sağlık Bakanı’na yapılan eleştirileri okurken kendimden de şüphe ettim: “İyi de Akdağ ile ben bile kaç kez el sıkıştım. Acaba yanlış mı hatırlıyorum?” Meslektaşlarımın emin tavrından öylesine etkilendim ki komplo teorileri üreterek, “Acaba başı açık kadının mı eli sıkılabilir?” falan diye saçmalamaya başlamıştım ki Sağlık Bakanlığı’nın konuyla ilgili açıklaması geldi. Dün ise Sevgili Mehmet Tezkan ve Mehmet Yılmaz özür dileyeceklerine açıklama üzerine yorum yapmayı tercih ettiler. Tezkan bir nebze daha insaflı davranmış, şöyle yazmış: “El sıkmama durumunun protokol akışına bağlanması iyi açıklama olmamış!”

        Mehmet Yılmaz ise hakikaten abartmış:

        “Neyse açıklama bu olduğuna göre doğru olduğunu kabul etmemiz gerekir ama bu yetmez! Eli sıkılmadan, yüzüne bakılmadan önünden geçilip gidilen kadına karşı saygı istemek hakkımızdır. Bakan Akdağ hareketine mazeret bulmak yerine Hayrünnisa Gül’- den kamuoyunun önünde özür dilemelidir.”

        Eh, ne diyeyim Mehmet Yılmaz!

        Sen, aslı astarı olmamasına rağmen adama kalk yobaz muamelesi yap! Abdurrahman Dilipak’ın deyimiyle “gerici”ymiş gibi yazı yaz. (Dilipak el sıkmıyor ve havada kalan elinize karşı “Ben gericiyim ya” diyor.) Adam açıklama yapsın, “Böyle bir şey yok!” diye... Üstelik söylediği de doğru, kadınların elini sıkıyor Recep Akdağ, sonra adamdan özür dilemek yerine bir de özür bekle. “Pes doğrusu!” dedim.

        Oysa Mehmet Tezkan da, Mehmet Yılmaz da önemli gazeteciler, bir telefonla işin gerçeğini öğrenirlerdi. Eh sonra, “Biz gazeteciler niye inandırıcı değiliz?” panelleri düzenliyoruz. Hepimizin başına gelebilir. Benim de başıma onlarca kez geldi. İnsan her zaman yanlış yapabilir. Ama özür dilemek de bir erdemdir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ