Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Meme kanserini kabullenmemek erken tanıyı geciktiriyor!

        Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sibel Özkan Gürdal, dünyada en çok görülen kanserin "meme kanseri" olduğunu, kanseri kabullenmemenin erken tanıyı geciktirdiğini belirterek, "Kanser olduğu gerçeğini tahmin ediyorlar ama kabullenemiyorlar. Üniversite mezunu veya topluma eğitim vermiş kişiler bile bunu göstermekten korkuyor" dedi.

        Dünyada en sık görülen kanser çeşidinin meme kanseri olduğunu belirten NKÜ tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sibel Özkan Gürdal, "Tabi Türkiye'de de en çok görülen kanser türü meme kanseri. Kadınlarda meme kanseri birinci sırayı alıyor. Ama bizim yapmak istediğimiz şey 2002 ile 2012 yılı arasında hesapladığınızda meme kanserinde artış miktarı yüzde 69. çok yüksek bir rakam. Ama ölümler aynı oranda artmıyor. Çevresel faktörler, birtakım risk faktörleri nedeniyle meme kanseri artıyor. Biz onu engelleyemiyoruz. Engellediğimiz şey erken tanıyla kanserin evresini düşürüyoruz" ifadelerini kullandı.

        "KİŞİ KANSER OLDUĞUNU KABULLENEMİYOR"

        Meme kanserinde yüzde 69 bir artış olduğunu ifade eden Doç. Dr. Sibel Özkan Gürdal, bazı kadınların meme kanseri olduğu fark ettiğini fakat kanseri kabullenemediğini, bunun da erken tanıyı geciktirdiğini vurguladı. Doç. Dr. Gürdal, şunları söyledi:

        "Meme kanserinde ölümlerde artış yüzde 26'larda. Biz bunu daha da aşağıya çekmeye çalışıyoruz. Çünkü erken tanı koyarsak kadınlar bu hastalıktan ölmeyecekler. Bu işle eğitim düzeyinin bir alakası yok. Üniversite mezunu veya topluma eğitim vermiş kişiler bile bunu göstermekten korkuyor. Neden söylemek istemiyorlar. Kanser olduğu gerçeğini tahmin ediyorlar ama kabullenemiyorlar. Bir insan mide kanseriniz bunu sürekli hatırlamıyorsunuz ama meme kanserinde üzerinizi her değiştirdiğinizde onu hatırlıyorsunuz. Organı eskisine benzer yapmaya çalışıyorum hasta tedavisi bitiyor. Hasta kanser olduğunu her zaman hatırlıyor. O bunun bağışıklık sistemini zayıflatıyor. Çöken bağışıklık sistemi kanserin tekrar etmesine sebep oluyor. Yaşama tutunmasına engel oluyor. Organı korumak estetik bir şey değil aynı zamanda kanserin oluşmasının da engelliyor. Çünkü kişinin ona karşı güçlü durmasını sağlıyor."

        "40 YAŞINDA MUTLAKA MONOGRAFİ ÇEKTİRİN"

        Hiçbir şikayeti olmasa bile kadınların 40 yaşına geldiğinde mutlaka gidip monografi çektirmelerini çok önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Gürdal, "Çünkü meme kanserinde çok avantajlı olduğumuz bir taraf var. Çünkü meme kanserini erken yakalayabiliyoruz. Meme kanseri çok yavaş ürüyor. Kadının eline kanser kitlesi geldiğinde o kitle ondan en az 5-6 yıldır var. Daha önce gelseydi biz onu filimde görürdük. Eline geldiği zaman bir 5-6 yıl geçmesi gerekiyor" diye konuştu.

        "KANSER YAŞI DÜŞÜYOR"

        Doç. Dr. Gürdal, kanserin başlangıcı için bir yaş sınırı olmadığını değinerek, "Çünkü benin 28 yaşında da hastam var, 24 yaşında da hastam var. Kanserde yaş sınırı düştü. Bunda etkili olan faktörlerin başında muhtemel çevresel sorunlar var. Obezite, yağlı beslenme, sigara, alkol meme kanseri riskini arttırıyor. Bunlara dikkat ettiğimizde doğru beslenme egzersiz, temiz hava kanserde daha iyi korunmamızı sağlar" dedi.

        "ERKEN EVREDE YAKALANAN KANSERDE BAŞARI ORANI YÜZDE 90"

        Diğer bölgelere göre Tekirdağ'da meme kanseri daha erken evrede yakalandığını vurgulayan Doç. Dr. Sibel Özkan Gürdal, "Erken evrede yakalamak ne demek, erken evre yakaladığın zaman hastalar daha uzun süre sağ kalabiliyorlar. Yaşam şansı daha yüksek oluyor. Diğer bölgelere göre erken evre tanısı alan kadın sayısı Tekirdağ'da daha fazla. Halk Sağlığı'nın KETEM polikliniği olsun, bizim kurduğumuz erken tanı polikliniği olsun, bu konuda Trakya Kalkınma Ajansı'ndan bir proje aldık. Bu projede Kalkınma Ajansı bize dijital monografi verdi. Bu saye sayede kadınları erken taramaya başladık. Hiç şikayeti olmayan, hiçbir bulgusu olmayan kadınlara monografi çektiğimiz zaman, çok küçükken yakalıyoruz bu kanserleri. Çok küçükken yakaladığımız zaman hiçbir yere sıçramamış oluyor. Erken tanı koyarak ameliyat edebiliyoruz. Ameliyatlarda kadınlar organlarını kaybetmiyorlar. Kanseri erken evrede yakaladığımızda, çok büyük cerrahilere ihtiyaç duymuyorlar ve yaşam oranları çok yüksek oluyor yüzde 90'ın üzerinde oluyor" ifadelerini kullandı.

        İHA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ