Manisa'da dört yıldır hastalığına teşhis konulamayan Elif-Seyfettin Yaraş çiftinin 4 yaşındaki kızı Ayşe Yaraş'ın kanında yüksek oranda cıva ve antimon elementi tespit edildi. Anne Elif Yaraş, Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi'nde yapılan testlerde kızında meslek hastalığına rastlandığını belirterek, "Eşim sanayide bu maddeleri içeren bir işyerinde çalışıyordu. Bu maddeler Ayşe'nin kanında çıkınca kızı için işi bıraktı. Şimdi üç çocuğumuzla işsiz kaldı" dedi.
DİĞER İKİ ÇOCUKTA İSE...
Manisa'da yaşayan Yaraş Çifti'nin yüksek ateş ve vücudunda oluşan yaralar nedeniyle henüz 47 günlükken hastanelere götürdüğü 4 yaşına gelen kızı Ayşe'ye bir türlü teşhis konulamadı. Elif ve Seyfettin Yaraş'ın kızının hastalığına teşhis konulması için yaptığı çağrıyı Sağlık Bakanlığı duydu. Bakanlık tarafından geçen kasım ayında aileden kan alınıp, Ankara'ya gönderildi. Üç çocuklu Seyfettin ve Elif Yaraş çifti, kan örneklerinin alınmasının ardından Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi'ne çağrıldı. Burada yapılan kontrollerde küçük Ayşe'nin kanında cıva ve antimon elementine rastlandı. Baba ve diğer iki çocukta bulgular düşük düzeyde çıkarken, annede herhangi bir bulguya rastlanmadı.
SANAYİDE BUZDOLABI RAFI ÜRETİMİ YAPIYORDU
Sanayide buzdolabı rafı üretimi yapan bir fabrika işçisi olarak çalışan baba Seyfettin Yaraş, yaşadıklarını anlattı. Seyfettin Yaraş, "Kızımın 41 dereceye kadar ateşi çıkıyordu. Tırnakları, yüzü morarıyordu, vücudunda yaralar çıkıyordu. 7 ay Celal Bayar Üniversite Hastanesi'nde yattı. Doktor bu tür hasta çocukların 6 ay ya da 1 yıllık ömrü olduğunu söyledi. Ama bir teşhis yoktu. Daha sonra Ege Üniversitesi'ne gittik. Yaklaşık 2 yıl da kızım burada yatarak tedavi gördü. Metabolizma hastası, lösemi gibi şeyler söylediler. Ancak, dört yıl boyunca tam bir teşhis konulamadı" dedi.
ÇOCUĞU İÇİN İŞİNİ BIRAKTI
Küçük Ayşe'nin durumu ulusal ve yerel basında geçen ay haber olarak yer almasının ardından Sağlık Bakanlığı'nın harekete geçtiğini belirten Baba Yarar, "Bakanlıktan evimize gelip, kızımdan ve bizlerden kan ve saç örnekleri aldılar. Alınan bu numuneler incelenmek üzere Ankara'ya gitti. Sonuçlarda 'antimon' elementi yüksek çıktı. Böyle olunca bizi Ankara'dan çağırdılar. Ailecek gittik. 'Tekrar kan alıp sonuçlara bakacağız' dediler. Burada verilen kan örneklerinde de antimon yüksek çıktı. Buna artı olarak cıva da çıktı. Antimon elementini araştırdım. Demiri yumuşatıp, çabuk şekil almasını sağlıyormuş. Ben işyerinde demir üzerine çalışıyordum. Bu nedenle kızıma bu elementin buradan geldiğini düşündüm. Dört yıldır bu fabrikada çalışıyordum. Ben orada çalışmaya başladığımdan bu yana da kızım rahatsız. Bunun üzerine buradaki işimden istifa edip, ayrıldım. Şu an işsizim. Bakmakla yükümlü olduğum eşim ve üç çocuğum var. Bana yardım edilmesini istiyorum" diye konuştu.
ANKARA MESLEK HASTALIKLARI HASTANESİ'NE GİTTİLER
Ankara'da Meslek Hastalıkları Hastanesi'nde beş gün kaldıklarını, burada kızının tahlillerin yapıldığını dile getiren Anne Elif Yaraş da, daha öncesinde 52 kez Ege Üniversitesi, 25 kez de Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi'ne yatış yaptıklarını söyledi.
Anne Yaraş, çocuğunun doğduğunda bu yana hasta olduğunu belirtip, "Son olarak Ankara'da yapılan kontrollerde kızımdaki antimon oranı düşmemiş ama diğer erkek çocuğumda bu oranda düşüş olmuş. Kızımda normalin dört katı antimon çıktı. Kızımın dalak ve karaciğeri büyük. Bu maddelerin nereden geldiği kesin belli olursa tedaviye başlanacak. Türkiye'de böyle üç örnek olduğunu söylediler. Diğer hastalar şimdi yatağa bağlı yaşıyormuş. Çünkü omuriliğe zarar veriyormuş. Ben de kızımın bu hale düşmesini istemiyorum" dedi.
DHA
Film değil gerçek!
Eski bir asker olan iki çocuk babası Warren McKinlay, tamamen bir hayalet olduğu fikrinin esiri oldu
Her şey motosiklet kazasından sonra meydana geldi. 35 yaşındaki Warren McKinlay, o kazadan sonra kendisini, öldüğüne inandırdı. Cennete gitmiş olabileceğini düşünmedi ve yeryüzünde yürüyen bir ceset olduğuna inanmaya başladı.
Daily Mail'de yer alan habere göre; İngiltere Braintree, Essex'de yaşayan eski bir asker olan iki çocuk babası Warren McKinlay, tamamen bir hayalet olduğu fikrinin esiri oldu.
"ÖLMEDİKLERİNİ KABUL ETMİYORLAR"
"Kazada öldüğüme tamamen inandım ama ruhum bazı nedenlerden dolayı hareket etmiyordu. Yemek yemeyi reddediyordum çünkü bir anlamı yoktu. İnsanlarla konuşmayı reddederek, saatlerce bir odada oturuyordum" dedi.
Kazada beli ve leğen kemiği kırılan McKinlay, araçla ağaca çarptığında beyninin hasar aldığı belirtiliyor. Cotard sendromu adı da verilen yürüyen ceset sendromu teşhisi konulan McKinlay, tam 18 ay boyunca bu rahatsızlıkla yaşadı.
Cotard sendromunda kişi, kendisinin ölü olduğuna inanır ve kendileri ile dünyanın varlığından şüphe duyarlar. Bu hayali fikir, kişinin ölmediğine dair kanıtlar olmasına rağmen, buna inanmamasıyla ilgilidir.
Uzmanlar, cotard sendromu vakalarının tamamının akıl hastası olmadığının, bunun yaralanma veya hastalık sonucu meydana geldiğini açıklıyor.
HABERTURK.COM / SAĞLIK SERVİSİ
Haberturk.com ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak Haberturk.com yorum sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca Haberturk.com yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılamaz.
Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve Haberturk.com bunlardan sorumlu tutulamaz.
Haberturk.com yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.