Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Kadınların yarısından fazlası anemi hastası

        Türkiye Aile Planlaması Derneği Başkanı Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu, yaptığı açıklamada, kadınların yaşamları boyunca ciddi oranlarda kan kaybettiklerini belirterek, kansızlığın, adet düzensizliğine, gebe kalmada riske, kalp damar hastalıklarında artışa, kadının yaşam süresinin kısalmasına, iş ve yaşam performansında azalmaya neden olabileceğini kaydetti.

        Demirin, dokulara oksijen iletilmesini sağladığını anlatan Şatıroğlu, kadınların genellikle kandaki demir eksikliğine bağlı kansızlık problemi yaşadıklarını söyledi.

        Şatıroğlu, kansızlık çeken kadınların dokularının yeterince beslenemediğini ve erken yaşlanma riski taşıdıklarını ifade ederek, ''Kansızlık çabuk yorgunluk, tırnaklarda beyazlık, sağlıklı insanlarda alt göz kapağı aşağıya çekildiğindeki kırmızı görüntünün beyaza yakın olması, cilt renginin kara sarı durması, nefes almada sıkıntı çekilmesi ile belirti verir'' diye konuştu.

        Kadınların, özellikle adet dönemlerindeki kanamalarının şiddetine ve süresine dikkat etmeleri gerektiğini belirten Şatıroğlu, adet kanamalarının çokluğunun sağlıklı olmanın göstergesi olduğu yönündeki inanışların tamamen yanlış olduğunu söyledi.

        Şatıroğlu, 3-4 günden fazla devam eden şiddetli adet kanaması ve bu dönemlerde günlük 5'ten fazla ped kullanılması durumunda, en kısa zamanda kadın doğum uzmanına giderek muayene olmaları gerektiğini belirterek, ''Bu kadının sağlığını tehdit eden bir durum. Bu durumda kadın, yediği içtiği her şeyi gereksiz yere dışarı atıyor demektir'' dedi.

        Şatıroğlu, kandaki hemoglobin oranının ortalama 14 olması gerektiğini, hemoglobin değerinin 6'ya düştüğü zamanlarda ayaklarda ve yüzde ödem görülebileceğini, uyku bozuklukları ve yorgunluk şikayetleri ile karşılaşılabilineceğini bildirdi.

        ''BEBEĞİN GELİŞİMİNİ ENGELLER''

        Prof. Dr. Şatıroğlu, kansızlık sorunu yaşayan gebelerin, bebeğiyle paylaşacak kan miktarının da az olacağını belirterek, annedeki anemi nedeniyle bebeklerde de düşük doğum ağırlıklı doğma, gelişimleriyle ilgi sıkıntı ve sakat olma ihtimali bulunduğunu söyledi.

        Kansızlık problemi olan kadının, gebe kalma ihtimalinin azaldığına, istediği zaman çocuk sahibi olma şansının düştüğüne işaret eden Şatıroğlu, aneminin, gebe olan kadınlarda düşük ve erken doğum ihtimalini artırdığını kaydetti.

        Şatıroğlu, anne karnındaki bebeğin salgıladığı hormonların annede halsizlik oluşturduğunu ifade ederek, ''Bunun üstüne bir de annenin anemi problemi yaşaması, annenin aşırı halsizleşmesine neden olur'' diye konuştu.

        ''DOĞRU BESLENME KAN YAPIMINI ARTIRIR''

        Doğru beslenme yöntemi ile kan yapımının artacağını belirten Şatıroğlu, şu önerilerde bulundu:

        ''Ispanak yemeği yapılırken acı suyu çıksın diye haşlandıktan sonra sıkılıp, suyu atılmamalı. Böyle yapıldığında sebzenin suyunda kalan tüm demir kullanılamadan atılmış oluyor.

        Demirden zengin makarna da az suda haşlanmalı, soğuk sudan geçirilmeden haşlandığı su ile tüketilmeli.

        Diyet programlarındaki gibi her şey haşlama ile yenmemeli. Türk mutfağı gayet besleyicidir, sadece yağ azaltılmalı, sebzeler tamamen öldürülmeden yarı çiğ yenmeli ve kendi suyu ile pişirilmeli.

        Özellikle şehir merkezlerinde sıkça tüketilen beyaz ekmek çok tercih edilmemeli. Bunun yerine bildiğimiz tam tahıllı köy ekmeği ya da yufka tüketilmeli.

        Çay ve kahve, yemeklerden hemen sonra içilmemeli. Bu, demirin emilimini engelliyor ve yemekte yenilen yiyeceklerdeki demir etkisiz hale geliyor. Çay ve kahve ya yemek yedikten 1-2 saat sonra tüketilmeli ya da yemekten önce içilmeli.

        Konsantre meyve suları yerine taze sıkılmış meyve suları içilmeli. Meyvelerin içindeki şeker yeterli olduğu için ayrıca tatlandırıcı konulmamalı.

        Yemeklerin tadına bakılmadan tuz dökülmemeli. Kişinin düşük tansiyon gibi sağlık sorunu olmadığı sürece, sebzelerin kendi tuzu yeterlidir. 2-3 gün yemekler kendi tuzunda yenildiğinde, damak o tada alışacak ve fazla tuz tüketimimin önüne geçilmiş olacak. Çünkü özellikle tuz ve şeker, yüksek tansiyon, damar tıkanıklığı ve kolesterol açısından riski artırır.

        Keçiboynuzu, üzüm ya da dut pekmezinden, sabahları uyanır uyanmaz bir kahve fincanı dolusu içilmeli. Pekmezin içine, demirin emilimini artırmak için limon sıkılabilir ya da damak tadına göre biraz tahin konulabilir. Ancak, kansızlık problemi olan kişi aynı zamanda kalsiyum takviyesi alıyorsa ikisi aynı zamanda tüketilmemeli. Pekmezin içilmesinden 30-45 dakika sonra süt içilmeli.''

        Sağlık Bakanlığının bu konuda çok çalıştığını ifade eden Şatıroğlu, ''Bakanlık, geçtiğimiz 3 yıl boyunca ücretsiz demir hapı dağıttı. Şunu belirtmek gerekir ki, doğru beslenildiğinde demir hapı kullanmaya gerek yok'' diye konuştu.

        A.A

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ