Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Erkek çocukları cinselliği bilmiyor

        Araştırmalara göre kız çocukların bilgi kaynağı genellikle anneleri oluyor. Erkek çocuklarsa cinsel bilgileri, arkadaşlarından alıyor. Bu nedenle bilgi düzeyleri çok daha sınırlı kalıyor. Uzmanlar, cinsel eğitim gereksinimini karşılamak için çaba sarf edilmesi gerektiğini vurguluyor.

        Prof. Dr. Aysel Ekşi’nin ‘Ben hasta değilim’ adlı kitabının güncellenmiş yeni baskısında Prof. Dr. Ayşen Bulut, kaleme aldığı ‘Çocuğun cinsel gelişimi ve cinsel eğitimi’ adlı bölümde en fazla önemsenmesi gereken noktanın erkek çocukların eğitimi olduğunu söylüyor.

        Kadın ve erkeklerin sağlıklı bir cinsellik ve üreme süreci geçirmeleri için, henüz cinsel açıdan aktif olmadan ilgili kavramlar ve konularda bilgilendirilip geliştirilmeleri gerekiyor. Prof. Bulut, “Toplumda cinsellikle ilgili bilgi birikiminin yetersizliği yanında cinselliğe tarafsız ve tutarlı değerlerle yaklaşılamaması, karşılaşılan zorlukların temel nedenleridir” diyor.

        Erişkin cinselliği hakkında pek çok temelin çocuklukta atıldığını hatırlatan Bulut, dişi ve erkek cinsel kimliğin, aynı ya da karşı cinse duyduğumuz hazzın, cinsiyete güvenin, cinsel korkuların ve saplantıların çocukluktan itibaren oluştuğunu belirtiyor. Çağlar boyunca, çocukların cinsel konularda eğitilmelerinin ihmal edildiğini anlatan Ayşen Bulut, “Ancak yaşamı merak eden çocuk, uygun kaynak bulamasa da kendini eğitmek durumunda kalmış, yanlış bilgi edinmiş. İlerideki yaşantısını ve sağlığını olumsuz olarak etkilemiştir” diyerek cinsel eğitim eksikliğinin yol açtığı sorunlara değiniyor.

        Bilinçli ilk sorular 3 yaşlarında geliyor

        Prof. Dr. Ayşen Bulut, çocuğun cinsellikle bilinçli olarak ilgilendiğini gösteren ilk soruları, üç yaşlarındayken cinsiyet farklılıkları hakkında sorduğunu belirterek şu bilgileri veriyor: “Çocuk sırasıyla bebeğin nasıl doğduğunu, nereden geldiğini, babanın rolünü merak eder. Soruları doğru olarak onların anlayabilecekleri şekilde cevaplamaktan korkulmamalıdır. 5-6 yaşa kadar artan ilgi genellikle okul çağında azalır. Daha sonra ergenlik öncesinde yeniden canlanır. Cinsel kimliğini annesi, babası ya da başka bir yakınıyla özdeşleştirerek oluşturan çocuğun merak ettiği soruların zamanında yanıtlanması, onun genç ve erişkin olduğunda üreme sağlığı yerinde bir birey olma şansını artırır. Bu nedenle cinsel eğitimin gençlik öncesi tamamlanmış olması gerekir. Erkek çocuk ve gençlerin kızlardan daha bilgisiz olduğunun araştırmalarla belirlenmesi, üreme sağlığını da etkilemektedir. Bu nedenle her iki cinsin birlikte eğitimi öncelik taşımalıdır. Sağlık elemanları, öğretmenler ve anneler bu eğitiminde önemli rol alır.”

        Ergenlikte neler yapılmalı?

        Çocukta cinsel ilgi, okul öncesinde yoğundur. Okulla birlikte ilgi ve merakta azalma gözlenir. Ergenlik öncesinden başlayarak erişkinliğe geçişe kadar, çocukların ‘dönüşümü’ anlayabilmeleri için hazırlanmaları özel ilgi ister. Bedenlerini daha iyi tanımalarına yardımcı olmak, değişimler hakkında bilgilendirmek kadar onların duygusal etkilenmelere açık olan bu zamanda özel durumlarını görmezden gelmemek, çocukların erişkinlerden beklentisidir.

        Hastalık, pis, ayıp gibi yaftalar yapıştırmayın

        Üreme sürecinin gelişiminde adet görme ya da erkek çocuklar için gece boşalmaları gibi değişiklikleri hastalık, pis ya da ayıp sıfatlarıyla tanımlamak yerine, bunların birer işlev ve olgunlaşma süreci olduklarının belirtilmesi gerekir.

        Cinsel eğitim nasıl verilmeli?

        Genellikle üç yaşındaki çocuklar, soru ve davranışlarıyla cinsel konulara ilgilerini belli ederler. Bu durumda annenin yapacağı en yanlış şey, çocuğu ayıplayıp susturmaktır. Bunun yerine kendisinde neden penis bulunmadığını soran kızının sorularını, “Doğada kızlarla erkeklerin bedenleri birbirinden farklıdır, her canlı birbirinden farklıdır” gibi cevaplarla karşılamalıdır.

        * Çocuk olabildiğince erken dönemde, üreme organlarının isimlerini öğrenmelidir.

        * Çocuklar, bebeklerin nereden geldiklerini sormaya başlarlar. Çevrede gördükleri gebelerin karnında bebek olduğu söylendiğinde, bebeğin annenin karnında özel bir torbada ya da yuvada büyüdüğünü söylemek gerekir.

        * BİR diğer soru, bebeğin anne karnından nasıl çıktığıdır. Ona gerçeği söylemenin sakıncası yoktur. “Bebek yeterince büyüyünce, doktor ya da ebe yardımıyla, annenin idrar yaptığı açıklığın arkasında bulunan bir açıklıktan (vajinadan) doğduğu” söylenmelidir.

        * Çocuk bir süre sonra, bebeğin anne karnına nasıl girdiğini soracaktır. Bu soru, “Annenin karnında bulunan bebek, tohumların özel bir yuvada büyümesiyle olur” şeklinde yanıtlanabilir.

        * Anneleri en çok ürküten soru genellikle babanın rolüyle ilgili olandır. Bu tür sorular beş yaşından sonra sorulur. Çocuk babanın anneye nasıl yardım ettiğini öğrenmek ister. Basit bir açıklama yapılabilir: “Anne ile baba, çocuk istedikleri zaman bir araya gelirler. Babanın penisinden gelen tohum annenin vajinasına geçer.”

        Milliyet Cadde

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ