Salgın en çok kadınları vurdu
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Kadınların eşit işe eşit ücret mücadelesinde 164'üncü yılı. 8 Mart 1857'de New York kentinde kadın tekstil işçilerinin başlattığı, Dünya Kadınlar Günü'nün ortaya çıkmasına neden olan eşit işe eşit ücret mücadelesinde alınan yol hâlâ arpa boyu. Mesafe ise kısalacağına uzuyor. Dünya Ekonomik Forumu'nun, 2020 Cinsiyet Eşitliği Raporu'na göre eşit işe eşit ücret 257 yıl sonra mümkün. Koronavirüs-19 salgını da bu süreyi uzatacak. Çünkü en çok onlar etkilendi. TÜİK'in Kasım 2020 verilerine göre son 1 yılda kadın işgücü 867 bin, kadın istihdamı 571 bin azaldı. ILO ile TÜİK'in çalışması da Türkiye'de kadınların erkeklerden yüzde 15.6 daha düşük ücret aldığını, farkın faktör ağırlıklı ölçüldüğünde yüzde 21.1'e çıktığını ortaya koydu
ABONE OLBugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Kadınların eşit işe eşit ücret mücadelesinde 164'üncü yılı. 8 Mart 1857’de ABD’nin New York kentindeki tekstil işçileri çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve eşit işe eşit ücret için grev yapmış, polislerce fabrikaya kilitlenmişti. Çıkan yangından kaçamayan 129 kadın işçi can vermişti. Onların anısına düzenlenen törenler zamanla kutlamaya dönüştü. Dünya Kadınlar Günü ilk kez ABD’de 28 Şubat 1909’da kutlandı. 1910 yılında tarih 8 Mart olarak değiştirildi. Türkiye’de 1921 yılından bu yana kutlanıyor.
Peki eşit işe eşit ücret mücadelesinde 164 yılda gelinen yol ne kadar? Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF), 2020 Cinsiyet Eşitliği Raporu'na göre 257 yıl. Bir önceki raporda bu süre 202 yıldı. 2020 yılında tüm dünyayı etkisi altına alan ve hala devam eden Koronavirüs-19 salgınının etkileri henüz hesaplanmadı. Ancak cinsiyet eşitsizliği krizini derinleştirdiği aşikar.
Salgından en çok kadınlar etkilendi. Milyonlarca kişi işini kaybederken, kadınlar erkeklere oranla daha fazla işten çıkarıldı. Buna rağmen kadınlar mücadelede de ön saftaydılar. Çünkü kadınların en fazla istihdam edildiği sektör hizmet. Sağlık ve sosyal bakım çalışanlarının 10'da 7'si kadın. Salgınla birlikte, bu sektörlerdeki kadınların iş yükü, sağlık riski ve iş-yaşam dengesinin önündeki zorluklar kat kat arttı. Çocuk bakımı ve ücretsiz işçilikten daha da büyük pay aldılar.