Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Ruh Sağlığı Şehirden kaçanların peşini bırakmayan son: Çöküş

        Hâlâ tatil depresyonunuz devam ediyor mu bilmiyorum ama şayet ediyorsa, tatil rehavetinizin yahut kenti terk etme niyetinizin bu yazıyı okuduktan sonra buhar olup uçacağına, söylene söylene gittiğiniz işinize dört elle sarılacağınıza eminim. Zira çalışmak ölümü erteliyor, ömrünüze ömür katıyor.

        HT Pazar'dan Sema Ereren'in haberine göre; hepimizin planları aynı. İyi bir okul kazanmalı, dil öğrenmeli, kariyer hayallerini gerçekleştirmeli, doğru insanı bulmalı, vakti gelince evlenmeli ve çocuk yapmalısın. Çocukların büyümeli, iyi okullara gitmeli, en az senin kadar iyi kariyer ve evlilik yapmalı. Rahata ermek için tası tarağı toplayıp uzaklara gitmeli. Bu senaryoyu bilmem kaç defa duydunuz?

        REKLAM

        Son yıllarda İstanbul gibi metropollerde dikiş tutturmaya çalışanlar uzaklara gitmenin telaşında, özellikle beyaz yakalılar kent stresinden kaçma hayalleriyle yanıp tutuşuyor. Geçen yıl İstanbul’dan İzmir’e göç edenlerin sayısı 17 bini aştı. Herkeste sakin bir şehre yerleşme sevdası... Bahçeli bir ev hayali olmayanı duyamaz olduk. 20 yaşındakinin de 50 yaşındakinin de hayali aynı. En güzel yılların 09.00-18.00 çalışarak geçtiğini söylüyor, huzura ermenin, uzaklaşmanın yollarını arıyoruz. Rota Ege ya da Akdeniz... Ilıman bir şehir, taze sebze-meyve, az insan, trafik derdi de yok. Ancak yakın mesafelere bile gitmenin saatler aldığı trafik, şehrin hiçbir noktasında kaçma fırsatı yakalayamadığımız kalabalıklar aslında sağlığınıza faydalı. Zira bilim insanları uzaklara çekip gittiğinizde dönüşü olmayan bir yola girmiş olacağınızı söylüyor... Tatlı tatlı esen rüzgâr üzerinize eserken, kendinizi alamadığınız uyku misali gidişata teslim olacaksınız. İkinci bahar hayalleri kurarken çöküşe geçebilirsiniz.

        EMEKLİLİK Mİ? BİR DAHA DÜŞÜNÜN

        Varsayalım ki uzun yıllar siz de emekli olmayı beklediniz ve oldunuz. Peki şimdi? Tebrikler, güne erken başlama amacınız kalmadı. Canınız sıkıldı. Dolayısıyla fazla yemek yediniz, daha uzun saatler televizyon izlediniz. Hatta “Hayatta izlemem” dediğiniz programların bile müptelası oldunuz, hareketsiz kaldınız ve kilo aldınız. Sosyalleşemediniz. Kendinize bile itiraf edemeseniz de evet, artık depresyondasınız. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Ama yine de daha iyi, daha sağlıklı olmadığınızı bilseniz bile mutluluk oyunları oynuyorsunuz. Ne de olsa bu sizin kararınızdı. Bununla birlikte daha hızlı bir çöküş sürecine girdiniz....

        Yaşadığınız hayal kırıklığında toz pembe hayallerinizin de etkisi kaçınılmaz malum. Marmaris, Bodrum, Ayvalık gibi kendinizi cennette gibi hissettiğiniz tatil beldelerine yerleşince her şeyin güllük gülistanlık, harikulade olacağını düşündünüz, hayat her an böyle geçecek sandınız. Olmayınca yaşanan hayal kırıklığı ve boşluk hissi sizi daha da içinden çıkılmaz bir hale sürükledi. Dahası çalışırken hayat kaliteniz daha yüksekti ve kendinize daha iyi bakıyordunuz. Bu daha kaliteli yaş almak demekti.

        REKLAM

        Konuyla ilgili ilginç tespitler ortaya koyan sayısız araştırma var. Onlardan biri de İngiltere’deki düşünce kuruluşu Institute of Economic Affairs’in emekli olmanın kısa ve uzun vadede sonuçlarını ortaya koyan çalışması. Sonuçlara göre, emeklilik klinik depresyon ihtimalini yüzde 40, hastalık teşhis etme ihtimalini yüzde 60 artırıyor. Araştırma emekli olduktan sonra “Çok iyiyim”, “Harikayım” diyenlerin sayısının da yüzde 40 azaldığını söylüyor. Özellikle erken emeklilikte erken ölüm ihtimali artıyor. Çünkü işi bırakınca vücut, beyin amaç olmadığında yavaş yavaş kendini ölüme hazırlıyor. Kendini gereğinden fazla dinlemeye başlıyor, felaket senaryoları üretiyor. İyi beslenmiyor, uyku düzeni şaşıyor. Bir nevi koyveriyor. Beraberinde hafıza gerilemeye başlıyor. Yani beden gibi beyin de inzivaya çekiliyor. Yaşamdan beklentisi azalıyor. Mesela “Sanat Güneşi” Zeki Müren son yıllarını Bodrum’da geçirmeyi aklına koymasa ne olurdu? Uzaklaşmanın ona iyi gelmediği, günden güne kilo aldığı hatta Bodrum’a yerleşmese daha uzun yaşayabileceğini söyleyenler var, kim bilir?

        TANSİYONDAN KALBE HER DERDE DEVA...

        Yani siz dilediğiniz kadar şikâyet edin, hayata tutunmanızı sağlayan işiniz... Araştırmalar çalışmakta dolayı kendini tükenmiş hissedenlerin bile aktif bir hayat sürdüğü için aslında ömürlerine ömür kattığını söylüyor. Dahası tepenizin atmasına sebep olan, çözülmeyi bekleyen krizler bile aslında beyniniz için iyi. Çünkü kendinizi bir şeye adarsanız, hastalıklar, sevdiklerinizle alakalı sorunlar bile daha az can acıtıcı hale gelir. Oregon Üniversitesi araştırmacıları da emekli olmaya karşı çıkan araştırmalarında 65 yaş üzeri çalışanların ömürlerine ömür kattığını vurguluyor. Bu yaş grubunu çalışmaya teşvik etmek için harekete geçmiş olan firmalar var. Mesela Güney Kore’de kurye şirketi Sung-Wu sadece 65 yaş üstünü çalıştırıyor. Çalışanlar hem para kazanıyor hem de zihinsel ve fiziksel sağlığını koruyor.

        REKLAM

        Uzaklara taşındıysanız da mutlaka bir meşgale bulun. Ama bu gaye kahveye gitmek, altın günlerine katılmaktan ibaret olmasın.

        Maryland Üniversitesi’nden Psikolog Dr. Mo Wang, ekonomik sebeplerden dolayı emeklilik sonrası çalışanların sayısının arttığını söylüyor ancak bu sanılanın aksine kötü bir durum değil. Wang, “İşleyen demir pas tutmaz” misali, emekli olduktan sonra iş ile bağlarını tamamen koparmayıp düşük tempoda da olsa çalışanların işyerinden elini ayağını tamamen çekenlere kıyasla daha az rahatsızlandığını ve vücutlarının daha dirençli, genç kaldığını, yaşam sürelerinin uzadığını ifade ediyor. Yüksek tansiyondan diyabete, kanserden kalp ve akciğer rahatsızlıklarına, Alzheimer’dan Parkinson’a pek çok hastalıktan çalışarak kendinizi koruyabilirsiniz. Oregon Üniversitesi’nden Chenkai Wu, “Gönüllü bir iş yapmak bile aktif çalışmak kadar olmasa da sizi diri tutar. Yeter ki durağan hayata geçmeyin, kendinize bir meşgale bulun” diyor. Ancak aksini düşünen uzmanlar da var. Öyle ki emeklilikten sonra kendini bambaşka bir işe adayan ve bu işe çok kaptıranlarda, adapte olmakta zorlanınca stres baş gösteriyor ve bu sağlığı olumsuz etkiliyor. Öte yandan uzun yıllar çalışanlar işi bir anda bırakınca hızlı şekilde çöküş dönemine giriyor.

        REKLAM

        ABD’Lİ MİLYARDER BUFFETT: EMEKLİ OLMA!

        20. yüzyılın en başarılı yatırımcılarından, 90’ına merdiven dayamış olan Warren Edward Buffett, “Emekli olmak için gün saymayı bırakın, asla emekli olmayın!” diyor. Buffett, “Uzun yıllar emek verirsin, emekli olursan kendine yaptığın yatırımı rafa kaldırırsın” diyor ve ekliyor: “Bir milyarder değilsen daima paraya ihtiyacın olacak, kendini garantiye almalısın. İşini sevmiyorsan, emekli olma, iş değiştir!”

        1 YIL FAZLA ÇALIŞ, ÖLÜM RİSKİNİ YÜZDE 11 AZALT

        University College London’dan Dr Mark Hamer ve ekibinin 65 yaş üzeri 3 bin 500 kişi üzerinde yaptığı araştırmaya göre, haftada 1 gün araba yıkamak gibi orta dereceli fiziksel aktivite yapanların yapmayanlara kıyasla sağlıklı yaşlanma ihtimali 2.5 kat artıyor. Dr. Hamer, uzun dönemde bunun kanser, kalp, akciğer hastalıkları, Alzheimer ve Parkinson’a da uzak olmak anlamına geldiğini söylüyor. Haftada 1 kez hızlı tempolu yürüyüş gibi daha çok efor sarf etttiğiniz etkinliklerleyse sağlıklı yaşlanma ihtimalinizi 3.5 kat artırabilirsiniz. 1 yıl fazladan çalıştığınızda bile ölüm riskinizin yüzde 11 azaldığını iddia eden uzmanlar da var. Elbette bu sonuçta, sağlıklı yaşlanmak adına yediğinizden içtiğinize hareket kapasitenize pek çok faktörün etkisi var.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ