Depremin acı hatıraları müzede yaşatılıyor
Sakarya'da, deprem konusunda halkı bilinçlendirmek amacıyla Adapazarı Belediyesince 2004'te inşa edilen ve 1 milyon ziyaretçi sayısına ulaşan Deprem Kültür Müzesi, göçüğü andıran yıkık duvarları, eğik kolonları ve kırık kirişleriyle asrın felaketi Marmara Depremi'nin acı hatıralarını yansıtıyor. Adapazarı Belediye Başkanı Mutlu Işıksu, "Ne kadar ziyaretçi olursa çok sayıda vatandaşımızı bilinçlendireceğimize inandığımız için teşvik ediyoruz" diyor
Sakarya'da, deprem konusunda bilinç oluşturmak amacıyla yüzyılın felaketi olarak nitelendirilen 1999 Marmara Depremi'nin ardından inşa edilen Deprem Kültür Müzesi, yaşanan acıları gözler önüne seriyor.
Göçüğü andıran yıkık duvarları, eğik kolonları ve kırık kirişleriyle dikkati çeken Adapazarı ilçesindeki müzede vatandaşlar, 17 Ağustos 1999'da 03.02'de meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki 45 saniyelik depremi simülasyonla neredeyse birebir yaşıyor.
AA'nın haberine göre,deprem fotoğraflarının yer aldığı müzede, afetlerde hayatını kaybedenlerin isimlerinin yazılı olduğu cam kristaller ve ziyaretçilerin duygularını paylaştığı anı defteri bulunuyor.
'ÇOK ZİYARETÇİ GELMESİNİ ÖNEMSİYORUZ'
Adapazarı Belediye Başkanı Mutlu Işıksu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Deprem Kültür Müzesi'nin deprem konusunda bilinci artırmak, deprem öncesi, anı ve sonrasıyla alakalı eğitim vermek amacıyla 2004'te hizmete açıldığını söyledi.
Kentin 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde çok acılar çektiğini vurgulayan Işıksu, "Müzemizde hem AFAD hem de İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü aracılığıyla bilinçlendirme çalışmamız devam etmektedir. Bu hafta da Deprem Haftası. Bu tempo artarak devam etmektedir." diye konuştu.
Müzeyi ziyarete gelenlerin Marmara Depremi'ne ilişkin fotoğraflara bakıp o günleri tekrar hatırladığını dile getiren Işıksu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bilinçlendirme adına çok faydalı faaliyetler olduğunu düşünüyoruz. O yüzden burada yaptığımız çalışmaları çok önemsiyoruz. Depremin 20. yılında burayı tekrar rehabilite ettik. Daha da güzelleştirdik burayı. Müzemizin içinde sergiler de yapıyoruz. Mümkün olduğunca çok ziyaretçi gelmesini önemsiyoruz. Depreme ait fotoğraflar olduğu gibi simülatörümüz var, orada deprem anını yaşıyoruz. Bütün amacımız, vatandaşlarımızı, öğrencilerimizi, gençlerimizi bu konuda bilinçlendirmek, deprem öncesi, anı ve sonrası hakkında eğitim vermektir."
Işıksu, kurulduğu günden bugüne müzeyi 1 milyon kişinin ziyaret ettiğini belirterek, "Aylık ortalama 3 bin 500 civarında ziyaretçimiz geliyor. İlk kurulduğu yıllarda yoğun ziyaretçi olmuş muhakkak, bu devam etmekte. Ne kadar ziyaretçi olursa çok sayıda vatandaşımızı bilinçlendireceğimize inandığımız için teşvik ediyoruz. Her vatandaşımızın müzemize uğramasının faydalı olduğunu düşünüyoruz." dedi.
AA'nın o dönem çektiği deprem fotoğraflarının da müzede yer aldığına işaret eden Mutlu Işıksu, Ajansın her alanda güzel işlere imza attığını dile getirdi.
O dönemi yaşayanların fotoğraflara bakarak anılarını hatırladığını vurgulayan Işıksu, "Bunlar belki acı hatıralar ama bunu bilmek, geleceğe daha güvenle bakmak anlamına geliyor. Buradaki fotoğraflar için Anadolu Ajansına da teşekkür ederiz." ifadelerini kullandı.
'KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ BAŞLATMAK İSTİYORUZ'
Işıksu, müzede anı defterinin bulunduğunu da anımsatarak, şunları kaydetti:
"Anı defteri o dönemi yaşamış vatandaşlarımız için çok önemli. Oraya duygularını yansıtıyor vatandaşlarımız. O duyguları okuduğunuzda depremin bir açıdan korkutucu yüzünü görüyorsunuz. Bunları yaşamamak adına sürekli çalışmamız gerekiyor. Bu kapsamda kentsel dönüşümü çok önemsiyoruz. Bu konuda elbette belediye tek başına değil, tüm kamuoyu, sivil toplum kuruluşları, kamu kurum ve kuruluşları ve basınımızın desteğiyle inşallah Adapazarı'nda bu dönüşümü başlatmak için hazırlıklarımızı son aşamaya getirdik. Kentsel dönüşümü Adapazarı'nda başlatmak istiyoruz."
Müzeyi ziyarete gelen Ozanlar Ortaokulu 6. sınıf öğrencisi İkbal Hürrem Tekin de depremin kötü bir doğa olayı olduğunu, o nedenle herkesin bilinçlenmesi gerektiğini ifade ederek, "Simülasyonda deprem oldu. Korku dolu bir andı. Eğer ben ne yapacağımı bilmeseydim belki de üstüme eşyalar düşebilirdi, başımı bir yere çarpabilirdim ama bildiğim için saklandım. Masanın altında 'çök-kapan-tutun' hareketi yaptım." diye konuştu.
