Fenerbahçe - Molde maçının yazar yorumları

SERDAR ALİ ÇELİKLER | VİTOR GÖRÜŞME ODASINA

Artık yeterli zaman geçti. Ligi, takımını, camiasını tanıyacak süreyi devirdi. Bu zamana kadar ‘Bekleyelim’ dediğimiz Fenerbahçe’nin yeni teknik direktörü için eleştirilerimize başlayalım.

Bir kere Molde, sadece fizik gücü yüksek klasik kuzeyli değil. Bayağı top yapabilen, mantıklı çıkabilen ve bir planı olan takım. Tüm Avrupa takımları gibi; artık herkes bir şey oynamaya çalışıyor. Peki biz ne yapıyoruz? “Ben daha kaliteliyim, yıldızlarım var, takım değerim şöyle böyle” deyip dünya gerçeklerinden bihaber şekilde yenilgiler izliyoruz.

Bu skandal sonuç tamamen ama tamamen Vitor Pereira’ya fatura edilmelidir. Birincisi rakip analizini doğru yapamadığı için. O da Molde’nin top da oynayabildiğinden emin değildi. İkincisi devreye 1-1 girmişken ve Caner kötü bir günündeyken sol bek değişikliği yapmadan oyuna başladı. Topal stopere geçer, Kadlec sol beke kayar, orta alana Alper hamlesi olabilirdi mesela. Daha da önemlisi rakibin çizgi defansının ardına 2 kere top attıkları birinde gol, diğerinde Şen’in kafasını kalecinin kurtardığını görmesine rağmen savunma arkasına top atmayı hiç düşünmemesi de cabası. Ama asıl önemlisi 2-1 geriye düştükten sonra intihar hamlesi yapıp Fernandao’yu almak uğruna Topal’ı çıkarmasıydı. 4-2-4’e dönmek belki ligde işe yarar ama bu arenada intihar teşebbüsü affedilmiyor.

Vitor’un bana göre çarpıcı bir hatası da şuydu: Durum 3-1 ve sahada Nani dışında uluslararası 1 tek oyuncu yok. Oyun kurucu Uygar... Pereira’nın Aziz Yıldırım ve Terraneo tarafından görüşme odasına alınma zamanı geldi. Kendisine;

1- Agresif, önde basan en mühimi 4-4-2 oynatmayı vadettin. Bıraktım önde basmayı, agresifliği, 4-4-2’den bile neden vazgeçtin?

2- 4-3-3’e döndün çünkü “Sow gitti” diyebilirsin. Bu dizilişe itiraz etmeyelim hadi. Ama yana pas, senden bana, benden bizim oğlana oyununa geri mi döndük? Ne zaman dikine oynamayı planlıyorsun?

3- Madem hücumda zayıfız. Neden savunma yapamıyoruz? İlk gol öncesi faul de, 2. golün ortası da, 3. gol de Caner’in kanadından geldi, bunu da mı görmedin?

4- İntihar planları yapmaya devam etmeyi düşünüyor musun?

5- En önemlisi, bu maça Diego- Josef-Gönül-Ba-Kjaer eksiklikleri ile başladık. Danimarkalı hariç hepsi idman sakatlığı, ne iş? Sorularını sormak lazım.

Öte yandan Terra ile Yıldırım’ın; Fernandao’ya “stop etmeden top kontrol etmeyi ne zaman öğreneceksin”; Volkan Şen’e “Gol vuruşu çalışmayı düşünüyor musun”; Alper’e “Dripling tamam da ne zaman pas da verebileceksin, ne zaman şut da atabileceksin”; RvP’ye de “Ne zaman güçleneceksin” diye de sorması da lazım.

TARAFTAR SINIFTA KALDI

F.Bahçe taraftarı sınıfta kaldı. Bir kere stadı doldurmayarak. Haksız penaltıya kadar tamamen uyuyarak, ‘Sahaya meşale atmayın’ uyarısını tiyatro seyretmek olarak algıladıkları için. Genç oyuncuları ıslıkladıkları için.

UMMADIK TAŞ | FAİK ÇETİNER

Fenerbahçe'nin, Norveçli rakibi karşısında maçın mutlak favorisi olduğunu hepimiz biliyorduk. Ancak oynanmadan hiçbir maç kazanılmıyor. Pereira, Molde karşısında kaleye Fabiano’yu monte etmiş, Fernandao’yu yanına oturtmuş, Volkan Şen’i de ilk 11’de sahaya sürmüştü. Oyun daha ilk dakikadan itibaren rakip alanda oynanmaya başladı. Erken gelecek bir gol, rakibin gardını düşürecek ve sahadaki sıkışıklığa da son verecekti. Fenerbahçe saldırdı, rakip savundu, maçta beklenen gol bir türlü gelmedi. Golü ani ataklarla arayan Molde, Fransız hakemin de yardımıyla ucuz bir penaltı kazandı. Tribündeki ve sahadaki Fenerbahçeliler’in protestosu kararı değiştirmedi. Sürpriz penaltıyla birlikte misafir takım öne geçti. Devre biterken, Nani’nin ustalık kokan golü, Fenerbahçe’yi soluklandırdı.

İkinci yarı işlerin Fenerbahçe adına daha iyi gideceğini düşünüyorduk. Ancak yanıldık. Defansif tedbirlerini tamamen unutan ve futbol oyununu tamamen ofans zanneden Pereira, dün gece sınıfta kaldı. Molde ilk organize atağında, ‘evlere şenlik’ Fenerbahçe defansı sayesinde ikinci golü bulunca, işler iyice karıştı. Orta alanda pres yapamayan ve defansında Kadlec ile inanılmaz hatalar yapan Fenerbahçe, yenilgiye adeta davetiye çıkardı. Hele Pereira’nın, Fernandao’yu oyuna alırken, Mehmet Topal’ı dışarıya alması tam bir teknik direktör fiyaskosuydu. Bu değişiklikle Fenerbahçe, orta alanı tamamen fizik gücü yüksek ve tempolu oynayan rakibine kaptırdı.

Sonuçta ummadık taş, baş yardı. Bu yarığın tedavisi kolay olmaz. Çünkü Fenerbahçe taraftarı, kendi ligi kadar Avrupa’da da başarı istiyor. Pereira’nın yanlış oyunu, seçimleri ve ne olduğunu henüz anlayamadığımız oyun sistemiyle Fenerbahçe’nin büyük hedefler kovalaması şimdilik biraz hayal gibi geliyor.

PEREİRA KIYAĞI

Fenerbahçe’de geniş bir kadro var. Alves ve Meireles bu formlarıyla takımda banko oynayamazlar. Bu olsa olsa onlara Pereira’nın kıyağıdır.

ÇOK MU ARADILAR?

Volkan Demirel’in, Fenerbahçe için ne kadar önemli bir kaleci olduğunu dün bir kez daha gördük. Fabiano’yu kim tavsiye etmiş, çok merak ettim.

İBRAHİM YILDIZ | PEREİRA NE YAPTIĞINI BİLMİYOR

Yıldızlar topluluğu Fenerbahçe, Avrupa Ligi ilk maçında Norveç ekibi Molde‘ye İstanbul’da yenilerek herkesi şaşırttı.

Portekizli hoca dünkü maça çıkardığı kadro ile sürpriz yaptı. Kalede Volkan’ı yedek kulübesine çekerken, forvette Fernandao’dan da vazgeçti.

Aslında maç başlar başlamaz rakip alana yerleşen ve ilk 4 dakika içinde üst üste pozisyonlar bulan Fenerbahçe sonuç alamayınca, Molde oyunda denge kurdu. Paniği atlatınca oyunu orta alanda tutarak Fenerbahçe’nin baskısını kırdı.

Sarı-Lacivertliler arka arkaya kazanılan pozisyonları değerlendiremeyince tempo düşüklüğü yaşadı. Tempo düşünce oyun da sıkıştı. 34. dakikada gelen penaltı golünün ardından Nani’nin beraberliği sağlayan şık golü moralleri düzeltti.

Nani’nin attığı golde, Meireles’in rakibin arkasına attığı pas oldukca güzel bir düşünceydi. Fenerbahçe’li futbolcular bu tür pozisyonları daha sık yapabilse çakılı oynayan Molde defansı çok zor durumda kalır ve skor da farklı olurdu.

Caner ve Şener’in daha çok oyuna katılması gerekirdi.

Atağa katılmalarına rağmen rakibin arkasına sarkıp yaptıkları ortalar hedefi bulmadı. Bu tür pozisyonlarda rakip ceza alanı içinde çoğalamama sorunu da ayrıca tartışılması gerekir.

İkinci yarıya hızlı başlayan Sarı- Lacivertliler 54. dakikada gelen golle hayal kırıklığı yaşadılar. Savunmada az adamla kalınca sağdan gelen ortaya ceza sahası içinde Şener müdahale edemedi. Boy avantajını iyi kullanan Elyounoussi kafa şutuyla bir kez daha takımını öne geçirdi. Bu pozisyonda Alves ve Kadlec geri dönmekte geç kalmışlardı.

Golden 10 dakika sonra uzaktan gelen şut yine ağlarla buluşunca Fenerbahçe beklemediği bir sonuçla kelimenin tam anlamıyla şok yaşadı, yaşattı.

Sarı-Lacivertli takımda çok açık bir şekilde görünen fiziksel düşüş alınan bu yenilgide büyük etkendi. Temponun düşük olması, ileri çıkışlarda rakibe alan bırakmalar, ikili mücadelelerde zayıf kalışları bunun göstergesiydi.

TAKTİK FALAN YOK

Pereira’nın henüz bir taktik anlayışı ve bütünlüğünü göremedik. Elindeki kozları kullanmasını bilmiyor. Takım fiziksel olarak dükülüyor. Yavaş oynuyor. Çok top tutuyorlar. Kenarlar yeterince kullanılmıyor. Böyle olunca sıkışan oyun ve rakibin kazandığı kontra toplar tehlikenin ötesinde gol oluyor. Mehmet Topal’ı oyundan çıkararak her şeyi alt üst etti.

NANİ HIZLI OYNASA

Fenerbahçe’de ayağına top yakışan bir tek Nani var. Hızlı oynasa, kendini biraz daha oyuna verse takımın lideri olur. Dün her şeye rağmen ne yaptığını bilen bir tek o vardı.

BÜLENT YAVUZ | PENALTI KARARI AĞIRDI

NOTUM 8.2 VASAT

Fenerbahçe-Molde maçının Fransız hakemi Benoit Bastien’in, penaltı haricinde iyi bir maç yönettiğini söyleyebiliriz. Ancak ceza alanı içerisindeki itme-çekmelerde tolerans göstermediğini verdiği penaltı kararıyla gördük. Bu penaltı, asla mağlubiyetinin mazereti olmamalı. Fenerbahçe, tam bir skandal oyun sergileyerek hakeme eleştirilecek hiçbir taraf bırakmadı. Fransız’ın verdiği penaltıyı, hakemlerimiz Süper Lig’deki dört haftada oynanan maçlarda benzer pozisyonlar ve hatta daha ağırı için ‘devam’ kararı verdi. İtelemek bir fauldür. Ancak şiddeti çok önemlidir. Ben bu pozisyonda, penaltıyı tam olarak içime sindiremedim. Sindiren varsa, beri gelsin. İkili mücadeleye giren Sarı-Lacivertli oyuncular, kendilerini çok çabuk yere bıraktılar. Hakem de bunların hiçbirini ‘yemedi’ ve hemen hepsine “Devam” dedi.