Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Galatasaray Galatasaray-Başakşehir maçı yazar yorumları - Galatasaray Haberleri

        PANFOBİ

        HALİL ÖZER

        Böyle bir havada, Galatasaray’ın Başakşehir gibi ligin en iyi takımlarından birini yenmesi zaten mümkün değildi.

        Yani alınan bir puan Sarı-Kırmızılı takımın başarı hanesine yazılmalı.

        Maçı izlerken futbolcuların hal ve tutumundan şöyle bir şey geldi aklıma. Oyuncuların hepsi panfobi olmuş. Yani her şeyden korkma. Rakipten korkma, toptan korkma, kendi seyircisinden korkma, sezon sonu için yönetimden korkma, durumdan korkma, mali durumdan korkma. Yani her şey var. Bütün sezon yan gelip yatan, ayağını topa vurmayan Yasin Öztekin’in dünkü çırpınmasını bile buna bağlıyorum. Herkes faturanın kendine çıkacağının korkusunda.

        Dolayısıyla böyle bir psikolojiyi yaşayan Galatasaray’ın bu ligde maç kazanması gerçekten çok zor. Şimdi kendinizi Selçuk yerine koyun. En ufak krizde seyircinin protestosu üstünde. Golünü attığı zaman, iyi oynadığı zaman “Aslan kaptan”, “Bu forma çok yakışıyor” yorumları var. Kötü oynadığı zamanda protesto. Yuhalama, ıslıklama. Ne ararsan var. Peki nasıl olacak bu iş? Bir gün de kötü gün dostu olun. Bir kötü gün de futbolcularınıza destek olun. Son 10 yılın yüzde 80’in de Galatasaray şampiyon olmuş. Çoğunda da Selçuk var. Ona buna bağırıyorsunuz; yönetimler kötü, futbolcular kötü, peki Galatasaray seyircisi hiç aynaya bakıyor mu acaba? Dün yaptıkları çocukça garip tepkilerdi. Sahadan çıkanlar, sonra geri dönenler, Emre’ye, rakibe gösterilen tepkiler, anlamsız garip davranışlardı. Haydi kötü futbolcuyu yönetim satar gönderir de seyirci ne olacak onu merak ediyorum?

        Başakşehir, rakibi sular seller gibi ezberlemiş. İlk yarı 2-0’ı buldu, daha fazlasını da bulabilirdi. İyi yayıldılar, orta alanı iyi kontrol ettiler, rakiplerinin zaten yok olan moralini dağıtıp bitirdiler.

        İkinci yarı Başakşehir için çok daha rahat geçebilirdi. Galatasaray’ın kontrolsüz baskısı altında paniğe kapılıp kendi alanlarından çıkamadılar. Oysa çıkabilecek potansiyeli vardı. Galatasaray defansı zaten kağıttan kule gibi. Fiske vursan dağılacak halde. Ama Başakşehir iki golün üstüne yatma düşüncesiyle maçı da verebilirdi. Zaten maçtan sonra Abdullah Avcı da bunu söyledi. Çok rahat kazanabilecekleri maçta bir puanı verdiler.

        Galatasaray’ın bu görüntüsü ile bu ligi üst sıralarda bitirmesi olanaksız. Bütün çiviler sökülmüş, tutan bir şey yok. Kim devreye girecek, kim ne yapacak bilmiyorum. Ama durum gerçekten fena.

        EMRE ÇOLAK

        Sahanın en iyisiydi. Orta sahada ayakta kalan tek adamdı. Hele Selçuk’un oyundan kopmasının ardından bütün iş ona kaldı. İkinci yarı çok top çaldı. Ama şu var. Ben Emre’yi iki yıldır ilk kez iyi oynarken gördüm. Oturup biraz düşünmeli.

        LUKAS PODOLSKI

        Kendisini muhtemelen dokunulmaz olarak görüyor. Seyirci bir gün öyle döner ki sen bile şaşırırsın. Zaten burunlarından soluyorlar. Arada kaynar gidersin. Bir kere takımına olumlu destek ver. Maşallah güzel maç izledi.

        YAZIK OLACAK!

        ERHAN TELLİ

        Akhisar maçından sonra uyardık ama herhalde anlatamadık. Bu işi ya çocuk oyuncağı zannediyorlar ya da ne yaptıklarının farkında bile değiller...

        Bu kafayla giderlerse, UEFA’nın vermediği artı 1 bir yıllık cezayı da yönetim ve futbolcular el ele verip Galatasaray’a kesecekler zaten. Ama neye sebep olacaklarından haberleri bile yok!

        Yahu, olacak şey mi? Mustafa Denizli istifa edeli tam bir hafta olmuş. Ama koskoca Galatasaray takımı, geleceğini ilgilendiren en kritik haftalarda, Süper Lig’de hiçbir tecrübesi olmayan genç takımının hocası ile sahaya çıkmaya devam ediyor.

        Galatasaray’ı idare etmek, bu kadar basit bir olay mı?

        Mesele burada Orhan Atik falan da değil. Tabii ki onun hiçbir suçu, günahı yok. O da elinden geleni yapmaya çalışıyor...

        Burada asıl suç, halâ bu takımın başına bir hoca bulup da getiremeyenlerde!

        Burada asıl suç, Florya’yı başı boş bir şekilde bırakıp, ‘saldım çayıra, mevlam kayıra’ mantığıyla yönetenlerde!

        Burada asıl suç, Sneijder’a ve menajerine kulübün anahtarını verip, Florya’yı tamamen bitirmeye çalışanlarda!

        Neden mi?

        Sneijder’ın futbolculuğuna tek bir sözüm yok...

        Adam, kötü bir mahalleye düşmüş yetenekli çocuk gibi sahada tek başına kıvranıp duruyor.

        Ama sen yönetici olarak, futbolcuya futbolcu gibi davranmaz da hoca ya da yönetici gibi davranırsan, kalkıp da takımın başına getireceğin yeni teknik direktörü bile ona sorarsan, sonuç da işte böyle olur.

        Gelen hocayı da, giden hocayı da Wesley Sneijder belirler!

        Diğerleri de bir kenara çekilip, ‘tek başına oynasın da, takımı kurtarsın o zaman’ diye bakar durur. Seyirci çıldırıp sonunda sopayı gösterince de, 2-0’dan sonra zora gelip, ancak baskı altında böyle bir beraberlik alınabilir...

        Sonuç mu?

        Size bir şey olmaz, geldiğiniz gibi bir gün gidersiniz.

        Yaptığınız hatalar da sizin gibi bir gün unutulur!

        Ama Galatasaray, sizin bu hatalarınız yüzünden ligi üst sıralarda bitiremez ya da Türkiye Kupası’nı alamaz ve Avrupa’ya artı bir yıl daha gidemez ise...

        İşte o zaman çok yazık olur.

        PENALTIYI YARATTI

        BÜLENT YAVUZ

        Ülkemizde hakemlik yapmak deveye hendek atlatmak gibi bir şey. Ama hakemler de kusura bakmasın, buna davetiye çıkarıyorlar.

        Her türlü donanıma, kabiliyete ve ekonomik özgürlüğe sahip hakemlerimizin, sahaya çıktıklarında kafaları rahat değil. Bunun çokça sebebi var. Hakem Özgür Yankaya’nın geçmişte iyi yönettiği maçları var ama kötü yönettiği maçlar da hala hafızalarda.

        Sayın Göksel Gümüşdağ’ın dediği gibi penaltıya kadar iyi maç yönetti. Ama verdiği penaltıyla bir çuval inciri berbat etti. Umut’un bir önceki pozisyonda Uğur Uçar’la mücadelesine penaltı verse bu kadar fırtına kopmazdı. Ama o da penaltı değildi. Umut Bulut, iki Başakşehirli’nin gerisinde kalıp avantajını kaybediyor.

        Kendisine yapılan teması hissedince de kendini bırakıyor. Hakem ceza alanına uzaktı. Açılmış eli görünce beyaz noktayı gösterdi. Burada suçu federasyonda aramak yanlış. Hata varsa tamamen hakeme ait.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ