Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Rams Başakşehir Başakşehir - Beşiktaş maçının yazar yorumları - Rams Başakşehir Haberleri

        Spor Toto Süper Lig'in 29. haftasında deplasmanda Medipol Başakşehir'e 3-1 yenilen lider Beşiktaş, rakibinin puan farkını düşürmesine engel olamadı.

        Rakibi karşısına 7 puanlık farkın avantajıyla çıkan siyah-beyazlı ekip, özellikle ilk yarıda kötü bir performans ortaya koydu. İlk yarıyı 3-0 geride kapayan Beşiktaş, ikinci yarıda Medipol Başakşehir'in iyi savunması karşısında pozisyon bulmakta zorlandı. Karşılaşmadan 3-1 mağlup ayrılan siyah-beyazlılar, 64 puanda kaldı. Medipol Başakşehir'in puanını 60'ya çıkarmasıyla Beşiktaş'ın rakibiyle arasındaki fark ise 4'e indi.

        HTSPOR yazarlarıBaşakşehir - Beşiktaş maçını yorumladı:

        UMUR TALU: FUTBOLDA DERS BİTMEZ

        Futbol bir bakıma “işçi sınıfı oyunu” olarak başladı.

        En azından, bugün Katar vb. sermayelerine teslim İngiliz kulüplerinde.

        İşçi tulumundan forma biçenlerin de bayramı 1 Mayıs.

        Liverpool, Blackpool, Westham, Millwall, Arsenal, Schalke, Dortmund, St. Pauli, Boca, Penarol, Rapid Wien, Atletico Madrid, Livorno, Adana Demirspor, Karabük ve daha nicesi.

        “Futbol, işçi sınıfının balesidir” sözü, “halkın afyonudur” genellemesine karşı o yüzden tam saha direniş işte! Alex Ferguson ve Metin Kurt’a selamlar...

        * * *

        REKLAM

        Beşiktaş’ın bayram sandığı gün de 1 Mayıs’ın doğuşu gibi acıyla yaşanmak zorundaymış. Rize’deki yumruklu antipatiye rağmen, çok saygı duyulası bir takım vardı karşısında.

        Kulübede fazladan iki 9 numarası olan bir takıma durmadan stoper aranıyorsa, kaderi hücumda kalmaktır. İşte o yüzden, kontrollü oynayayım derken yaslanınca Cengiz’in, Mossoro’nun yarattığı harika golünü kalesinde gördü.

        Başakşehir’in esas stoperleri yokken, Beşiktaş’ınkilerin yokları oynadığı maç!

        Avcı ve oyuncularının müthiş emeği ile oyun zekasına saygı talep eden iki şahane gol. Aynı Galatasaray veya kupadaki Fenerbahçe maçı gibi, baskıyla, baskınla.

        Ardından direğe yapışan Oğuzhan ve Volkan’ın çıkardığı Talisca şutu. Orada değişebilirdi oyun, ilk yarı değişmedi.

        Anormal Başakşehir baskısı, Fabri’nin bunalışı, 18 dakikada üçüncü gol!

        Cengiz Ünder’in futbolumuzda ışıl ışıl olduğu bir an daha.

        Beşiktaş müdafaasının mışıl mışıl olduğu bir an daha!

        Beşiktaş orta sahasının ortada olmadığı anbean beyan.

        Quaresma’nın korneri auta attığı bu tuhaflıkta, Atiba’yı bile ilk kez yere serilmiş görmek varmış. Bir de 2. yarıda tek kalede yeniden bir Demba Ba golünü.

        * * *

        16 yıl önce Belediye’den ve 3. Lig’den yola çıkan Başakşehir; makamı olan ama taraftarı, mahallesi bile olmayan yeni yetmeye bir yeni yetme ilçe bulunana kadar; en büyükler dışında, “eski İstanbul futbolu ve kulüpleri”nin de düşüş, çöküş öyküsü.

        Beykoz, Vefa, Feriköy gibi Milli Küme, (Süper) Lig eskileri başta; Galata, Beylerbeyi, Üsküdar Anadolu, Çengelköy, Anadolu Hisarı, Dikilitaş, Bakırköy.

        Başakşehir'den tarihi başarı Medipol Başakşehir, Spor Toto Süper Lig'in 29. haftasında lider Beşiktaş'ı 3-1 yenerek, ligde şampiyonluk yaşamış 5 takımı da aynı sezonda mağlup eden tarihteki 2. takım oldu.

        Hepsi Başakşehir’in ilk yılları, o zamanki 3 ve 2. Lig’de onunla aynı gruplardaydı. Sarıyer, Karagümrük, Pendik, Maltepe, Kartal’ı saymasak bile.

        REKLAM

        Onlar eriyip yok olurken, inşaat ilçesi Başakşehir gibi, kulüp de inşa edildi ve asırlık yapılar bu yeni inşaatla pek baş edemiyor.

        * * *

        Futbol hem bayram yeri; hem de tarihi kulüplerin ve kulüplerin tarihinin de gömüldüğü kocaman mezarlık!

        Beşiktaş da erken bayramını bir selvi gölgesine bıraktı şimdilik. Geçen haftaki Rize’ye şükrederek.

        Bu maç, Abdullah Avcı’yı Türkiye’nin en zeki avcısı olarak tescil etti: Uçan kuşu da, uçamayan Aslan’ı da avlıyor.

        10 küsur yılda bir kulüp yaratan esasında o.

        Maçın ana fikri ise şu:

        Talisca’nın 20 milyon Euro’luk bonservisini hayal etmek yerine; Bucalı, Altınordulu Cengiz’leri de tahayyül etmek lazım!

        Futbolda ders bitmez. Lig de hemen bitmez.

        Beşiktaş’ın ‘makus’ talihi Beşiktaş, Süper Lig tarihi boyunca en az galibiyet yüzdesine sahip olduğu ve kendisine hep ters gelen Başakşehir karşısında bir kez daha hüsrana uğradı. Kartal, rakibiyle ligde oynadığı 18. maçta 4. yenilgisini aldı. Başakşehir’i 4 kez yenebilen ve 10 maçta berabere kalan Siyah-Beyazlılar; yüzde 22’lik bir galibiyet oranı yakaladı. İlk yarıda Vodafone Arena’daki maç 1-1 bitmişti.

        ALİ GÜLTİKEN: ERKEN BİTTİ

        Maçın başlamasıyla beraber bir şey çok net belli oldu. Başakşehir, Beşiktaş’a karşı ligin ilk yarısında oynadığı gibi bir oyun felsefesiyle maça başladı. Beşiktaş’ın oyun kuran ayaklarını, savunma da dahil olmak üzere baskı altına almaya çalıştı. Bunu da başardı. Buna karşılık veremeyen taraf Beşiktaş oldu. Rakibinin uyguladığı pres anlayışını kendisi Başakşehir’e karşı uygulayamadı. Uygulayamamanın ötesinde bütün oyunu yönlendiren ayaklarına da müsaade etti. Özellikle Emre’yle, Mossoro’yla Baakşehir oyunu çok iyi yönetti. Visca’yı ve Cengiz’i Beşiktaş’ın ceza alanına çok etkili bir şekilde sokarak etkinlik sağladı.

        Adebayor kaliteli bir oyuncu olarak bu hücum anlayışının merkezini de çok iyi yönetti. Ve Başakşehir’in atağa çıkışlarında işin merkezi oldu. Oyun anlayışında ve uygulamasında bunlar olurken bireysel oyuncu kalitelerini de istediği ölçüde kullanabildi. Özellikle Cengiz, bireysel beceri kokan golleriyle maçın çehresini değiştirdi.

        KADER ANI » 15’ OĞUZHAN’A DİREK ENGELİ Beşiktaş, henüz 12. dakikada 2-0’ı bulan Başakşehir’in hızını kesmek üzereydi ancak Oğuzhan Özyakup’un şutu direğe takıldı. Pozisyonun devamında Talisca’nın vuruşunu Volkan Babacan, ayaklarıyla çıkardı. 18’de skoru 3-0 yapan ev sahibi galibiyete ulaştı.

        18 dakikada 3 gol yemek her takım için büyük bir şok. Bu maçın özelinde elbette kimse bu kadar kısa bir sürede böyle bir sonuç beklemiyordu. Fakat son 3 maça baktığımızda savunma anlamında Beşiktaş’ta bazı sinyaller gelmeye başlamıştı. Beşiktaş, bu maçın ilk yarısıyla beraber yani 2.5 haftadır kalesinde 8 gol gördü. Bundan önceki haftalardaki maç yoğunluğu ve Avrupa serüveni işin bu yönünü biraz kapatsa da dün akşam gördük ki temel savunma problemleri farklı bir şekilde devam ediyor. Ligdeki en yakın rakibinize karşı final kabul edebileceğiniz bir maçta ilk yarıdaki böyle bir skoru izah edebilmek elbette kolay değil. Ama özetle şunu söyleyebiliriz; coşkunun olmadığı, isteğin olmadığı, agresif savunma anlayışının olmadığı çok hareketin ve pas yönetiminin olmadığı yerde gördük ki hangi seviyede olursa olsun bu tür fotoğraflar ortaya çıkabiliyor.

        Böyle bir durum karşısında beklenen, ikinci yarıyla beraber daha agresif, oyunu zorlayan bir Beşiktaş görüntüsüydü ama bu beklenti de karşılığını bulmadı. Başakşehir doğal olarak yakaladığı skor avantajını daha fazla kendi yarı alanında kalarak korumaya çalıştı. Bunda da başarılı oldu. Beşiktaş’ın tempo yapması beklenen ayakları olan Quaresma, Babel, Oğuzhan gibi isimler dün genel performanslarının çok altındaydı. Ve o beklenilen Beşiktaş geri dönüşüne hiçbir katkıları olmadı. Hatta katkının ötesinde bu şok skoru kabullenmişlik görüntüsü ile sahadaydılar dersek daha yerinde olur.

        Genel olarak Beşiktaş, Başakşehir’in orta alan baskısına ve Cengiz’in ayaklarının kalitesine teslim olarak dün akşamı tamamladı. Kimsenin de beklemediği bir futbol gecesi yaşadı.

        KABULLENMİŞLİK

        Şaşırtıcı olan skordan fazla takım olarak bu skoru kabullenmişlikti. Çok uzun bir süre olmasına rağmen 3 golden sonra takım beklenen iradeyi ortaya koyamadı. Veya Başakşehir buna müsaade etmedi.

        TALİSCA VE GÖKHAN

        İkisi de dün akşamın hayal kırıklıklarıydı. Talisca’yı maçın tamamında ararken Gökhan’ın Cengiz’in karşısındaki performansı da Beşiktaş’a büyük sıkıntılar yaşattı.

        BÜLENT YAVUZ: İKİNCİ GOL NET OFSAYT

        Zirvenin bu önemli maçında hakem Cüneyt Çakır görev aldı. MHK doğru bir atama yaptı. Elinizde dünya markası bir hakem varsa ilk 2 sıradaki takımların maçını o yönetmelidir. Maça gelince... İkinci gol tartışmasız ofsayttı. Attamah topu Visca’ya attığı an Visca kaleye en yakın oyuncuydu. Yardımcı atladı. Kurala göre legal bir gol değildi. İptal edilmesi gerekirdi. Maçtan sonra yorumculara bakıyorum, Holmen ve Emre’nin kırmızı kart görmesi gerektiğini söylüyorlar. Bu kesinlikle doğru değil, Holmen topla oynamak için ayağını uzatıyor, Atiba daha önce dokunuyor. Holmen’in boşta kalan ayağı Atiba’nın ayak burnuna basıyor. Kontrolsüz hareket ve tamamen topla oynamak için yapılan müdahale. Karşılığı sarı olmalıydı, hakem de doğrusunu yaptı. Emre’nin ise itirazdan gördüğü sarı kart yeterliydi. Akabindeki vücut ve beden dili için ikinci sarı kart olmaz. Çakır’ın tek hatası, son dakikalarda kritik bölgede Quaresma’ya yapılan faulü görmemesiydi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ