Futbolun olduğu yerde!
Buna da şükür(!)
HTSPOR.COM ÖZEL HABER (GÖKHAN KARATAŞ) Dünya futbolunda derbi maçların yeri çok farklıdır. İskoçya'da Rangers-Celtic maçı din derbisi, Arjantin'de River Plate-Boca Juniors maçı ırk derbisi, İspanya'da Real Madrid-Barcelona maçı sınıf farkı derbisi,Yunanistan'da Olympiakos-Panathinaikos maçı zengin-fakir derbisi ve İtalya'da Roma-Lazio mücadelesi ideoloji derbisi olarak ön plana çıkıyor. Türkiye'deki Galatasaray-Fenerbahçe veya Fenerbahçe-Beşiktaş maçlarında böyle bir durum söz konusu değil. Derbilerimizi sıradanlaştırmak değil amacımız ancak diğer ülkelerin aksine sadece kelime karşılığında yaşanıyor ezeli rekabetlerimiz. Ali Sami Yen Stadı'nda pazar akşamı oynanan Galatasaray-Fenerbahçe maçında istenmeyen olaylar yaşandı. Yumruk, kafa, tokat, ısırma hatta edep yerini işaret etmeye kadar vardı olaylar. Öfkeli taraftar tribün tavanının çökmesine neden oluyordu. 90+3'üncü dakikaya kadar futbol kısırlığından ve iki takımın da şampiyonluğa havlu attığından bahsedilecekken, bir anlık öfke dizginlenemeyince Türk futbolu bir kez daha krizin içinde buldu kendini. Birbirini yumruklayan Semih ve Arda barıştı ama gazete manşetleri, haber bültenleri, köşe yazarları, yorumcular, yöneticiler belki de futbolcularve teknik ekiplerin dilinde günlerce bu konu olacak. Haklı olarak Ali Sami Yen'de facianın kıyısından dönüldüğü söylenecek. Ancak bunlar, Türkiye özelinde değil. Dünya futbolundaki örneklerin yanında en iyi niyetli yorumla 'küçük' kalıyor. En yakın örnek; İtalya'da 3 gün önce güvenlik önlemleri nedeniyle gündüz oynanan Lazio-Roma derbisinde ortalık karıştı; Olimpiyat Stadı'nda 3 kırmızı kart çıktı, yöneticiler ve teknik ekipler birbirine girdi. Futbolcular yeri geldiğinde kendi takım arkadaşından bile çıkartabiliyor hırsını. 10 gün önce Almanya Milli Takımı'nın Dünya Kupası Elemeleri'nde Galler'e karşı oynadığı karşılaşmada Lukas Podolski, takım kaptanı Michael Ballack'a tokat attı. 2007'de Fatih Tekke’nin takımı Zenit'te iki takım arkadaşı maç esnasında yumruk yumruğa kavga etti. Hollandalı futbolcu Ricksen ile Rus Radimov, oyundan atıldıktan sonra da didişmeyi sürdürdü.
Alt yapısından yetişip UEFA Kupası'nı kaldırdığı G.Saray'a dönmeyip Fenerbahçe'yi seçen Emre Belözoğlu'na Ali Sami Yen'de edilen küfürleri kimse hoş göremez. Ancakdünya futbolu bu gibi örneklerle dolu. Barcelona'dan ezeli rakip Real Madrid'e transfer olan Luis Figo'ya, yeni takımındaki ilk maçında domuz kafası bile atılmıştı. Laziolu Di Canio ile Romalı Totti arasındaki ideolojik fikir farklılığı nedeniyle yaşananları da unutmayalım. Dışarıda karşılaşmamak için (her karşılaşmada kavga çıkıyordu) kentin iki uç noktasında oturan ikiliden Di Canio, gol sevinçlerindeki ırkçı hareketleri ve kavgacı yapısıyla bir çok olayın başrolünde yer aldı.
1995'te efsane futbolcu Eric Cantona. Selhurst Park Stadı'nda kendisine ırkçı küfürler savuran Matt Simmons'a tekme attı. 2006'da Nijerya kökenli Amerikalı Oguchi Onyewu, Standard Liege'de oynadığı dönemde, ırkçı bir grup tarafından yumruklanarak dayak yedi. 2008'de Chelsea-M.United maçından sonra saha görevlisi Sam Bethell, Patrice Evra'ya yumruk attı.
Futbolun olduğu, rekabetin olduğu, futbolun sevildiği her yerde bu ve buna benzer olaylar yaşanmadı mı? En zor şey insan yönetmekse eğer 30-40 bazen 50 bin taraftarın aynı yerde toplandığı statlarda bunu önlemek ne kadar kolay? Mahalle arası futbol kavgalarında "Tamam ayrılın" diyen kadar "Hadi bir tane daha vur" diyerek izlemekten zevk alan yok mu! Arda, Semih, Emre vs. O sokak aralarından gelmediler mi G.Saray-F.Bahçe'ye? Yaşananları insanların birbirine kafa atıp yumruklamasını, bazı taraftarların tribün çökse umrunda değil durumuna gelmesini normalleştirmek değil arzumuz. Ancak futbolun doğasında bu yok mu? İster Arda'nın dediği gibi 'Türkiye gerçeği' olarak görün, ister insanların tribüne biraz da deşarj olmak için koştuğu gerçeğini kabul edin. Futbol artık endüstri haline geldi. Rant artıyor, gelir artıyor, sosyal yaşama etkisi büyüyor, teknoloji gelişiyor, futbola olan ilgi yükseliyor. Her şey böylesine artarken, futbolun bu denli sevildiği bir yerde tepkinin azalmasını beklemek eşittir hep güzellik beklemektir, hayaldir!
Aşağıdaki örnekleri okuduğunuzda Türkiye'de yaşananların 'şükür' dedirtercek düzeyde kaldığını göreceksiniz.
Hep "İngiltere futbolun beşiği" denir, Süper Lig hep Premier Lig'le kıyaslanır. Ama futbolun beşiğinin geçmişi hiç de parlak değil. Yıl 1989; Liverpool ve Nottingham Forest, FA Kupası yarı final maçında Hillsborough Stadı'nda karşı karşıya geldi. Tribünlerde çıkan kargaşada 96 taraftar ezilerek can verdi. Tarih: 11 Mayıs 1985; Bradford'da oynanan maçta sigara izmaritinin stadın ağaç kısımlarını yaktı. Çıkan yangın sonucu 56 kişi hayatını kaybetti. Yıl 1946; Bolton Wanderers ile Stoke City arasındaki FA Kupası maçından önce Burden Park Stadı'nın duvarları çökünce panik halindeki taraftarlar birbirini ezdi. 33 kişi hayatını kaybederken, 400 taraftar yaralandı.
29 Mayıs 1985'te Şampiyon Kulüpler Kupası final maçı için Belçika'nın Heysel Stadı'nda Juventus ve Liverpool takımları karşı karşıya geldi. Maçtan sonra çıkan olaylarda İngiliz taraftarlarının sıkıştırdığı İtalyan taraftarları, ezilerek hayatını kaybetti. Olayın bilançosu 39 ölü olarak tarihe geçti.
1971'de İskoçya'nın dünyaca ünlü Celtic-Glasgow Rangers derbisi için herz amanki gibi tribünler tıklım tıklım. Skoru beğenmeyip Ibrox Stadı'nı terkeden Rangrers taraftarları, takımları gol atınca geri dönüyor ve olanlar oluyor. Korkulukların çökmesi nedeniyle 66 taraftar ölüyor, 140 taraftar da yaralanıyor. 1975’te iki takımın sarhoş taraftarları birbirine baltayla saldırıyor. 8 ölü, 30'un üzerinde yaralı.
Yine bir derbi mücadelesi, adres bu defa Arjantin. Yıl 1968; El Monumental Stadı’nda oynanan River Plate-Boca Juniors maçında, iki takım taraftarları stat kapılarında karşılaşınca izdiham çıktı. Boca Juniors fanatikleri, 'Los Bosteros' (pislikler) dedikleri River Plate taraftarlarının üzerine yanan kağıtları fırlattı. Sonuç: 74 ölü, 150 yaralı. 1966'da Mısır'ın Al Ahly ile Zamalek takımları arasında yapılan olaylı derbide 300 taraftar hastahanelik oldu.
Gana'nın başkenti Akra'daki derbi maçta Afrika'nın en büyük stat faciası yaşandı. Yıl 2001; Hearts of Oak'ın son 5 dakikaya 2-1 önde girmesini hazmedemeyen Asante Kotoko taraftarları, sahayı yabancı maddelerle doldurdu. Polis, gözyaşartıcı bomba attı. 130 kişi, ezilerek veya zehirlenerek öldü. 11 Nisan 2001'de Güney Afrika'nın Johannesburg kentindeki E.Park Stadı'nda çıkan arbedede 47 kişi, 29 Nisan 2001'de Kongo'da oynanan maçta çıkan olaylarda 10 kişi hayatını kaybetti.
1916'da Sevila-Real Betis derbisinin sonucu ise 25 ölü, 100'ün üzerinde yaralı. Tarih: 20 Ekim 1982. Spartak Moskova-Haarlem Avrupa Kupası maçında 382 kişi panik içinde buz tutan merdivenlerden kayarak hayatını kaybetti.
Yakın tarihe gelelim. 2010 Dünya Kupası Afrika Elemeleri'nde 15 gün önce oynanan Fildişi Sahili-Malavi maçında, Houphouet-Boigny Arena Stadı'nın duvarının çökmesi sonucu 22 kişi hayatını kaybetti, 132 kişi yaralandı. Paraguay'da 2 ay önce Defersores del Chaco Stadyumu'nda platformun yıkılması sonucu 2 polis öldü, 8 kişi yaralandı. 2007'de Brezilya 3. Ligi'nde oynanan Bahia-Vila Nova maçında stat çöktü. Olayda 7 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda taraftar yaralandı. 2005 yılında 18. Dünya Kupası Eleme Grubu´nda İran ile Japonya milli futbol takımları arasında Tahran'da oynanan maçtan sonra 100 bin seyirci çıkışa hücum etti. İzdihamda 5 kişi öldü, 40 kişi yaralandı. Brezilya, yıl 2000; Vasco da Gama-Sao Caetano maçında stat çöktü. Bilanço: 150 yaralı. Sadece statlarda mı yaşanıyor böyle olaylar? Tabii ki hayır. Yakın tarihte yaşanan birkaç örnek şöyle:
Geçen yıl Yunanistan'da oynanan derbi maçta Olympiakos, ezeli rakibi Panathinaikos'u 4-0 yendi. Maçın ardından kafeteryada çıkan kavga sonucu bir Olympiakos taraftarı hayatını kaybetti. 2007 yılında Serie A ekiplerinden Catania ve Palermo arasındaki derbi maç sırasında başlayan olaylar stat dışına taştı. Olayları yatıştırmak isteyen polis memurlarından biri hayatını kaybetti, yaklaşık 100 kişi yaralandı. Yine 2007'de Inter-Lazio maçı öncesinde, Juventus ve Lazio taraftarı arasında çıkan kavgada bir Lazio taraftarı hayatını kaybetti. Bu kez ülke İspanya; Sevilla derbisinde Real Betis taraftarının attığı su şişesi başına isabet eden Sevilla Teknik Direktörü Juande Ramos, bilincini kaybedip hastaneye kaldırıldı.