Depremin yaşamı tehdit eden, ani ve önceden kestirilemeyen doğal bir afet oluşu onu korkutucu hale getiriyor. Bu korkunun en önemli nedenlerinden biri belirsizlik barındıran durumların kişide yoğun kaygı yaratması. Belirsizliğin yanında hem kontrol edememe hem de yaşamsal tehdit içermesi korku ve stres için tetikleyici oluyor. Bu durumda insan beyninde “kaç ya da savaş” tepkisi ortaya çıkıyor ve kişi kendisinde fizyolojik değişimler hissetmeye başlıyor.
“KAÇ YA DA SAVAŞ” TEPKİSİ
Bu değişimler; Nefes alışverişinde hızlanma, kalp atım hızında artış, titreme, kas gerginliği, göz bebeklerinin büyümesi olarak sıralanıyor. Böylelikle beynimiz vücudumuzu stres kaynağından kaçmaya ya da onunla savaşmaya hazır hale getirmeye çalışıyor. Ülkemizin bir gerçeği olduğu bilinmesine rağmen deprem her deneyimlendiğinde yaşanan belirtiler benzer oluyor. Kişi depremi bilmesine rağmen, o anda yoğun korku, kaygı ve panik gibi duygular içine girip aklında bu duyguları uyandıracak olumsuz düşünceler ve senaryolar canlanmasına engel olamıyor. Bu olumsuz düşünceler sonucunda genellikle kendisine veya sevdiklerine kötü bir şey olacağına inanıyor.
KONTROL EDİLEMEZSE NELER OLUYOR?
Depremin ne zaman sonlanacağı, nasıl bir şiddetle olacağı gibi kontrol edemediğimiz durumlar olumsuz duyguları tetikliyor. Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkesi Uzm. Psk Cemre Ece Gökpınar Çağlı, “Unutmamalıyız ki korku, kaygı ve stres işlevsel kullandığımızda bizi tedbir almaya yönlendiren ve tehdit içeren durumlardan koruyan duygulardır. Bu durum kontrol edilemez bir düzeye ulaşırsa kişilerin alınması gereken tedbirlerden uzaklaşmasına ve riskli davranışlar sergilemesine neden olabilir. Bu nedenle depreme hazırlık için öncesinde mutlaka işyerlerimiz ile evlerimizde tedbirleri almış olmamız ve deprem anında yapılacakları önceden planlamamız gerekir. Bunlar o esnada panikle riskli davranışlarda bulunmamıza engel olacaktır. Yapılan planlamaların mutlaka tatbikata çevrilmesi, deprem çantalarının hazır olması, toplanma alanlarının belirlenmesi gibi planlamalar kişilerin o anda yaşayacağı panik duygusunu azaltmaya yardımcı olacaktır. O anda ne yapmak gerektiğinin bilinmesi ve önceden tatbik edilmesi rahatlatıcı rol oynayacaktır” diyor.
DEPREM SONRASI PSİKOLOJİK SORUNLAR ARTIYOR
Depremin etkisi sonrasında da psikolojik olarak sürüyor. Deprem mağduru kişiler deprem bittikten günler sonra da stres tepkileri vermeye devam edebiliyor. Korku ve kaygı depremin bitişiyle sona ermiyor ve “Ya tekrar olursa!” kaygısı yaşanmaya devam ediliyor. Birçok kişide; evdeki ses değişikliklerine daha duyarlı olma, evde tek başına kalmakta güçlük, uyku bozuklukları, zihinde yeniden yaşantılama ile tetikte olma hali sürebiliyor. Bazen bu duygulara suçluluk, öfke, inkar gibi hisler de eşlik ediyor.
İZLERİ YILLARCA GEÇMİYOR
Yaşanan afetlere maruz kalan kişilerin işlevselliklerini geri kazanıp devam edebilme süreleri farklılık gösterebiliyor. Bu belirtiler bazı kişilerde yaşanan afetten aylar bazı kişilerde ise yıllar sonra bile canlılığını koruyabiliyor. Bu durumlarda kişilerde travma sonrası stres bozukluğu ile kaygı bozuklukları belirtileri gözlemlenebiliyor. Bu noktada kişinin işlevselliği zarar görmeye başlarsa, uzman desteğine başvurulması öneriliyor.
Haberturk.com ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak Haberturk.com yorum sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca Haberturk.com yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılamaz.
Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve Haberturk.com bunlardan sorumlu tutulamaz.
Haberturk.com yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.