'Bu ara bir klimayla konuşuyorum'

Gizem Sevinç SELVİ/ HT CUMARTESİ

Hakan Yufkacıgil, ismiyle kulağınıza yabancı gelebilir. Halbuki 2014 yılını 2 film, 1 diziyle kapattı. Üstelik filmlerden biri, dünya çapında adından söz ettiren İngiliz yapımı “Uzun Yol”du. Film, Akademi Ödülleri’nde İngiltere’nin bu yılki adayı. Uzun Yol, yabancı film dalında Oscar’ı alır mı bilemeyiz ama canlandırdığı Fariz karakteriyle Hakan Yufkacıgil, Altın Portakal’ı kucakladı bile.

Yetenekli ve başarılı oyuncunun rol aldığı bir diğer ses getiren yapım ise Erden Kıral’ın yönettiği, Nurgül Yeşilçay ve Mert Fırat’ın başrollerini paylaştığı “Gece”... Hakan Yufkacıgil, iki filmde birbirinden çok farklı, uç karakterlerle sinemaseverlerin karşısındaydı. “Uzun Yol”daki Fariz, bağımlılıkları olan, hastalıklı bir adamken Gece’de açlık grevindeki son derece naif Nahit olarak izledik onu. Bu rol için 11 kilo kaybetmiş. Hâlâ verdiği kiloları geri almaya çalışıyor. Kıyafetleri üzerine olmuyormuş ama bundan şikâyeti yok. Zira, karakterini yaşamak, onun duygu dünyasına girmek Yufkacıgil için önemli. Bu, onun ilk fiziksel performans işi de değil. Mesela yıllar önce Şehir Tiyatroları’ndaki Birdy adlı oyunda gösterdiği performans unutulmuş değil. Zaten genç oyuncu da, “Birdy’nin hâlâ konuşulması beni hem şaşırtıyor, hem de mutlu ediyor” diyor. “Benim için çok yorucu bir işti, 2 saat boyunca çömelerek oynamak zorundaydım...”

KAZIM KOYUNCU’YA BENZETİLİYOR

Yufkacıgil’in Kazım Koyuncu’ya benzerliği de dikkat çekiyor. Hatta, hayatı film olsa o oynamalı gibi yorumlar yapılmış. Lakin film çekildi, Kazım Koyuncu’yu Engin Hepileri oynadı... “Engin abi güzel oynamış diye duydum” diyor. “Bir gün sen de oynamak ister misin” diye sorduğumda ise “Kazım Koyuncu gibi birini oynamayı tabii ki çok isterim. Sadece fiziksel benzerlikten değil, onun adına bir şey yapmak için...” diye yanıtlıyor. “Fiziksel benzerlik belki destekler bunu tabii ki. Dünya görüşümün de benzer olduğu, erken vefat eden biri için bir şey yapmak bana onur verir...”

‘YONTULMUŞ BİR ASLAN’IM’

Hakan Yufkacıgil, annesine çok hayran, tam bir ana kuzusu olduğunu söylüyor. Kendini mesleğine adamış. Ancak, bu kadar yoğun çalışıp, ödüller, övgüler toplayıp nasıl göz önünde değil merak ediyorum. “Ben kendine ait bir hayatı olan, naif bir adamım. Medya tabii ki işimizin bir parçası ama ben biraz seçiciyim” diye yanıtlıyor. Aslan burcuymuş, “Ama yontulmuş bir Aslan’ım galiba” diye de ekliyor.

20 soruda Hakan Yufkacıgil

■ Tiyatro?

Aşk, emek...

■ Şiir?

Kendimi ifade edebilme yöntemi benim için. Konuşabilmeme, sohbet edebilmeme imkân sağlıyor. Çünkü normalde çok fazla cümleyi bir araya getiremem.

■ Hayattaki en büyük önceliğin?

Annem.

■ En büyük tutkun?

Sıkı sıkıya “Bu da benim tutkum” diyebileceğim bir şey yok hayatta. Hayatın akışına göre yaşıyorum. Günü yaşıyorum. Burada boş vermişliği kastetmiyorum, sadece yaşadığım andan keyif almak önemli benim için.

■ En büyük hayal kırıklığın?

Yok. Yaşanan her şeyde bir öğreti var, o yüzden hayal kırıklığı diye bir şeyin varlığına inanmıyorum.

■ Süper kahramanın var mı?

Annem.

■ Doğaüstü bir gücün olsa ne olsun isterdin?

Çok güçlü bir ilaç olmak isterim, zor durumdaki insanlara yardım edebilmek adına.

■ Başarı?

Dostların, ailen seni seviyorsa başarılı bir insansındır. Yoksa mevki falan yüzeysel.

■ Altın Portakal’da yaşanan sansür tartışmaları hakkında ne düşünüyorsun?

Ne yaşandı ki?

■ Mutluluk?

Şu anda seninle röportaj yaparken mutluyum. Yaşadığım anlar, küçük şeyler mutlu ediyor beni.

■ Hayvanlar?

En iyi dost, en iyi sırdaş onlar. Bu insanlardan nefret ediyorum anlamına gelmiyor ama koşulsuz sevgiye inandıran varlıklar. Bir kediyle, köpekle geçirdiğim 2 dakika benim için çok değerli. Köpeğim vardı, kaybettim. Şimdi de sokak hayvanlarıyla ilgilendiğimiz “Kemik Arkadaşım” diye bir grubumuz var. Her pazar sokak hayvanlarına yemek topluyoruz. Ilgilenenler sosyal medyadan ulaşabilirler.

■ Kadınlar?

Dünyanın var olmasını onlar sağlıyor. Erkeklerin çok da önemli olduğunu düşünmüyorum.

■ 10 sene sonra neredesin?

Burada buluşup röportaj yapsak aynı şeyleri konuşuruz herhalde. Çok bir şeyin değişeceğini düşünmüyorum.

■ Çocuklar?

Ablamın şimdi 5 yaşında olan oğlu doğana kadar çocuklarla pek aram yoktu. Ama onun o korkunç gelişimini görmek ve günümüz çocuklarının zekâları karşısında dehşete düşmemek elde değil.

■ Moda?

Hiç ilgilenmiyorum. Rahat etmek önemli benim için.

■ Nasıl rahatlıyorsun?

Bu ara Izmit’te çok yalnız olduğum için bir otel odasında klimayla konuşuyorum, küçük bir yer çünkü. Ama genel olarak çalışarak rahatlıyorum.

■ Aile?

Onlar için yaşıyorum.

■ Yemek?

Evet, bak böyle rahatlıyorum diyebilirim. En basit yemeği yaparken bile çok özenirim. Göze hitap etmeli. Mutfakta vakit geçirmeyi çok seviyorum

■ Fariz?

Fariz benim hayatımdaki dönüm noktalarından biri çünkü çok katmanlı bir karakter. Bağımlılıkları olan bir adam; alkol bağımlısı, uyuşturucu bağımlısı, seks bağımlısı. Bir kadına âşık oluyor ama bir süre sonra başka problemler çıkıyor ve eski bağımlılıklarına dönüyor. Kadına şiddetin anlatıldığı bir film Uzun Yol. Ve Fariz filmin kötü karakteri.

■ Birdy?

Çok güzel bir iş yaptık Şehir Tiyatroları’nda. Hâlâ konuşuluyor olması keyif verici.