Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi 40 ülke, 350 şehir

        Sema EREREN/ HT CUMARTESİ

        Her şeyiyle kullanıma hazır bir mutfakta 9 kişi... Onlar ne aşçı ne de gurme, bu 8 kişi akrobat ve dansçı! Mutfakta bizi bu sefer yemek değil, hayat hikâyeleri dinleyeceğimiz bir gösteri bekliyor: “Mutfak ve İtiraflar”... İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın getirdiği ekip, 23-27 Aralık tarihleri arasında Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde sahneye çıkacak. Gösteriyi ve daha fazlasını, Les 7 Doigts de la Main’in sanat yönetmeni ve gösterinin koreografı Shana Carroll ve sirk sanatçıları Anna Kichtchenko ve Nella Niva ile konuştuk.

        Bizi nasıl bir şov bekliyor?

        Mutfağın büyülü dünyasını beş duyuya hitap edecek bir dille sahneye taşıyan “Mutfak ve İtiraflar”, gelenleri ‘lezzetli’ bir yolculuğa çıkaracak. Üstelik sahnede anıları çağrıştıracak gerçek bir mutfak atmosferi olacak. Bu dekoru ve oyuncuları hazırlamak bile 2 saatimizi alıyor.

        Gösteriler öncesinde nasıl hissediyorsunuz?

        Gergin ve heyecanlı. Tırmanırken, başkasının kollarından asılırken veya zorlu bir numara denerken ister istemez gergin oluyorsunuz. Fazla rahat olmak bu işte tehlikeli sayılır.

        ‘UMARIM HER ŞEY YOLUNDA GİDER DE REZİL OLMAM’

        Gösteriler öncesi veya sonrası için olmazsa olmazlarınız var mı?

        Performans sergilerken gösteri öncesi kahve içemiyorum ve 2.5 saatten az bir zaman varsa, bir şeyler yemeyi tercih etmiyorum.

        Sizce insanlar bu gösteriye neden gelmeli?

        İnsanlar buradan arınmış ve rahatlamış bir şekilde ayrılacak. Sizin de bildiğiniz gibi bugünlerde huzur ve eğlence bulmak kolay değil, biz bunu sağlıyoruz. Gösterinin vermek istediği mesajı da “Sevgi, umut ve eğlence” diye sıralayabiliriz.

        Müziklerden bahseder misiniz?

        Birçok parça şov için yeniden yorumlandı. Mesela “Grease” filminden bir parça var. Caz piyanisti arkadaşımızla çalıştık, besteler yaptık. Gösterinin ana temasında caz ve piyano hâkim. Bazıları da canlı olarak çalınıyor.

        Eşinizle birlikte çalışıyorsunuz. Nedir avantaj ve dezavantajları?

        İkimiz de işimize âşığız. Eve gidince bile iş konuşuruz. Bu muhteşem! Birlikte seyahat edebiliyoruz. Bir yandan da birbirimizi iyi tanıdığımız için nasıl çalışmamız gerektiğini biliyoruz, yaratıcılık için faydalı bir süreç. En güzeli ise eve birlikte dönebilmek... Dezavantajıysa provada birimiz sakatlandığında diğeri profesyonelce işine yoğunlaşıyor, ilgisiz davranılınca da darılmaca olabiliyor. Bazen birbirimize “Hiç mi korkmadın?” gibi sorular sorabiliyoruz.

        Okuyuculara İstanbul performansı öncesinde ne mesaj vermek istersiniz?

        Hayatınız boyunca benim gibi risk alın, korkularınızı bastırın. Bence sirk gösterisini izlemek böyle motive edici bir güce sahip. Bir de unutmayın; sadece siz eğlenin diye uçuyoruz, ipte yürüyoruz!

        ‘Ne pahasına olursa olsun sevdiğiniz şeyi yapmaktan korkmayın’

        ‘Bizi izlemeye gelin’

        Ne kadar süredir sahnedesiniz?

        Sirk dünyasında büyüdüğüm için küçük yaştan beri gösterilere çıkıyorum. Fakat profesyonel olarak bu üçüncü yılım. 2013’te Belçika’da sirk okulundan mezun olduktan sonra Avrupa’daki çeşitli gösterilerde rol aldım, birçok toplulukla çalıştım.

        Sizi “Mutfak ve İtiraflar”a çeken şey neydi?

        Sahnede hepimiz bir aradayken ortaya çıkan enerji ve aldığımız keyif! Aslında gösteriye başka bir dansçının yerine geçerek katıldım. Bu toplulukla çalışmayı hep hayal etmiştim, gerçek oldu. Diğer yandan başkasının rolünü üstlenme işi ilk başta oldukça zor geldi.

        Uzun zamandır bu işin içindesiniz.

        Sirk gösterileri yapmaya 12 yaşımda Kanada’nın Toronto kentinde başladım ve kısa sürede tutkuya dönüştü. 2013’te Belçika’da sirk okulundan mezun olduktan sonra Avrupa’daki çeşitli gösteriler ve topluluklarda rol aldım. 5 yılı aşkın bir süredir dünyayı dolaşarak dans ediyorum.

        Bu ekibe neden dahil oldunuz?

        İzleyiciyle kurulan bağ beni çekti. Gösteri başlamadan önce sohbet ediyoruz. Sahnede rol arkadaşlarımla paylaştığım her dakika keyifli. Akrobatik hareketler sergilerken kurduğumuz duygusal bağ güvenle birleşiyor. Bir de yemekle ilgili bir gösterinin parçası olmak aynı zamanda gösteri esnasında atıştırmak demek. Hem ruhlarımız hem de bedenlerimiz doyuyor! Yeni ülkeler görme, yeni insanlarla tanışma fikrini de sevdim.

        Daha önce İstanbul’a geldiniz mi?

        Hayır, şehrinizi ve kültürü keşfetmek için sabırsızlanıyorum ve tabii ki gösterimizi Türk izleyicisiyle paylaşmayı da istiyorum. Fakat insanlara şunu söylemek isterim: “Bizi izlemeye gelin; size söyleyeceklerimiz var ve tabii ki sizden öğreneceklerimiz de...”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ