Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Haber değil iyilik tiranlığı

        GİZEM SEVİNÇ SELVİ/HT PAZAR

        Facebook’taki “ifade paylaşımı” meselesinden yeni aslanlı profil fotoğrafım sayesinde haberdar oldum. İnsanlar resmin altına “wow” ifadesi ekliyor, yani şaşkınlık ifadelerini gizleyemiyorlardı. Beğenmeler, beğenmemeler artık son derece demode, 4 aydır hayatımızda like, love, haha, wow, sad ve angry (sırasıyla beğenme, sevme, kahkaha, wow, üzüntü ve öfke) ifadeleri var. Yani ikonlar sayesinde şükürler olsun ki belli post’lara olan hislerimizi daha iyi ifade edebiliyoruz, özellikle kızgınlık ve üzüntü söz konusuysa. Eskiden böyle değildi, mesela arkadaşın “Babamı kaybettim” yazınca beğeniyordun, bir garip oluyordu.

        Facebook 2004’te kuruldu ama ilk pikini 2007’de yapmış olabilir. Yıl 2016, hepimiz Facebook’tan sıkıldık, yıldık; üstüne ne Instagram’lar, Snapchat’ler eskittik. Ve fakat Alexa’ya göre hâlâ Google ve Youtube’un ardından en çok Facebook’a giriyoruz ve bu da Facebook’un haber akışı kısmını dünyanın en önemli haber akışı kaynağı haline getiriyor. Her gün yavru kedi fotoğraflarından son dakika haberlerine her şeyin döndüğü, 1.65 milyar insanın içinde bulunduğu bir kaynaktan söz ediyorum. Tabii şirket açısından bu durumun çok sayıda veri toparlamak gibi bir faydasından söz edilebilir ama konumuz bu değil. Konumuz; yazılım mühendisi ve teknoloji blogger’ı Max Woolf’un aralarında CNN, TMZ, BBC ve Fox’un da bulunduğu dünyanın en popüler haber sitelerinin Facebook sayfalarına dair sunduğu grafikler. Woolf, çok sayıda grafik ve interaktif şema yardımıyla Facebook’ta en çok reaksiyon gösterilen haber içeriklerini araştırdı ve enteresan sonuçlar elde etti. Düşünsenize, hangi hikâyeler acaba hangi ifadelere tekabül ediyordu? Malum patlamalar, saldırılar, ortalık kan revan çünkü ve hepimiz olan biteni gün boyu haber akışından takip ediyoruz.

        HAYVANLAR, DOĞA, ÜNLÜ ÇOCUKLARI

        Sonuçlar çarpıcı. Örneklerle gidelim: Mesela Fox News’un paylaştığı hikâyeler aslında daha çok öfkeyi tetikleyecek türden ama insanlar daha ziyade spor kulüplerine ve politik figürlere olumlu tepkiler vermeye meyilli ve bu nedenle zaman akışında da dünyayı ayağa kaldıran patlamalar, saldırılar, kan revanla değil, bu içerikle karşılaşıyorlar. Yine en “sevilen” ve “wow”lanan ve tabii herkesin paylaşmaya yer aradığı postlar ise hayvanlara, doğaya, ünlü çocuklarına, kasabada kedi kurtaran yerel itfaiyecilere ve kahraman köpek hikâyelerine ait. Yandaki kutuda CNN, BBC ve Fox’un en çok sevilen ve wow’lananlarını görüyorsunuz. Tüm bu hikâyelerin insanları şok etmesinde ya da şefkatli yanlarını dürtmesinde elbette şaşılacak bir şey yok. Ancak Facebook’un enformasyon âlemindeki yerini düşündüğümüzde bu veriler çok kıymetli. Açıklayayım: Facebook, haber kaynağıyla ilgili yaptığı açıklamada sitenin kişilerin akışında ilgi alanlarına yönelik haberleri sıraladığını ifade etti. Yani haber kaynağınızda tıkladığınız, paylaştığınız, beğendiğiniz şeylere benzer içeriklerle karşılaşıyorsunuz. Bunun en iyi örneği 15 Ağustos 2014’te Twitter Ferguson protestolarıyla yıkılırken Facebook’ta konunun uzun saatler boyunca trend bile olmaması olabilir. Hatta sırf bu yüzden “Twitter Ferguson, Facebook Ice Bucket için” (ALS hastalığı için yapılıp çığ gibi büyüyen buz kovalı Ice Bucket dalgasını hatırlayın) gibi yorumlar yapıldı. Şimdi ise hangi içeriklerin hangi duygulara hitap ettiği, neyin daha tıklamalık olduğu, kimin neyi görünce ne hissettiği konusunda daha derin ve incelikli verilere sahibiz. “Kasiyerin nezaketi”, “bir mağazanın işe aldığı köpekli adamın hikâyesi” gibi iç ısıtan post’ların aldığı abartılı reaksiyonları biliyoruz. Öte yandan geçtiğimiz günlerde Facebook’un yaptığı haber kaynağı revizyonu açıklamasında bu küçük duygu ikonlarının bahsi bile geçmedi. Yani şirket bu reaksiyonların verilerini tutmuyor. Neticede haber kaynağımızda trend olarak görmediğimiz tüm o ciddi içeriklerin sebebi, ısrarla beğendiğimiz, hunharca wow’ladığımız kedi yavruları.

        ‘BİZ HABER SİTESİ DEĞİLİZ’

        Tabii kullanıcılar açısından bu durum büyük bir mesele değil. Kimsenin umurunda mı, o da tartışılır çünkü milyonların Facebook’u kullanma amacı arkadaşlarıyla gittiği tatilin ya da kedisinin fotoğraflarını paylaşmak. Peki Facebook’u gerçek bir haber kaynağı olarak görmeli miyiz? Sosyal medyayla ilgili en büyük sorun, geleneksel medyadan beklediğimiz doğruluk, nesnellik, şeffaflık ve adalet gibi değerleri bu mecralardan da beklememiz olabilir, çünkü yanılıyoruz.

        Kurumsal değerlerine bakıldığında hâlâ Facebook’un nihai amacı insanların aileleriyle ve arkadaşlarıyla iletişim kurması, paylaşımlarda bulunması. Zira onlar kendilerini bir haber şirketi olarak görmüyor, kendilerini orada konumlandırmıyor ve bizim onlardan bunu beklememizi garipsiyorlar. Şirketin haber kaynağı kısmından sorumlu müdürü Adam Mosseri, “Biz daima insanların kendilerini aile ve arkadaşlarına nasıl daha iyi ifade edebileceği, onlardan nasıl haber alabileceği ve nasıl iletişimde kalabilecekleri üzerine kafa yorup projeler üretiyoruz” diyor. Yani siz ve rakamlar -her ne kadar dünyanın en önemli haber kaynağı olarak Facebook’u gösterseniz de sevimli bebek fotoğrafları daima son dakika haberlerine galip gelecek. Bu noktada The Washington Post’un dijital yazarı Caitlin Dewey’e kulak vermek doğru olabilir: “Her ne kadar internet kullanıcılarının yarısı Facebook’u haber almak üzere kullansa da benim zaman akışım arkadaşlarımla ve askerlik fotoğraflarıyla dolu. Kusura bakmayın ama ben gerçekler için haberlereya da Snapchat’e gidiyorum.”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ