Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Böylesi görülmedi, 15 Temmuz darbesiyle ilgili bilgiler

        ARTÇI DEHŞET

        Türkiye, askeri darbelerin acı sonuçlarını çok yakından biliyor. 12 Eylül 1980 darbesi sonrası 650 bin kişi gözaltına alındı, işkence gören yüzlerce kişi öldü, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 517 kişi ölüm cezasına çarptırıldı, bunlardan 50’si idam edildi... Şili’de darbeyle iktidarı ele geçiren Pinochet’nin 17 yıl süren diktası 30 bin kişiyi işkenceden geçirdi, ölüm mangaları ülkeyi dolaşarak muhalifleri yargıladı, öldürdü veya hapsetti. Askeri yönetim, çoğu sosyalist muhalif 3 bine yakın kişiyi öldürdü, kaybolan 1000 kişi asla bulunamadı... Mali’de 2012’deki askeri darbeden sonra 15 bin asker öldürüldü, 2 milyondan fazlası ülkeden kaçtı... Mısır’daki Sisi darbesinde 6 binden fazla Mısırlı öldü, Muammed Mursi dahil 20 binden fazla muhalif tutuklandı, yüzlerce kişi ölüm cezasına çarptırıldı... Darbeler hayatları parçalarken ülkeleri yalnızlaştırdı, ekonomileri çökertti. Türk halkı 15 Temmuz darbe girişimine büyük cesaretle, canı pahasına direnirken bir anlamda geleceğini de kurtardı.

        15 Temmuz gecesi yaşanan FETÖ/PDY’ci teröristlerin darbe girişimi; ihanetin şiddetine karşı bir milletin inanılmaz direnişiyle tarihe geçti. Darbeler ve darbe girişimleri tarihinde sivillerin üzerine tankların yürütüldüğü, darbeye karşı çıkanların katledildiği, parlamento binalarına zarar verildiği, devlet başkanlığı saraylarına saldırıldığı, kamu kurum ve kuruluşlarının binalarının yakılıp yıkıldığı görülmüştü. Hatta en modern savaş uçakları ve helikopterlerin kullanıldığı bile oldu. Ama hepsi bir gecede yaşanmamıştı; bu bir ilkti.

        BİR MECLİS BİNASI İLK KEZ F-16’LARLA BOMBALANDI

        Millet iradesinin simgesi parlamento binaları darbe girişimlerinde ilk kapatılan kurumlar olmuş, ama darbecilerin havadan bombardımanla meclis binalarına zarar verdiği görülmemiştir! 15 Temmuz darbe girişiminin dehşet verici manzaralarından biri, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, içinde iktidar ve muhalefet milletvekilleriyle bakanlar varken havadan bombalanmasıydı. Televizyonlar canlı yayındayken gerçekleştirilen saldırının tarihte benzeri çok az. Almanya’nın başkenti Berlin’de 1933’te meclis binası Reichstag’ın kundaklanması bu nadir saldırılardan biri. Meclisin Adolf Hitler taraftarlarınca Nazi diktatörlüğünü sağlamlaştırmak için yakıldığı öteden beri iddia ediliyor. Hitler sonunda bu amacına ulaşsa da tarihçiler Reichstag’ın Hollandalı komünist Marinus van der Lubbe tarafından kundaklandığı görüşünde birleşiyor.

        HAVA KUVVETLERİ BU YOĞUNLUKTA KULLANILMADI

        Meclis binası bombalamanın ise tek örneği var. Ama bu bir askeri darbede değil sivil darbe girişiminde yaşandı. Rusya’da 1991’de Sovyetler Birliği’nin çöküşünü tetikleyen son Sovyet lider Michail Gorbaçov’a karşı başlatılan darbe girişimini, “Beyaz Saray” olarak adlandırılan meclis binası önündeki tanklara çıkarak engelleyen Boris Yeltsin, daha sonra aynı binanın topçu ateşine tutulmasını bizzat emredecekti: Rusya’nın 1993’te yaşadığı anayasal krizde yetkisi olmadığı halde meclisi fesheden Devlet Başkanı Boris Yeltsin, meclis onu görevden aldığını açıklayınca tankları meclis binası önüne yığıp ateş emri verdi. Sosyalist devrimden sonra Moskova’daki bu en kanlı olayda resmi kaynaklara göre 187 kişi öldü, 437 kişi de yaralandı.

        Tarihte, askeri darbeler ve darbe girişimlerinde hava kuvvetlerine ait uçak ve helikopterlerin kullanıldığına da rastlandı. Ancak hiçbirinde bu savaş makineleri Türkiye’de 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece yaşanan kanlı darbe teşebbüsündeki kadar yoğun biçimde kullanılmadı. Şili’de 1973’te Sosyalist Salvador Allende’ye karşı ABD destekli General Augusto Pinochet tarafından düzenlenen askeri darbede, hava kuvvetlerinin 2 jeti başkent Santiago’daki devlet başkanlığı sarayını Allende içindeyken bombalamış ve Allende’nin onlarca koruması ölmüştü. Saldırıdan sonra binayı basan askerler Allende’nin cesedini de bulmuş ancak devlet başkanının intihar ettiği anlaşılmıştı.

        Savaş uçakları Afganistan’da 1978’de Devlet Başkanı Muhammed Davud Han’a karşı yapılan darbede de rol oynamıştı. Başkent Kâbil’deki Devlet Başkanlığı Sarayı’nda Davud Han darbeye bizzat silahıyla direnmiş, kendisine 6 uçakla gece saldırısı düzenlenmişti. Darbenin Kremlin tarafından planlandığı ise ertesi yıl Sovyet tankları Afganistan’ı işgal ettiğinde anlaşıldı.

        HALKIN BENZERSİZ DİRENİŞİ

        Türk milletinin 15 Temmuz darbe girişimini engellemek için yaptıklarının da eşi benzeri yok. Sivillerin 1989’da Pekin’deki öğrenci eylemlerini ordunun bastırmasını engellemek için tankların önünde durduğu, Pinochet darbesinde olduğu gibi zırhlı konvoy araçlarının geçişini engellemeye çalıştığı görüldü. Darbeler gerçekleştikten sonra, hemen bütün Latin Amerika darbelerinde yaşandığı gibi kitlesel gösteriler, direnişler ve darbecilerin katliamlarına rastlandı. Ancak Türkiye’deki gibi darbe girişiminin başlangıcından itibaren tankların kışlalardan çıkmasının engellenmesi, köprü ve yolları kesen askerlerin ateş tehdidine rağmen direnilmesi gibi olayların da dünya tarihinde pek benzeri yok. Mesela Arjantin’de de Juan Peron’a karşı düzenlenen askeri darbe sürerken, başkent Buenos Aires’in Plaza de Mayo Meydanı’nda toplanan Peron taraftarları, uçaklar ve savaş gemileri tarafından bombalanmış, 300’den fazla kişi yaşamını yitirmişti.

        Öte yandan Bolivya’da 1979’da General Alberto Natush Busch, darbe düzenledikten 11 gün sonra ülke çapında protesto gösterilerini bastırabilmek için asker ve polise ateş açma izni vermiş, 500’den fazla kişinin ölümüne yol açmıştı. Yakın tarihte yaşanan daha feci bir katliam ise hafızalarda canlılığını koruyor. Mısır’ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi 3 Temmuz 2013’te deviren General Abdülfettah es-Sisi, darbe karşıtı gösterileri kanla bastırmıştı. Bunlardan en kanlısı 14 Ağustos 2013’te yaşanan Rabia katliamıydı. Başkent Kahire’nin Rabia Adeviye Meydanı’nda çadırlarını kurup günlerce demokrasi eylemi yapan darbe karşıtları, polis ve asker tarafından katledildi. Resmi rakamlara göre 638, İnsan Hakları Gözlem Örgütü’ne göre 817, Mısırlı muhaliflere göreyse 1000’den fazla kişi yaşamını yitirdi. 3 gün sonra sokaklarda tankları durdurmaya çalışan eylemcilere de acımasızca ateş açıldı...

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ