Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Müzayedelerin rock starı

        Heja BOZYEL / HT PAZAR

        Kimdir?

        Sanat hayatına, Tokyo’da Japon çiçek sanatı ikebana eğitimi alarak başlayan Simon de Pury, 4 çocuk babası.

        İsviçreli Simon de Pury aslında bir baron, ama senelerdir en popüler müzayedelerde tokmak onun elinde. Onu en iyi tanımlayabilecek şey “Sanat mezatlarının Mick Jagger’ı” ifadesi. Evet, kesinlikle bir Adam Lambert değil, Mick Jagger o. Fazlaca güzel eşiyle katıldığı davetlerde önce centilmenliği dikkat çekiyor. Bu da bir tesadüf değil aslında. O, doğuştan centilmen bir baron çünkü. Basel doğumlu de Pury’nin annesi, İsviçre’nin en ünlü İkebana sanatçısı. Babası ise ünlü bir ilaç firmasının yöneticisi. Uzun süre dünyanın en ünlü müzayede evi olan Sotheby’s’de çalışan de Pury şimdi kendi müzayede evi Philips de Pury&Company’nin sahibi. Sanatın yanında bir başka ilgi alanı da müzik. Tokmağı elinden bıraktığı sıralarda kulaklıklarını takıp DJ’lik yapıyor ve müzikle sanatın en büyük iki tutkusu olduğunu söylüyor.

        Türk sanat dünyası ve modern sanatçılar hakkında ne düşünüyorsunuz?

        Türk sanat dünyası bence gitgide daha aktif oluyor. Bunu görmek için zaten Contemporary Istanbul’u gezmeniz yeterli. Geçen seneden beri ziyaretçi sayısını ikiye katladı. Artık daha çok Türk sanatçı uluslararası alanda tanınıyor. Çok büyük bir gelişmenin sadece başlangıcındayız.

        Bildiğiniz, çalıştığınız sanatçılar var mı?

        Türk modern sanatçılar hakkında daha fazla bilgi edinmek isterdim. Ama müzayedelerimizde Kutluğ Ataman, Haluk Akakçe, Taner Ceylan, Ahmet Ertuğ gibi isimlerle çalıştık. Londra’da Türk sanatçılara yönelik bir sergi düzenledik. Özellikle Taner Ceylan çok ilgi gördü. Bir de Türk galeriler artık dünya çapında daha tanınır oldu.

        İstanbul da günün birinde Basel gibi bir sanat merkezi olabilir mi?

        Neden olmasın? Bu gidişle Basel olmasa da iyi bir sanat merkezi olacağı kesin. Çünkü zaten herkes İstanbul’u görmek istiyor. Bu büyük bir avantaj!

        Sanat koleksiyonculuğuna yeni başlayan ya da sanattan yeni yeni zevk almaya başlayan kişilere ne önerirsiniz?

        Önce söylediğiniz şey çok önemli, sanattan zevk almak... Sanat eserleri karşısında hissettiğimiz şeyleri ifade etmekten çekinmemeliyiz. Beğensek de beğenmesek de bundan utanmamalıyız. Daha da önemlisi sanatı izlemek, eserlere bakmak. Galeri galeri gezin. Bir süre sonra gözünüz aşina olmaya başlayacaktır. Neyi daha çok sevdiğinizi anlayacaksınız. Neden hoşlandığınızı bulunca onun hakkında daha derin araştırma yapın. Beğendiğiniz sanatçıları araştırın.

        ‘GİZLİ İŞARETLER ÖNCEDEN BANA SÖYLENİYOR’

        Yeni sanatçılara ne önerirsiniz?

        Önce bulundukları çevrede, local olarak tanınmaya çalışmalılar. Sonra uluslararası alanda tanınmak için yol alabilirler. Her alanda bu böyle. En ünlü sanatçılara bakın hepsi önce kendi şehirlerinde tanınmışlar sonra kendi ülkelerinde sonra da diğer ülkelerde takdir edilmişler. Bunun aynısı müzikte de geçerli. En büyük rock ve pop starlar önce kendi şehirlerinde tanınmış sonra global olarak tanınır olmuşlar.

        DJ kabininde olmakla müzayede kürsüsünde olmayı kıyaslayabilir misiniz?

        Müzayede sırasında karşınızdaki herkesin aynı heyecanla, ilgiyle artırmaya katılmalarını istiyorsunuz. Müzik yaparken de karşınızdakilerin aynı enerjiyle, istekle dans etmelerini amaçlıyorsunuz. Yani çok fark yok arada.

        Bildiğim kadarıyla müzayedeler sırasında bazı kişiler gizli işaretlerle açık artırmaya katılıyor... Tüm o işaretleri nasıl aklınızda tutuyorsunuz?

        Önceden bana söyleniyor. Özellikle belli parçalarda, mesela kataloğu açacağını ya da gözlüğünü çıkaracağını söyleyenler oluyor ama bunlar çok az olan şeyler.

        Hiç kaçırdığınız oldu mu bu işaretleri?

        Bir keresinde bir beyefendi işaret vereceğini söyledi ama adamın yüzündeki ifade müzayede boyunca hiç değişmediği için sürekli ona baksam da verdiği işareti anlamadım. Adamın göz kapakları dahi oynamıyordu. Ama normalde o işaretleri yakalamakta iyi olduğumu düşünüyorum.

        Kişisel koleksiyonunuzda neler var?

        Maddi değeri çok yüksek parçalar da var ama ben Godzilla figürleri topluyorum. Batman, Mickey Mouse gibi yüz şeklinde olan kupalardan oluşan bir koleksiyonum var.

        Bunları sergilemeyi düşünüyor musunuz?

        Hayır, bunların görülmesinden utanırım.

        Televizyon yıldızı

        Simon de Pury aynı zamanda bir televizyon yıldızı ve bir nevi aktör. Avenue Montaigne filminde bir sanat koleksiyonerini canlandırmıştı. BBC’de hakkında “Altın Tokmaklı Adam” adlı bir belgesel yapılmıştı. Bravo adlı bir kanaldaysa bizim “Yetenek Sizsiniz” tarzı bir sanat yarışmasını yönetmiş, geleceğin yeni sanat yıldızlarının seçilmesi için sunuculuk yapmıştı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ