Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi ‘IOC yine inşaat isterse 2020 İstanbul’da...’

        HT CUMARTESİ / Alihan MESTCİ

        İstanbul, 2000, 2004, 2008 ve 2012 Oyunları’ndan sonra 2020 Olimpiyatları için 5’inci kez aday oldu. Bu seferki rakipleri Madrid ve Tokyo. Sonuç, eylül ayında Buenos Aires’te Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin (IOC) yapacağı gizli oylamayla belli olacak. O vakte kadar aday şehirler tanıtıma devam edecek ve IOC üyeleri arasında lobi faaliyetleri yürütecek. 4-7 Mart arası Tokyo’yu gezen IOC Değerlendirme Komisyonu, Madrid’in ardından geçen hafta İstanbul’a geldi. Komisyona birçok ülkeden bu alanda kıdemli spor gazetecileri de eşlik etti. İstanbul ziyaretinin ardından bir rapor hazırlayıp IOC’ye teslim edecek Komisyon’un ilk raporu haziran ayında açıklanacak. Eylül ayına doğruysa tahminler biraz daha netleşecek. Acaba İstanbul 7 Eylül’deki oylamada 101 IOC üyesinin 55’inin gönlünü kazanabilecek mi? Komisyon ketum ama onlarla birlikte 3 kenti ve hazırlıkları gören gazeteciler İstanbul için çok umut verici şeyler söylüyor...

        ‘ASILAN AFİŞLER FARK YARATTI’

        Yıllardır olimpiyat seçimlerini takip eden iki ünlü gazeteci Keir Radnedge ve Alan Abrahamson, bu sene temiz bir rekabet olduğunu belirtiyor. IOC’yi yakından tanıyan, İngiliz spor gazetecisi Keir Radnedge “Kimse şu şehir açık ara önde diyemiyor” diyor. LA Times ve NBC’nin ödüllü spor yazarı ve USC’de (University of Southern California) spor gazeteciliği dersleri veren Amerikalı gazeteci Alan Abrahamson ise “IOC hakkında tahmin edeceğiniz tek şey, IOC’nin tahmin edilemez olduğudur” diye anlatmaya başlıyor. Ancak sonuca dair bir şeyler kestirmek mümkün... İki gazeteci de İstanbul’daki sunumu “Birinci sınıf” diye niteliyor. Abrahamson “İstanbul’un adaylığından ve sunulan projelerden etkilenmek durumunda kalıyorsunuz” diyor. Diğer aday şehirleri de gören İngiliz yazar Keir Radnedge ise İstanbul’un birçok yerine asılan “İstanbul 2020” afişlerinin fark yarattığını söylüyor. Radnedge, aday şehirleri karşılaştırdığında Tokyo’nun iyi işleyen şehir düzeninin öne çıktığını söylüyor. “Ama” diye devam ediyor: “Madrid de mükemmel bir şehir. Ancak sunumda tasarruf yapmanın ve maliyetlerin azaltılmasının vurgulanması iç karartıcıydı. Diğer yandan İstanbul’un aksine Madrid’de yapıların yüzde 80’i hazır.” Radnedge, birçok kere aday olan İstanbul’un olimpiyatları gerçekten yapabileceğini ilk defa hissettirdiğinin altını çiziyor. Ancak ikisi de İstanbul’un en zayıf yanının trafik sorunu olduğunu hatırlatıyor. Abrahamson, “Ussein Bolt’un 9 saniyede koştuğu yolu 10 dakikada alamadık” diyor. Ne var ki altyapıya Tokyo’nun 4.9 milyar dolar, Madrid’in 1.9 milyar dolar, İstanbul’un ise 19.2 milyar dolar harcayacak olmasının seçimde İstanbul’un hanesine artı olarak geçeceğinden iki gazeteci de emin. Abrahamson, İstanbul’un bu sayede kazanacağını düşünüyor: “Beijing’in seçildiği 2001’den bu yana IOC hep büyük inşaat projelerini seçti. 2001’de 2008 Olimpiyatları’nı Beijing’e; 2012 Olimpiyatları’nı Londra’ya verdiler; zira ikisi de büyük inşaat projeleriydi. 2014 Kış Olimpiyatları’nı Soçi’ye verdiler; Rusya’nın elinde 50 milyar doları bulan devasa bir proje var. 2016 Olimpiyatları Rio’da. Yine büyük inşaatlar. 2018 Kış Olimpiyatları Pyeongchang’de; Güney Kore’de büyük bir demiryolu projesi var. Yani, IOC yine büyük bir inşaat projesi yaptırmak isterse İstanbul kazanır. Eğer büyük inşaatlar döneminin sona erdiğine karar verirlerse Tokyo ve Madrid’in şansı olur.” Bu, IOC’nin tutumunu da açığa çıkaran bir konu. Abrahamson, şöyle devam ediyor: “IOC bu inşaat projelerini o şehre bıraktığı mirası gibi görüyor. IOC seçtiği şehirde iz bırakmak, hatırlanmak istiyor. Bugün Doğu Londra’da Olimpiyat Parkı var. Soçi’ye giderseniz yeni yapıları göreceksiniz. İstanbul’daysa yeni bir boğaz köprüsü, metro hatları, havaalanı ve Marmaray inşa edilecek. 2020 Olimpiyatları İstanbul’a verilirse gelenler ‘Çünkü Olimpiyatlar var’ diyecek.”

        ‘IOC HOŞ TUTULMAYI SEVİYOR’

        IOC o kadar da masum bir komite değil elbette. IOC üyeleriyle inşaat şirketleri arasındaki ilişkinin de önemli olduğunu kabul ediyor Abrahamson. “Ama” diyor, “Olimpiyatlar sizdeyse açılışa 7 yıl içinde yetiştirmeniz gereken, normalde 20-30 yılda tamamlayacağınız devasa projeleriniz olacak. Bu nedenle dünyanın her yanında devlet başkanları, başbakanlar, valiler olimpiyatları almak istiyor.” IOC’nin hazırladığı ankete göre İstanbulluların yüzde 83’ü, Türkiye’nin yüzde 76’sı 2020 Olimpiyatları’nın gelmesini istiyor. Alan Abrahamson, bu kamuoyu yoklamalarının epey önemli olduğunu söylüyor. “IOC, hoş karşılandığını hissetmek istiyor, bunu seviyor” diyor. Seçtiği her şehre iz bırakmak isteyen IOC üyeleri belli ki aday şehirlerle flört etmeyi de seviyor... Abrahamson, durumu şöyle özetliyor: “Bu, bir delikanlının genç bir kıza çıkma teklif etmesi gibi. Delikanlı, yani IOC, kızın ondan hoşlandığını bilmek istiyor. Kızlar da bu delikanlıyı kapmak için sağlam bir rekabete giriyor.” Yine de bu oğlan paralı ve ağzı iyi laf yapan kızları seçiyor. Gazetecilere göre seçimlerinde çoğu zaman da adil davranıyor. Keir Radnedge “Bence son yıllarda bir tek 1996 Atlanta seçimi talihsizdi. Ama Londra, sürpriz olsa da mükemmel bir tercihti. 1992 Barcelona, 2004 Atina, 2008 Beijing doğru seçimlerdi” diyor.

        ‘Seçimler iş ilişkilerine dayanır’

        IOC’de farklı ülkelerden bireylerin oy hakkı var. 100’ün üzerineki IOC üyesi sadece 74 ülkeyi temsil ediyor. Kimi ülkelerin 2,3 veya 4 üyesi var. Abrahamson, “IOC bir kulüp. Seçimleri de iş ilişkilerine dayanır” diyor. Radnedge ekliyor: “Hem çok kişi oy kullanıyor hem de her birinin önceliği farklı. Kimileri için ülkeleri, kimileri için gönül verdikleri spor dalları, kimileri içinse siyasi öncelikler...”

        ‘Müslüman toplumun ilk olimpiyat ülkesi’

        Açıkça görülüyor ki seçimi kazandıran etkenlerin başında lobi faaliyetleri geliyor. “Bir olimpiyat iki kıta” fikrini çok parlak bulan Keir Radnedge, lobi faaliyetlerindeyse Madrid’in önde olduğu kanaatinde; bir önceki IOC Başkanı’nın İspanyol olduğunu da hatırlatıyor. Ancak hem Madrid hem de İstanbul için olumsuz bir durum var: 2024 seçimleri... Radnedge, “Genelde aynı kıtada 2 defa üst üste olimpiyat düzenlenmiyor. 2024’te Paris’i isteyen Fransa, Hamburg’u isteyen Almanya ve Roma’yı isteyen İtalya’dan İstanbul’a oy çıkmayabilir” diye uyarıyor. Ama İstanbul’da anlatılan hikâyenin çok etkileyici olduğunu da ekliyor: “Olimpiyatlar ilk defa toplumunun Müslüman olduğu bir ülkeye gelecek.” İşin ekonomik boyutunu da unutmayan Radnedge “Şunu da eklemek lazım” diyor. “Böylesi büyük oyunlar yeni pazarlar açıyor. Dünya Kupası bu yüzden Güney Afrika’ya gitti. Aynı nedenle de Rusya’ya ve Katar’a gidiyor. İstanbul, bu trende uyuyor...” UV UV

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ