Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi sırma karasu müzik yazıları

        Sırma Karasu / sirmakarasu@gmail.com

        Şimdi koskoca Erkin Baba gibi ekol bir adamın benim helalliğime ihtiyacı tartışılır tabii. Ama insan plak şirketlerinin kataloglarında olan Erkin Koray şarkılarını kendilerince eklemelerle yeniden basmasına, babanın verdiği yorumu görünce bir kez daha hayran oluyor; “Vatandaşa kalitesiz müzik dinletmeye ne hakkınız var? Bunları çıkaranlar benim cebimden çalıyor, çalsın! Bu benim sorunum. Bir şekilde hallederim veya etmem! Ama vatandaşa kalitesiz, sahte müzik dinletilmesi, bu olmaz! Benim esas derdim bu! Öyle ki, bu piyasada dolaşan albümlere bakıyorum, şarkının içine tef, darbuka eklemesi yapmışlar. ‘Öyle Bir Geçer Zaman’ adlı ağır ve duygulu bir esere dümbelek, tef!”

        The Beatles’ın, basılmamış eserleri, 50 yıl kuralı nedeniyle kamu malı olmasın diye zorlama albüm çıkardığı bir dönemde bu sözler çok önemli.

        ROCK MÜZİĞİN LAYTMOTİFİ 60 YAŞINDA

        Bundan böyle Türk müziğindeki “babalık” kurumunu ikiye ayırmak şart oldu; sistem adamı babalar ve halkın babaları. Sistem adamı babalar kim derseniz, on yıllarca kariyeri olan ve hâlâ “gençler de müziğimi dinlesin de, varsın para ödemesin...” demeyen, her röportajında korsana dem vurmadan duramayan ve bir de plak şirketiyle arası “biraz fazla” iyi olan sanatçılar sistem adamı babalardır. Bir de Erkin Koray gibi olanlar var. Adam derdini anlatmış işte üstüne ne eklenir? Böylesi aşmış zatlar halkın müziğe ücretsiz erişimine değil, plak şirketlerinin emek sömürüsüne sitem ederler. İyi ki de ederler. “Korsan yüzünden sektör öldü” dedikçe kamyon kasasıyla albüm çıkaran adamlardan bahsediyoruz. Yahu “yapılan işin yüzde 80’i çöpe gider yüzde 20’si satar” manasına gelen olasılık kuralını biz de biliyoruz da, bu işi bu kadar araştırmadan yapınca bu bildiğin deneme yanılma yöntemi... Umarım yakın zamanda Erkin Baba kafasında, müziğin kamu malı olmasından rahatsız olmayan diğer gerçek müzik adamları da seslerini çıkarır ve adam gibi içinde Anadolu rock, folk pop gibi bize has türlerin envanteri ve örnekleri yer alan ücretsiz bir internet sitesi kurarlar. Müziğin kolektif bilincin çok önemli bir unsuru olduğunu unutmamak lazım.

        Bu hafta babalardan gidiyoruz. Buddy Holly’den Jimi Hendrix’e oradan Rolling Stones’a, Keith Richards’a gitar efsanelerinin meramını dile getirmesine tam 60 yıldır “çözüm ortaklığı” yapan Fender Stratocaster’dan bahsediyorum. Şimdi bu gitarın ne derece şahbaz bir alet olduğundan, hem temizi hem de distortion’ı nasıl verebildiğinden ya da ergonomisinden bahsetmenin âlemi yok, bilen bilir. Yarım yüzyıldan uzun bir süredir rock müziğe dolayısıyla bazı dönemlerde ana akım bazen de alt kültüre şeklini veren Stratocaster’i, herhangi bir müzik aletinden öte kültürel bir nesne bir artefakt olarak ele almak lazım.

        Clarence Fender’in, Stratocaster’ının dehası; seri üretilebilen, makul fiyatlı ama kalitesinden de ödün vermeyen bir müzik enstrümanı olması. Bu bakımdan, Fender için “müziğin Henry Ford”u demek yerinde. Start’ın okul işlevi de buradan geliyor işte. Peki bu efsanevi alet Pink Floyd’dan David Gilmour’un dehası ile birleşince ne oluyor? Ortaya Gilmour’un gitar teknisyeni Phil Taylor’ın yazdığı “Pink Floyd: Siyah Strat: David Gilmour’un Siyah Stratocaster’inin Tarihi” kitabı çıkıyor. Kitap Eric Clapton, Stevie Ray Vaughan dinleyen gitar çalma heveslisi “Ben bu sesi çıkarmak istiyorum” dediğinde neyi alması gerektiğini biliyor. Kimisi aynı sesi çıkarmakla kalmıyor aynı gitarla yeni bir tür yaratıyor mesela Kurt Cobain. Gerçi Cobain, ilk aldığı ikinci el Strat’ı yıllarca kullanan Iron Maiden’dan Dave Murray’in aksine gitarını daha çok konser sonrası parçalamak için kullanıyordu...

        Aradan yıllar geçiyor, John Mayer “Nasıl bir çocuk Michael Jordan’ın basket topunu parmağında çevirirken görüp Spalding topu eline alır benim için de Clapton’ı elinde Strat çalarken görmek böyleydi...” diyor. Şık tasarımıyla ilk gitarını almaya giden nesillerce gencin aklını alan Stratocaster, New York, Museum of Modern Arts’ta da yerini aldı.

        Değişik janrlardan efsanevi gitaristlerin Strat’la yarattığı parçalardan oluşan playlist’i zevkle dinlemenizi bir de dinlerken büyük adam Clarence Fender’e bir fatiha okumanızı dilerim.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ