Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Önceki gün Türkiye’nin önümüzdeki bir yıllık sürede dış borç ödemeleri yanı sıra verilecek cari açığın da eklenmesiyle 200 milyar dolarlık dış kaynak bulması gerektiğini belirtmiştim. Küresel konjonktür ise kısa vadeli olarak Türkiye’den yana. Çünkü bol likidite dönemini sona erdirecek olan son dönemdeki enflasyon yükselmesi belli bir kırılma yaşıyor. Risk alma iştahı yüksek ve küresel sermaye hareketleri de güçlü seyrediyor. Böyle bir ortamda yüksek dış kaynak ihtiyacını karşılamak kolay ve maliyeti de düşük.

        Ancak işlerin ve dünya konjonktürünün hep Türkiye lehine ve böyle gideceğinin garantisi yok. Bu nedenle kısa vadeli olarak konjonktür Türkiye’den yana diyoruz. Kaldı ki geçmiş döneyimler küresel konjonktürün sık sık değiştiğinin sayısız örneğiyle dolu.

        - İşte dün yapılan Bakanlar Kurulu değişimi de önümüzdeki dönemde tam da bu dış kaynağın bulunmasına destek olacak ve bu işi kolaylaştıracak şekilde yapıldı. Şüphesiz ki en önemli kazanım ekonominin çift başlılıktan kurtularak yeniden tek elden, bir başbakan yardımcısının koordinasyonunda rotasının çizilmesidir.

        - Ancak hükümet değişikliğinde atılan adım, bununla da sınırlı kalmadı. Küresel piyasalardan gelen ve yeni kabinede olmayacağı tahminleri yapılan Mehmet Şimşek ekonominin tek patronu yapılarak vitrine konuldu. İhtiyaç duyulan yıllık 200 milyar doların üzerindeki dış kaynağı bulma misyonu Şimşek’e ait. Bir anlamda verilen teşviklerle ekonomi canlandırıldı, değirmenin taşı dönüyor, Şimşek ise değirmene daha fazla su taşıyacak insan rolünde.

        - Kaynak bulunması meselesi Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan dolayı son derece önemli hale geldi. Çünkü var olan kaynakları kullandık ve tasarruf oranları da düşük. Artan büyümenin dışarıdan finanse edilmesi gerekiyor ama aynı zamanda Türkiye dış politikada bir yalnızlık yaşıyor. Ekonomi ise canlandı ve bu daha büyük, taze kaynakları gerektiriyor.

        - Dış kaynak sağlamada şimdilik bir zorluk yok. Ancak dış politik sorunların yansıması ile küresel piyasalardaki risk iştahının tersine dönmesi çakıştığında zorluk yaşanabilir. Bu nedenle küresel piyasaların dilinden anlayan, bilinen ve piyasa dostu biri olarak Mehmet Şimşek’in kabinedeki yeri güçlendirildi. Ekonomideki çift başlılığa da son verildi.

        - Ekonomide tek ve piyasa dostu kaptana dönüşte 2019’da Türkiye’de üç seçim yapılacak olması da etkili oldu. Yerel seçimlerin tarihi değiştirilemiyor. Ama cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri öne alınabilir. İster zamanında isterse öne alınarak olsun hükümet bu seçimlere büyümeyi azamileştirerek girmek ister. Büyüme yüksek olacak ki, istihdam artsın ve işsizlik oranı gerilesin. Yine yatırım ve üretim bol olacak ki, enflasyon düşebilsin. Bütün bunlar da seçmen memnuniyetini yükseltebilsin.

        TEK ELDEN EKONOMİ YÖNETİMİ PİYASADAN POZİTİF TEPKİ ALDI

        - 2019 seçimlerine giden yolda yıllık 200 milyar dolarlık finansmanın sağlanması bu nedenle kritik önemde bulunuyor. Finansman yoksa veya eksikse büyüme de olmayacak veya sekteye uğrayacak. Büyüme düşükse işsizlik yüksek kalacak ve seçimde başarı riske girecek. Yüksek büyüme, tek haneli işsizlik ve tek haneli enflasyonu gerçekleştirmek ise seçimleri almanın ön şartı gibi de görülebilir.

        - Dün yeni Bakanlar Kurulu açıklandıktan sonra finansal piyasalardaki fiyatlamalar ve verilen tepkiler de ekonomi yönetimindeki bu değişimin pozitif algılandığını ortaya koydu.

        SONUÇ: “Yırtığın çaresi dikmektir.”

        Arap atasözü

        Diğer Yazılar