Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kuzey Kore ile ABD’nin krizi hemen bitecek gibi görünmüyor. Gerginlik de, siyasi belirsizlik de, korku da sürecek gibi. Küresel piyasalar tam da tatlı tatlı para kazanırken ve risk iştahı yüksekken, şimdi “Nereden çıktı bu Kuzey Kore krizi” diyor. Alımların yerini satışlar aldı

        Kuzey Kore ile ABD arasında yaşanan füze gerginliği küresel risk iştahını vurdu. Kuzey Kore’nin ABD açısından son derece stratejik önemi bulunan Pasifik’teki Guam Adası yakınlarına füze fırlatma planını açıklamasının ardından ABD Başkanı Trump “Guam’a bir şey yaparsa Kuzey Kore’de dünyada hiç kimsenin bugüne kadar görmediği şeyler olur” dedi. Yazın tam ortasında sıcakların yanı sıra bir de gündemdeki bu beklenmedik konu piyasaları kavurmaya başladı.

        - Nükleer silahlanmanın geldiği boyut itibarıyla kazananı olmayacak bir savaşa ihtimal vermek zor. Çünkü nükleer silahlarla sadece düşmanı vurmuyorsun, içinde herkesin yaşadığı dünyaya da büyük ve kalıcı zarar veriyorsun. Kazananı olmayacak bir savaşa kim neden girsin ki. Piyasalar da normalde böyle düşünüyor. Bir nükleer savaşa çok düşük ihtimal veriyorlar. Piyasaların panik bir satışa girmemesi, sert fiyat hareketleri ortaya koymaması bunu doğruluyor.

        - Ancak kulaklara da kar suyu kaçtı. Tedirginlik başladı. Tam da risk iştahı yerindeyken, çoğunluk para kazanırken, şimdi nereden çıktı bu gerginlik diye düşünülüyor ve riskten kaçınılıyor.

        - Gerginliğin bir tarafında dünyanın ekonomik, askeri, siyasi lideri durumundaki ABD, diğer tarafında da dünyanın en kapalı, en çok bilinmeyen, özgürlüklerin tamamen yok edildiği ve ne yapacağı öngörülemeyen ülkesi var. ABD Başkanı Trump’ın Kuzey Kore lideri Kim ile restleşmesi, gerginliğin tırmanması elbette savaşla sonuçlanacak anlamına gelmiyor. Ama tansiyonun nasıl düşürüleceği, işin nasıl toparlanacağı, nasıl yumuşatılacağını da kimse bilmiyor.

        - Çünkü bir yanda tam bir diktatörlükle yönetilen ülke, diğer tarafta da diplomatik ve siyasi uslüp açısından geri dönülemeyecek sözler söyleyen bir başkan var. Diplomasiyi, devlet yönetimini ve siyaset yapmayı bilmemeleri piyasalar için başlı başına bir siyasi belirsizlik konusu. Nükleer silahların düğmesine basma yetkisi olan da bu iki insan. Tamam nükleer savaşı öngören yok ama ortada yapılanlar da şaka değil. İnsanlar korktu. 1960’ların Soğuk Savaş dönemi yeniden akıllara geldi.

        - Korku piyasaları da etkiledi. Zaten ağustos kurumlar için resmi tatil ayı ve işlem hacimleri düşük. Gelişen kriz ortamı ile küresel piyasalarda oynaklık bu nedenle arttı. Korku endeksi VIX son dört işgününde yüzde 81.5 artışla 8 Ağustos’ta 9.52’den 11 Ağustos’ta 17.28’e kadar yükseldi.

        - Kuzey Kore krizi hemen bitecek gibi görünmüyor. Krizi bitirecek liderlik veya ağabey ortada yok. Gerginlik de, siyasi belirsizlik de, korku da sürecek. Küresel piyasalar tam da tatlı tatlı para kazanırken, buna iyi bir hikâye uydurmuşken şimdi “Nereden çıktı bu Kuzey Kore krizi” diyor. Piyasalar çökmedi ama risk iştahı düştü. Bütün hikâyelerin ve sorunların üzerini Kuzey Kore korkusu kapladı.

        ************

        SIĞINILACAK LİMANLARA DİJİTAL PARA BİTCOİN DE EKLENDİ

        Korkunun artması ile sığınılacak liman arayışı hızlandı. Altın bu limanların başında geliyor. Son 4 günde yüzde 2.9 yükselen altının onsu 1.298 dolara çıktı. Son bir aylık artışı da yüzde 7.2’ye vardı. Altın bu yükselişi ile bir yıl önceki düzeyine yaklaştı ancak hale yüzde 3.7 aşağısında bulunuyor. Buna karşılık gram altın fiyatlarının son bir yılda yüzde 15.2 arttığı görülüyor. Çünkü gram altın dediğimiz Türkiye içinde alınıp satılıyor ve işlemler TL ile oluyor. Yurtdışı dolar üzerinden fiyatı yüzde 3.7 aşağıda olmasına karşılık yurtiçi TL fiyatının yüzde 15.2’yi bulması doların yükselmesinden kaynaklanıyor. Altının da aslında çift paralı bir yatırım aracı olduğunu gösteriyor.

        - Dijital paralar da bu krizde ilk kez sığınılacak liman haline geldi. Uygulama alanının giderek genişlemesi, 2008 krizinde geleneksel yatırım araçlarının yeterli korumayı sağlayamaması, arkasında herhangi bir merkez bankası veya ekonominin bulunmaması gibi avantajlarla dijital paraya yöneliş hızlandı. Piyasalarda korku da spekülasyonu hızlandırdı ve bir bitcoin hafta sonu 4 bin doları geçti ve 4.190 dolara kadar çıktı. Cuma günü kapanışa göre son 4 işgününde bitcoin 3.300 dolardan 3.645 dolara yükseldi ve yüzde 10.5 prim yaptı. Bitcoin’in 16 Temmuz’daki 1.917 dolarlık değerine göre üç haftalık artışı yüzde 105, yılbaşına göre de yüzde 307’yi buldu.

        - Risk iştahının düşmesi ile gelişmiş borsaların değer kaybı yüzde 2’yi bulurken, gelişmekte olan borsalar yüzde 3.5 düştü. Türkiye borsasının değer kaybı da dolarla ölçülen aynı endeksle yüzde 2.8 oldu.

        - Sığınılacak liman arayışı gelişmiş ülke paralarına ve tahvile yönelmeyi artırırken faiz oranları üzerinde düşürücü etki yaptı. Bu da gelişmekte olan ülkelere sermaye hareketlerini yavaşlatırken faiz oranlarının sıçramasını da törpüledi. Buna paralel Türkiye’nin iki yıllık gösterge tahvil faizi son dört işgününde 9 baz puan artışla yüzde 11.72’ye çıktı. 10 yıllık tahvil faizi ise 16 baz puan artışla yüzde 10.82’ye yükseldi.

        SONUÇ: “Bu dünyanın tüm uyumu, zıtlıkların ürünüdür.”

        Seneca

        Diğer Yazılar