Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        - Döviz kuru riskinden ve açık pozisyondan önce bankacılık sistemi darbeyi yedi. 2001 krizinde bankaların batmasında taşınan yüksek açık pozisyon çok önemli bir rol oynadı. Önlemleri alındı ve bu dertten kurtuldu.

        - Sonra 2008-2009’daki küresel kriz sırasında bireysel kredilerden dolayı dövizzede olan hanehalkına sıra geldi. Kâhtalı Mıçı bile Japon Yeni borçlanmış ve batmıştı. Bireylerin dövizle borçlanması yasaklanarak bu sorunun devamı önlendi.

        - Küresel para bolluğunun da etkisiyle dışarıda ve içeride bankalardan dövizle borçlanmaya büyük bir hız veren reel sektör bu konudaki en zayıf halka olarak kaldı. Hatta Çinli şirketlerle Türk özel sektörü kur riskini en çok artıran oldu. Döviz açık pozisyonu son verilerle 213 milyar dolar. Kendinden kendine borçları ve koruma satın alanları düşelim. Diyelim ki 213 milyar doları netleştirerek 100 milyar dolara indirelim. Kur ekimde yüzde 10 arttı. Bu artışın kalıcı olması halinde 100 milyar dolarlık net açık pozisyonu için getireceği yük 10 milyar dolardır. Karşılığı 40 milyara yaklaşır ki, 500 büyük sanayi şirketinin toplam kârını bulur.

        - Geriye kalan şirketlerin kârı da, özsermayesi de ancak 500 Büyük kadardır. Tehlike de buradadır. Kurda kalıcı yüzde 50 artış döviz açık pozisyonu taşıyan şirketleri batırır. Orada da sınırlı kalmaz, özel sektörün ayağına çelmeyi takar. Bütün bir ekonomiyi batıramayacağımıza göre kurtarma yoluna gitmek zorunda kalırız, şirketleri yüzdürürüz ama Türkiye’nin en az 10 yılını çukura atarız.

        - İşte son olarak da reel şirketlerin kur riskine sınırlama getiriliyor.

        Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ihracatçı olmayan küçük işletmelere dövizle borçlanmayı yasaklayacaklarını belirterek şöyle dedi: “İhracatçılara son 3 yıllık ortalama ihracatlarının belli katına kadar döviz veya dövize dayalı borçlanmasına izin vereceğiz. Büyük şirketleri de eğer ihracatçı değillerse, mutlaka finansal korumaya zorlayacağız. Yani hedge etmeleri gerekecek.”

        - Şimşek, bir soru üzerine de 25 bin firmanın döviz açık pozisyonunun bulunduğunu belirterek, “2 bin firma yüzde 83’üne tekabül ediyor, geriye kalan 23 bin firma yüzde 17’ye tekabül ediyor. Etkilenecek kesim küçük olacak” ifadelerini kullandı.

        - Önlemde geç kaldığımız doğrudur ama çok da gerekli ve yerinde bir adımdır. Bundan sonraki kur sıçramalarında bu kadar tir tir titremeyiz.

        ELEKTRİKLİ OLACAK VE İHRAÇ EDİLECEKSE YERLİ OTODA SORUN YOK

        - Otomobilde dünyada eğilimler değişiyor. Akaryakıtlı araçlar artık demode ve üreticiler arasında konsolidasyon çok hızlı. Büyüyen ve satın alan kazanıyor, küçükler kaybediyor.

        - Böyle bir konjonktürde Türkiye yerli otomobil üretmeye soyundu. Dün konsorsiyumun açıklanmasıyla yola koyulduk. Hayırlı olsun.

        - Üreteceğimiz eğer elektrikli otomobil olacaksa ve pazar olarak tüm dünyayı hedefleyecekse başarılı olacak veya olmayacak diye bir sorun yok. Bizzat sürecin kendisi bir başarı üretecek.

        - Burada da geç kaldık ama mutlaka denenmeli.

        56 MİLYARLIK REKOR İÇ BORÇ ÖDEMEYE STRATEJİK HAZIRLIK

        - Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, bir konuya daha açıklık getirdi. Hazine, nakit açığının yaklaşık 30 milyar lira üzerinde iç borçlanmaya gitti. Merkez Bankası’nda Hazine’nin ve diğer kamu kuruluşlarının tuttuğu mevduat da ekim sonu itibarıyla 47.4 milyar liraya vardı. Bu paranın yaklaşık yüzde 99’u Hazine’ye aitmiş. Niye fazla borçlanmaya gidilir ve bunun için borç çevirme rasyosu bozulur, belki ekstra faiz ödenir? Önemli bir sorudur.

        - Mehmet Şimşek bu konuya da açıklık getirdi ve Hazine’nin spekülasyon risklerinden korunmak adına ek borçlanma planları yaptığını söyledi. Hazine’nin 2018’e girilirken “yüksek seviyede nakit” tutacağını belirten Şimşek, Türkiye’nin zamanı 2018’in ilk çeyreği olarak belirlenmiş 56 milyar liralık borç geri ödemesinde bulunacağını bildirdi. Şimşek, Hazine’nin alacağı bu nakit pozisyonunun faizlerde hızlı bir artışın önüne geçeceğini savundu.

        - Durum buysa izlenen strateji doğrudur. Ama aklım da yüklü ödemelerin yapılacağı ilk çeyrek sonrasında Hazine kasasında kalacak fazla parada kalmadı değil.

        SONUÇ:

        “Doğruyu yapmak hiçbir zaman yanlış olmamıştır.” Mark Twain

        Diğer Yazılar